Üç yıl sonra açılan Çin ve küresel piyasalar

Nazlı SARP
Nazlı SARP nazli.sarp@dunya.com

Çin, kendi içinde 0 virüs politikasıyla bir emlak krizinin ardından; teknolojik markalarında kan kaybı, Tayvan üzerindeki yarı iletken savaşı, kapanan fabrikalar ve üretim kayıplarıyla boğuşurken diğer taraftan kapanmayla ilgili protestoları da göğüsledi ve ardından birden bire açılmaya karar verdi.

Bu “birden bire” açılma, artan virüs vakaları nedeniyle piyasaların kafasını karıştırdı.

Önce AB’de İtalya’nın test kısıtı koymak isteyen talebi bastırılırken bu defa virüsün mutantı ve yayılma hızı konu oldu.

Virüsle ilgili kaygı ve önlemler nereye varır göreceğiz ancak asıl mücadele edilmesi gerekenin oldukça hasta bir küresel ekonomi olduğu gerçeği var karşımızda.

Geçtiğimiz yıl savaşın da katkısıyla çok yükselen enflasyonla Fed, BoE ve ECB gibi başat merkez bankaları sıkı para politikası ile mücadele etti. Bu durum dolara kazandırarak, tüm varlık fiyatları üzerinde negatif baskı yarattı. Ancak emtianın kazanmasına yine de engel olunamadı.

S&P 500 borsa endeksindeki yaklaşık yüzde 19,6’lık düşüşe karşılık CRB endeksinin bir yıllık yaklaşık artışı yüzde 19; S&P Goldman Sachs emtia endeksinin bir yıllık artışı ise yaklaşık yüzde 7 olarak gerçekleşti.

Tam da 2001 sonunda DTÖ’ye katılması gibi hasta ekonomiye çare olacağı düşünülen Çin ekonomisinin küresel ekonomiye olası etkileri incelendiğinde; ilk etki tarım, metal ve fosil yakıtlardan oluşan emtialar üzerinden değerlendirilebilir.

Gıdada soya fasulyesi ön plana çıkıyor

Oldukça yoğun nüfusa sahip ülkede gıdada soya fasulyesi ön plana çıkıyor zira bu denli yüksek nüfusu beslemek için küspesinin hayvan yemi olarak da kullandığı gıda, ülkede buğdaydan önde geliyor.

Buğday fiyatlarının ise Türkiye’nin de katkısıyla açılan tahıl koridoru ve Rusya’nın elinde çok ucuz buğdayın bulunması nedeniyle, 2023’de fazla bir baskı altında olmayacağını düşünüyorum.

Petrol konusunda Çin ve Hindistan’ın Rusya’dan geçtiğimiz yıl alımları çok arttırması ve ardından Rusya’nın petrol tavan fiyatına misilleme olarak G7 ülkelerine satış yapmama kararının da etkisiyle Çin ve Hindistan’ın indirimli kontrat yapma gücünü elde etmesi Çin ve Hindistan gibi talep kaynaklı bir baskıyı elimine ediyor. Ancak yine de talebin boyutu, jeopoltik gelişmelerin seyri ve OPEC etkisi belirleyici olmaya devam ediyor.

Demir cevheri fiyatları sert bir şekilde yükseldi

Çin'in politika yapıcılarının sorunlu emlak sektörünü desteklemek için kararlı bir şekilde adım atmasının ardından son iki ayda demir cevheri fiyatları sert bir şekilde yükseldi. Ayrıca dünyanın en büyük demir cevheri tüketicisinin alım yapısını değiştirmesi, tüm alımı tek bir kamu şirketi olan CMRG üzerinden yapma kararı, sektörün dinamiklerini değiştirebilecek olması nedeniyle önemli. Bu nedenle dikkatler demir cevheri fiyatlarındaki baskıda olacak. Altın, gümüş ve teknolojide yoğun kullanılan bazı metallere ayrı bir yazıda değineceğim.

Emtia dışında Çin denince olmazsa olmazlardan yarı iletken konusu ise dünyanın en büyük çip üreticisi Tayvan Yarı-iletken İmalat Şirketinin (TSMC) ABD’nin Arizona eyaletinde kurmakta olduğu fabrikayla bir hayli yara almışa benziyor. Gelişmeleri bu yıl da takip ediyor olacağız.

Çin etkisi denilince tüm bu talebe göre şekillenen varlıkların dışında asıl olarak resesyondan çıkış bileti algılanmalı ancak bu çıkışın nasıl olacağı da işte küresel ekonominin en büyük zaafı olan ve pandemi sonrası süreçte de görülen gecikmiş talebin yarattığı yıkıcı etkiye bağlı.

Bu defa ise artan fonlama maliyetleri ile çok daha zorlu bir yatırım ortamı var ve Çin talebinin etkilerinin nasıl olacağı… Hindistan ve Rusya arasındaki ilişkinin Batı piyasalarının yıkımı pahasına sağlam kalıp kalmayacağını yaşayarak göreceğiz. Bir Çin atasözü der ki “İyimser insan, her felakette bir fırsat, kötümser insan da her fırsatta bir felaket görür.”

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Kur, faiz, enflasyon 25 Mart 2024