Uuslararası para sistemi üzerine

Ömer Faruk ÇOLAK
Ömer Faruk ÇOLAK EKONOMİ ATLASI dunyaweb@dunya.com

Küresel kriz sadece ülkelerin bankalarını batırmadı, işsizlik oranlarını artırmadı, GSYİH'lerin küçülmelere neden olmadı. Aynı zamanda uluslararası para sisteminde de ciddi hasara neden oldu. Krizle birlikte bu hasarı tamir etme çabaları da başladı. IMF ve Dünya Bankası kimi zaman tüm üye ülkelerle, kimi zamanda G-20 düzeyinde sorunu aşmaya ve yeni sistemi oluşturmaya çalıştılar. Ancak bugüne kadar bir sistem üzerinde anlaşmaya varılamadı.

Bu köşenin sahibi bu süreç de konuya ilişkin yazılar yazdı. Bu yazıların özünde belirtilen olgu, krizin yeni bir uluslararası para-finansal sisteme ihtiyaç duyduğunu, taraflarında bunun farkında olduğunu, yeni finansal sistemin inşa sürecinde olduğu idi.

Ancak krizin üzerinden üç yıl geçmesine rağmen, bugüne kadar bir uzlaşının ve bu uzlaşı üzerinden yeni bir sistemin işler hala getirilememesinin nedeni, sistemi kuracak olan egemen ülkelerden ikisinin ABD ve Çin Halk Cumhuriyeti'nin bir türlü anlaşamaması oldu. ABD ve Çin döviz kuru ve dış ticaret politikalarında biri birlerinde ayrışmaları sistemin oluşumunu tıkadı.

Bu süreçte ABD serbest dış ticaretten ve esnek döviz kurundan yana ağırlığını koyarken, Çin Halk Cumhuriyet daha korumacı bir dış ticaret politikası ve esnek olmayan döviz kurunu savundu. Esasında iki ülkede kendi ülkelerinin içinde bulunduğu koşullar nedeni ile haklılar. Çünkü ABD dış ticaret açığı verirken, Çin dış ticaret fazlası vermekte. Dolayısıyla bugüne kadar karşımıza hep "İki ülke, iki farklı eğilim" ortaya çıktı.

ABD ve Çin'in dışında kalan başta AB ve diğer ülkeler, bu süreçte farklı davranış biçimleri geliştirdiler. AB daha çok ABD'nin yanında yer almasına karşın, AB üyesi ülkeleri arasında değişik politikalar uygulayan ülkelerde oldu. Özellikle kısa vadeli sermaye hareketleri ve ileriye, geleceğe yönelik piyasalara (forward ve future markets) yönelik kısıtlayıcı önlemler alan ülkeler oldu. İngiltere ve Almanya bu konuda hızlı davrandı. Brezilya daha da ileri gitti kısa vadeli sermaye hareketleri üzerine vergi koydu. (Gelenek oldu bizde yazalım, Tobin Tax).

Son olarak Seul'de yapılan toplantıdan bir sonuç çıkması beklendi. Ancak yine olmadı. Tam bu iş çıkmaza mı giriyor diye düşünürken, bu hafta IMF'nin sermaye hareketlerine kısmi kısıtlarda getiren, finansal piyasalarda spekülatif hareketleri engellemeye yönelik bir model üzerinde çalıştığı haberleri geldi. Sonucun ve içeriğinin şu anda ne olacağı belli olmasa bile, IMF'nin bile sermaye hareketlerine kısıt getirecek bir sistem üzerinde çalışması gelecek açısından olumlu bir girişimidir.

Kısa vadeli sermaye hareketlerine engeller koyulmuş bir sistem, elbette ekonomisindeki büyümeyi bu türlü finansman dayandıran Türkiye gibi ülkeler başlangıçta zorlanacak. Ancak bu hayırlı bir zorlama olacak. Yoksa bizim gibi ülkelerin büyümelerinin finansmanını sağlam kaynaklara oturtmaya niyeti yok.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Çin böyle gider mi? 04 Ekim 2019
Yeni parasal ralli 27 Eylül 2019
Trump etkisi 13 Eylül 2019
Kapıyı çalan kimdir? 06 Eylül 2019
Talep mi borç sorunu mu? 30 Ağustos 2019