Uysal başkan söz dinler de, piyasa onu dinler mi acaba?

İsmet ÖZKUL
İsmet ÖZKUL KRİTİK AÇI ismetozkul@gmail.com

Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya, hafta sonunda bir Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile görevinden alındı ve yerine Başkan Yardımcısı Murat Çetinkaya atandı.

Bu sıradan bir atama operasyonu değil. Zaten hassas bir dönemden geçen kırılgan ekonomimize ciddi yansımaları olabilecek bir adım.

Bu operasyonun neden bu kadar ciddi anlamı olduğunu anlamak için, nasıl bir çerçeveye oturduğuna bakmak gerekiyor.

Türkiye’deki mevcut ekonomik sistem, neoliberal doktrine göre dizayn edilmiş ve buna göre yürüyen bir sistemdir. Bu ekonomik sistem, 2001 krizi sonrasında “Derviş Reformları” diye anılan düzenlemelerle en üst formunu buldu.

Erdoğan-AKP iktidarı, bu neoliberal ekonomik sistemi uygulayarak bugüne geldi. Bu neoliberal çerçeveye sırtını dayayan, aşırı borçlanma ve sıcak paranın politik istismarına dayalı hormonlu büyüme politikaları, Erdoğan-AKP iktidarının 17 yıl sürebilmesini açıklayan faktörlerden birisidir.
Bugün geldiğimiz noktada her ikisi de, yani neoliberal ekonomi sistemi de otoriterleşen Erdoğan yönetim sistemi de tıkanmıştır.

Erdoğan yönetiminin son dönemde aldığı kısa vadede görüntüyü kurtaran ama uzun vadede riskleri ve faturayı artıran adımlar atıyor olmasının önemli bir nedeni de bu tıkanmışlık hali.
Bu noktada “bağımsız” Merkez Bankası’nın başkanını görevden almanın anlam ve önemi daha da artıyor.

Merkez Bankası’nın bağımsızlığı, enflasyon hedeflemesi, dalgalı kur, dış sermaye akımlarının serbestliği, piyasalara ilişkin özerk piyasa denetleme ve düzenleme kuruluşları, Türkiye’nin yıllardır uyguladığı neoliberal ekonomik sisteminin temel yapıtaşlarıdır.
Merkez Bankası’nın bağımsızlığı bu yapıtaşlarının en önemlilerinden biridir. Buna göre Merkez Bankası’nın temel görevi fiyat istikrarını sağlamaktır. Merkez Bankası, fiyat istikrarını korumak ve belirlenen enflasyon hedeflerine ulaşmak için para politikaları ve araçlarını kullanmakta serbesttir.

Erdoğan iktidarının özellikle son yıllarında, Merkez Bankası’nın gerçek anlamda serbest olmadığı, ciddi bir iktidar baskısı altında olduğu ve kararlarında bu baskının etkili olduğu herkesin malumu olan bir gerçek.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Çetinkaya’yı neden görevden aldığını açıklarken dile getirdiği “Faizleri indirmesini söyledik, söz dinlemedi, değiştirdik” mealindeki açıklaması, Merkez Bankası’nın sınırlı bağımsızlığına bile tahammül kalmadığını gösteriyor.

BDDK başta olmak üzere diğer bağımsız piyasa düzenleyici denetleyici kurumlarının özerkliği de uzun zamandır ciddi ölçüde ortadan kalkmış durumdaydı. Merkez Bankası’ndaki görevden alma adımıyla bu süreç zirveye ulaşmış oldu.

Yüklü dış borç yükü altında bulunan, borçlarını çevirmek ve ekonomisini ayakta tutabilmek için sıcak paraya muhtaç olan bir ekonomi için bu adım Rus ruleti oynamak gibi bir şey. Hem de döviz rezervleri bu kadar zayıflamışken…

Ekonomi sıcak paraya bu kadar mahkum hale getirilmişken, global fonların yöneticilerinden kredi değerlendirme kuruluşlarına ve uluslararası ekonomi kurumlarına kadar tüm dış dünyanın, Türkiye’ye ilişkin dile getirdikleri kaygı noktalarının başında “kurumsal yapı”nın zayıflamasıydı. Bununla kastedilen başta Merkez Bankası olmak üzere bağımsız kurumların bağımsızlığının tehdit altında olması ve devlet kadrolarında liyakatın ortadan kalkmış olmasıydı.
Son raporlarda artık Merkez Bankası’nın döviz rezervi hesaplarının şeffaflığına dair kuşkuların açıktan dillendirilmesine kadar varmıştı iş.

Böyle bir noktaya sürüklenmişken, Merkez Bankası Başkanı’nın “sözümüzü dinlemedi” gerekçesiyle görevden alınması, Merkez Bankası’nın itibarını sıfırlayacaktır.

Yeni Başkan Murat Uysal, uluslararası platformlarda bu sıkıntıyı ziyadesiyle yaşayacak. Tam da göreve başladığı gün ortaya çıkan yüksek lisans tezinin intihal olduğu iddiaları, sorunu katmerleştiren bir ikinci talihsizlik oldu.

Merkez Bankası’nın her kararı, her sözü ciddi bir itibar testi barajına çarparak etkisizleşecek.
Merkez Bankası’nın başına uysal bir başkan atayarak sözünüzü dinletebilirsiniz, ama itibarını yok ettiğiniz bu Merkez Bankası’nın piyasalara sözünü dinletebilmesi için tüm silahlarını da yok etmiş olursunuz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar