Vergileri konuşma zamanı

Ömer Faruk ÇOLAK
Ömer Faruk ÇOLAK EKONOMİ ATLASI dunyaweb@dunya.com

IMF küresel ekonomik görünüm raporu bu hafta güncellendi ve dünya ekonomisi için büyüme tahmini düştü. Yıl başında dünya ekonomisinin 2019 yılında %3.3 büyüyeceği tahmin ediliyordu, oran %3.2’ye çekildi. Beklentideki düşüş küçük ama verdiği sinyal önemli. Çünkü sinyal yeni bir durgunluk olur mu korkusunu doğurmakta. Beklentilerdeki bu kötü gidişatın nedenlerine ilişkin IMF uzun bir liste hazırlamış. Liste özetle şöyle:

- Küresel ticarette makine ve dayanıklı tüketimde yavaşlama var,
- Faiz oranları çok düşük,
- Enflasyon da sessizlik hakim,
- Zayıf nihai talep (toplam talep),
- İktisat politikalarındaki yanlış adımlar atıldı,
- Brexit gibi yanlış politik hareketlere girişildi,
- ABD-Çin ticaret tartışmaları uzadı,
- İklim değişikliği, politik riskler ve çatışmalar artma eğiliminde.

IMF’in tüm tespitleri doğru, ancak eksik. Örneğin var olan risklerin nedeni olarak sermaye hareketlerinden hiç bahsedilmiyor. Yine mevcut borç yükünün her geçen gün ağırlaştığı ve ödenemez noktaya doğru gittiğinden, borç verenlerin servetlerinin sürekli arttığından, gelir dağılımın daha da bozulduğundan habersiz gibi davranıyor. Biz bu tespitleri yapınca peki çözüm nedir diye sorabilirsiniz.

IMF, küresel ölçekte sermaye hareketlerine vergi koyulması için öncülük yapmalı. Ödenen bu vergiler borç ödemesinde kullanılır. Borç yükünün getirdiği ve bir türlü azalmayan geri ödemeler sonucunda dünya ekonomisi istikrarlı bir talep yaratamadı (oluşmadı). Bundan dolayı da ekonomiler borç-deflasyon sarmalının kıyısında dolaşmakta. Eğer borç konsolidasyonundan ya da moratoryumundan korkuluyor ise er ya da geç bu vergi uygulanmalı.

IMF bunu yapmasa bile ülkeler servet üzerine artan oranlı vergi koyarak, düşük ve orta gelirli ücretli sınıf ile gerçek sanayici ve tarım üreticinin talebini yukarı çekebilir. Bu verginin sermaye kaçışına neden olacağı efsanesi doğru değil. Çünkü bu sermayenin gideceği alanlar mevcut ekonomik yapılanma nedeni ile kısıtlı. Gittiği ülkede de önce finansal piyasalar da balon yaratır, varlık fiyatları yükselir. Sonra kar realizasyonu ile satışlar gelir ve yeni bir krize neden olur.

Türkiye yüksek gelirliden fazla vergi almalı

Yukarıda verdiğim tablodan da izleyebileceğiniz üzere gelişmiş ülke demek, vergi toplayan ülke demek. En az vergi yüküne sahip Meksika krizin kenarında dolaşır iken, Türkiye krizde. Türkiye'de yaşanan tasarruf sorunu aşmak için maliye politikasının vergi bacağında düzenlemeye gidilmesi, yüksek gelir elde edenden yüksek oranlı vergi alınması zorunlu.

Bugün ağırlıklı olarak uygulanan tüketimden alınan vergi (KDV, ÖTV) hem gelir dağılımını bozmakta, hem de toplam talep de istikrarsızlık yaratmakta. Sizce asgari ücretli bir işçinin içtiği bir bardak bira için ödediği KDV ile, holding CEO’sunun ödediği KDV’nin aynı olması adil mi? Buna göre işçinin gelirinde bir bardak biranın payı ile CEO’nun payı aynı olur mu?

Not: Biradan rahatsızlık duyanlar, içeceği gazoza dönüştürebilir. Gazoz, lüks mal olduğu için (hükümete göre) 2017 yılında %10 oranında ÖTV koyuldu.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Çin böyle gider mi? 04 Ekim 2019
Yeni parasal ralli 27 Eylül 2019
Trump etkisi 13 Eylül 2019
Kapıyı çalan kimdir? 06 Eylül 2019
Talep mi borç sorunu mu? 30 Ağustos 2019