Washington notları

İlter TURAN
İlter TURAN SİYASET PENCERESİ dunyaweb@dunya.com

Washington’un banliyösü Bethesda’daki Apple mağazasına girdim. Telefonumun pili zayıflamış. Teknisyene havale ettiler. Ali adında bir genç. Babası Etiopyalıymış. İşinde profesyonel. Sonra iş bir başka gence aktarıldı, Arya. Onun ailesi İranlı. Müşterilere bakıyorum, anadili İngilizce olmayan çok. Amerikan toplumunun dinamizmine göç her zaman güç katmıştır. Bugün, sanayi sonrası dönemin innovasyon merkezi Silikon vadisi dünyanın en seçkin beyinlerini kendisine çekiyor. Trump’un Amerika’ya göçü sınırlaması planları Amerikan toplumunun dinamizmine mutlaka olumsuz katkı yapacaktır. Konuyu bilenler, Amerika’da istihdam yüksek olduğunu, göçmenlerin sorun değil diyorlar. Tepki, sona eren üretim alanlarında çalışanların işsiz kalmaları ve yeni bir iş için eğitilecek yaşı geçmiş olmalarından kaynaklanıyormuş.

Trump yönetiminin göç ile ilgili tavrı, iyi araştırılmadan ortaya atılmış bir takım popülist tedavi yöntemlerinin güzel bir örneği. Yönetimin göçün önlenmesi için uyguladığı tedbirler yargıdan döndü. Acele ile, hazırlıksız, uzmanlara danışılmadan geliştirilen tedbirlerin tekrar yargıya takılmasına da şaşırmamak lazım. Fakat, Trump yönetimi işlerini ısrarla Amerikan siyasetinin alışılagelmiş kadrolarının dışından gelen, ehliyetleri sınırlı ve olaylara ideolojik yaklaşmakta direnen bir kadro ile yürütmeye çalışıyor. Bu kadronun eylemlerine bütünsellikten uzak, perakende uygulamalardan oluşan bir yaklaşım egemen olduğundan, Trump yönetimini etkisizleşiyor. Nitekim, Obama’dan miras zorunlu sağlık sigortasını kaldırmayı amaçlayan girişimin Temsilciler Meclisi’nde başarısızlığa uğrayacağı anlaşılınca, teklifi geri çekmeye mecbur kaldılar. Trump, kampanyasında bu konuyu temel meselelerden biri olarak işlemiş, zorunlu sigorta sisteminin iptal edileceğini büyük tantana ile ilan edilmişti. Olay bir yenik düşme görüntüsü kazandı. Basında yapılan değerlendirmelere göre, Trump’un yapacağını duyurduğu vergi reformunu da benzer bir kader bekleyebilir. Kongrede vergileri düşürmek değil, kamu harcamalarını azaltmanın daha doğru olduğu kanaatinin hakim olduğu söyleniyor.

Trump yönetiminin güçlükleri nelerden kaynaklanıyor, daha ayrıntılı bakalım.
Amerikan politikasını yakından izleyenler, seçilmesinin üzerinden beş, göreve başlamasının üzerinden ise üç ay geçmiş bir başkanın hala bakan ve yüksek bürokratlarını atayamamış olmasının ülke tarihinde rastlanmadığına olduğuna işaret ediyorlar. Bir bakanlıkta yüksekçe görevde olan bir dostum, kendi bakanlığına henüz bakan atanamadığını, başlangıçta bakanlığa önerilen kişinin sicili sorunları dolayısıyla adaylığını geri çekmek zorunda kaldığını söyledi. Buna karşılık, bakanlıkta bir takım ideolojik yönelimli kadrolar peydahlanmış. Bu zevat bakanlığın profesyonel kadrolarıyla pek görüşmüyor, bakanlığı “ele geçirerek” ideolojik tercihlerine göre şekillendirmek için “öncü kuvvetler” olarak hazırlık yapıyorlarmış. Kıdemli, tecrübeli yüksek memurlar arasında istifalar başlamış. Korkulan, bürokrasinin giderek profesyonellikten uzaklaşacağı, kurumların da zayıflayacağı, görevlerini yerine getiremeyecek duruma düşeceği.

Trump yönetiminin, sert bir ideolojik yaklaşım izlemekteki ısrarı seçmen desteğini sürdürmek amaçlı olsa gerektir. Ancak denge ve denetleme üzerine kurulu bir sistemde, bu yaklaşım yönetimin işini zorlaştırıyor, başarısızlıkla sonuçlanıyor. İki hafta önce German Marshall Fund’ın düzenlediği Brüksel Forumu’nda konuşan Arizona Senatörü, eski Cumhuriyetçi başkan adaylarından John McCain’e, Trump’a ne gibi tavsiyelerde bulunacağı soruldu. Senatör, ilkin başkanın karşı tarafa da el uzatması lazımdır; başkanın Demokrat Kongre üyeleriyle uzlaşmadan istediği yasaları çıkarması mümkün değildir dedi. Yasa tekliflerinin kabulü için, Kongre üyelerinin görüşlerine yer verilmesi kaçınılmazdır. İkinci olarak, başkanın bürokrasi ile çalışmayı öğrenmesi gerektiğine işaret etti. Bunun yapılabilmesi için bakan ve yüksek bürokrat atamalarının bir an önce tamamlanması zorunlu. Üçüncü olarak, başkanın sabah erkenden kalkıp bir sürü tweet atmaktan vazgeçmesini tavsiye etti. Başkanın aklına her aklına geleni, düşünmeden tweet mesajına dönüştürmesi kafaları karıştırmakta, başkana yardımcı olan kadrolarının vakitlerini, diğer işlerini ihmal ederek, bu duyuruların yarattığı hasarları gidermeğe ayırmaları sonucunu doğurmaktadır.

Trump yönetiminin işini zorlaştıran iki husus daha var. Bir kere, bazı kişilerin Rusya ile açıklamakta güçlük çektikleri ilişkileri ve bağlantıları olduğu anlaşılıyor. Nitekim, bir Milli Güvenlik görevine atanan General Michael Flynn, görev öncesi sorgulanırken, doğru olmayan beyanlarda bulunduğu için görevinden ayrılmak zorunda kaldı. Görünen o ki, bu konuda yapılan tahkikat derinleştirildikçe, başkalarının da sıkıntılı durumlara düşmesi söz konusu olabilir. İkinci olarak, Trump kadrosundan bazılarının iş hayatındaki bağlantılarının tümünü iptal etmedikleri, böylece çıkar çatışması olarak nitelenecek durumlarla karşılaştıkları anlaşılıyor. Hakkında tereddüt olanlar arasında Başkanın özel danışmanlığını üstlenen damadı Jared Kushner da bulunuyor. Damat şirketlerdeki görevlerini bırakmış ama menfaat ilişkisini tam kesmemiş. Şirketlerin devletle işleri olabileceği, böylece suç niteliğinde bir çıkar çatışması ortaya çıkabileceği belirtiliyor. Devam ederse, bu tür olaylar sadece kamunun yönetime karşı duyduğu güveni sarsmakla kalmayabilir, bazı kişilerin yargılanması ve mahkum olması gibi, yönetimi mahcup edecek sonuçlar doğurabilir.

Bir türlü göreve başlamayı beceremeyen, attığı adımların sonuçlarını iyi hesap edemeyen, rakipleri ile uzlaşmayı bilmeyen bir Amerikan yönetimi yalpalayarak, zikzaklar çizerek, duruma hakim olmaya çalışıyor. Daha hizmet döneminin başında olan, normalde seçmenle balayı yaşaması beklenen Başkanın kamuoyunda olumlu değerlendirilmesi yüzde 30’a düşmüş. Bu Amerikan tarihine bir ilk. En dertli olanlar ise Trump’a oy veren, durumları kötüleyen, düşük gelirli beyaz Amerikalılar. Ülke adeta lidersiz kalmış durumda. Bunun ne Amerika ne de dünya için iyi olduğunu söylemek mümkün değil. Peki düzelir mi, o da pek muhtemel değil. Uluslararası politikada zor bir döneme hazır olalım.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
G7 nereye gidiyor? 04 Eylül 2019