Yabancı niye doğrudan yatırım yapmıyor?

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Dünkü yazımızı “Peki para niye gelmiyor, yabancılar niye doğrudan yatırıma niyetlenmiyor da gayrimenkul satışıyla avunuyoruz” diye bitirmiş ve bu sorunun yanıtının bir başka yazı konusu olduğu belirtmiştik.

Bir anlamda kaldığımız yerden devam edelim... Önce gelin 2003'ten bu yana olan dönemde doğrudan yatırımların döviz girişi ayağının nasıl seyrettiğine bakalım. Yerli yatırımcıların yurtdışındaki yatırımları ayrı bir konu, biz yabancıların Türkiye'deki yatırımlarına bakmak istiyoruz.

Yabancı yatırımcı Türkiye’de yatırım yaptığı zaman bu dün de belirttiğimiz gibi Türkiye’nin yükümlülüğü anlamına geliyor. İfade bu yüzden net yükümlülük oluşumu. İşte bu net yükümlülük temelde üç kalemden oluşuyor.

Bunlardan biri sermaye girişi. Sermaye Merkez Bankası’nca şöyle tanımlanıyor:

“Yurtdışında yerleşik kişilerin Türkiye’de yerleşik bir şirket kurmak, kurulmuş bir şirkete ortak olmak, şube açmak yoluyla doğrudan yatırım amacıyla Türkiye’ye getirdikleri tutarlar.”

Ayrıca kardan sermayeye yapılan ekleme de sermaye girişi olarak tanımlanıyor.

Sermaye kalemi ikiye ayrılıyor. Bir, giren para, yani yatırım var, bir de zaman içinde çıkan, yani tasfiye edilen var.

Net yükümlülük oluşumunda diğer bir kalem net diğer sermaye. Bu kalem “yurtdışında yerleşik ana ortağın Türkiye’deki şube, iştirak ve bağlı ortaklığa ya da yurtdışında yerleşik şube, iştirak ve bağlı ortaklığın Türkiye’deki ana ortağa ya da yurtdışında yerleşik grup şirketlerinin Türkiye’de yerleşik doğrudan yatırım şirketine verdiği kredileri ve geri ödemeleri” kapsıyor.

Yükümlülük oluşumunda üçünü kalem ise dün detaylı olarak ele aldığımız gayrimenkul.

Önemli olan kalem sermaye

Özetle şöyle söylemek mümkün. Yabancı yatırımcı ya sermaye getirip yatırım yapıyor (tabloda A) ya kredi getiriyor (tabloda B) ya da yatırım sayılması tuhaf görünse de gayrimenkul alımı yoluyla gelen döviz (tabloda C) var.

Bu üç kalem içinde gerçek yatırımı gösteren sermaye kalemi.

2006’ya, 2007’ye, 2011’e dikkatinizi çekmek isteriz. Yıllık tutarlar 15-20 milyar dolar arasında seyrediyor. 2015’ten sonra ise 10 milyarı görememişiz. Bu yılın ilk yarısındaki tutar da yalnızca 3 milyar dolar.

Yabancı yatırımcı Türkiye gibi nüfusu çok fazla, yani pazar yönünden pek sıkıntı çekilmeyecek bir ülkede doğrudan yatırıma niye sıcak bakmıyor?

Bu sorunun yanıtını bir profesyonele bırakalım...

“Yatırım yapmıyorlar, çünkü...”

Uluslararası yatırımlar alanında uzman bir okurumuz yabancı yatırımcıların Türkiye'de yatırım yapmaktan niye kaçındıkları konusundaki görüşlerini paylaştı. Sözü kendisine bırakalım:

"Türkiye'ye niye doğrudan yabancı yatırım yapılmadığının en önemli nedeni bağımsız ve hızlı yargının olmamasıdır. Biz nasıl başka bir ülkede iş yapacakken hukuk güvensiz ise her an 'ceketimizi alıp gidebileceğimiz' işlere bakıyorsak, yabancı da bize öyle bakıyor.

Bir örnek vermek isterim. Yaklaşık on yıl önce boru fabrikatörü bir dostum Orta Asya'daki bir Türk cumhuriyetindeki güçlü bir gruptan birlikte iş yapma önerisi aldığını söyledi ve son kez benden de bir inceleme yapmamı istedi. Başkente indim, Türklere vize bile yokken, yeşil pasaportlu olan bana zorluk çıkardılar. Gümrükten çıkmam gecikti. Bunun üstüne bizim ortaklar gelip beni en içeriden dışarı çıkardılar. Güçlerini görmüş oldum.

Yatırımın yapılacağı ildeki vali ile de buluşma ayarladılar. Araştırmamda nitelikli borumuza talep olacağını da gördüm. Yani her şey iyi gibiydi...

Dönüşte görüşümü merak eden arkadaşıma şu soruyu sordum:

'Diyelim ki yatırımı yaptık; çatır çatır satış yapıyoruz. Bizim ortaklar bir gün kapıdaki bekçiye bizi içeri sokmamasını söylerse ne yaparız?'

O an yatırımdan vazgeçtik. Aynı durum bugün Türkiye'de geçerli. Diyelim çok sofistike bir ithal ürün Türkiye'de yok satıyor. Üreticisini ikna ettik, gelip bizimle yatırım yaptılar. Biz her şey iyi giderken adamı kapıdan sokmayabilir miyiz ya da bir bahane uydurup hisselerine tedbir veya el koyabilir miyiz?

Böyle bir adımı dünya devi şirketlere karşı yapamazsınız, hemen devlet başkanı düzeyinde devreye girerler. Ama küçük ve orta boyda tüm yabancılar çok kolay hedef olabilir.

Dikkat ederseniz daha kayyımdan, tutuklamalardan söz etmedim bile...

Bu gerçeği yabancılar bilmiyor mu; ticaret ataşeleri sürekli bilgilendiriyor onları.

İşte bu yüzden dünyanın teşvikini de verseniz doğrudan yatırım çekmeniz pek mümkün olmaz."

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar