Yarının ekonomisi "Potlaç"

Doç. Dr. Ebru GÜZEL
Doç. Dr. Ebru GÜZEL KÖMÜNİTAS

“Eşyaya değerini veren ataların ruhu,

harcanan emek ve onun hediyeye

dönüşen anlamıdır.”

İnsanbilimci Marcel Mauss’un, Polinezya klanları arasında bir anlaşma biçimi olarak gördüğü “potlaç” üzerine etnografik çalışması ilgi çekicidir. Potlaç, değiş-tokuş temeline dayanan bir armağanlaşma (bağış-mübadele) biçimidir. Bu gelenek, hediyeleşme ve takas ekonomisine bağlı olarak bir dizi yükümlülükler içerir: Hediye alma-verme ve değiş-tokuş zorunluğu...

Genel anlamda, potlaç, hediye alışverişidir ve zenginliğin verdiği saygınlık, onur, ün gibi kazanımlar ile zenginliği kaybetme korkusuna dayanır. Ancak bu zenginlik sadece maddiyatla ölçülen bir otoriten oluşmaz, simgesel anlamlar da içerir. Şenlikler ya da törenler eşliğinde gerçekleşen potlaç, doğum, ölüm ve düğün gibi eşiksel evrelerde de simgesel düzeyde görünürdür.

Mauss’a göre; hediyeleşme bir zorunluluğa dayansa da muhatapları arasında tinsel bir bağ oluşturur. Asıl zenginlik cömertlikte yarışacak ölçüde hediyelerin değiş-tokuşu ile gerçekleşir. Burada amaç en değerli hediyeyi vermektir, ki hiç kimse kendisine sunulan hediyeyi geri çeviremez.

Kolektif bilinç

Potlaçta amaç, her şeyin harcanıp elden çıkarılmasıdır. Mauss, bütün bir kışı hazırlık ve minnettarlıkla geçiren Eskimoların potlaç şenliklerde arta kalan hediyeleri denize attıklarını aktarır.

Potlaç, hediye üzerinden sahip olunan bir çeşit mülkiyet hakkı olsa da, aslında söz konusu armağanlar “bir tür depozito olarak bırakılmış” ve saygı uyandıran özgün bir tine sahiptir. Mauss’un yorumuyla, kabileyi bulunduğu dar çemberinden, çıkarları ve hak olarak gördüğü şeylerden bütünüyle dışına çıkarır. Dahası paylaşımlarındaki bu kolektif bilinç ekonominin de temelini oluşturur.

Çatışma ve uzlaşma, ben ve diğeri...

Türk kültüründe armağanlaşma ve değiş-tokuş geleneği çok eskiye dayanıyor. Biriktirerek ya da istifleyerek değil (zenginin) harcayarak gelir eşitsizliğinin dengelendiği, karşılıklılık ilkesine dayanan, abartı ve gösteriş arzusunun grup içinde doyuma ulaştığı, şenlikli, tinsel ve kolektif bir değiş-tokuş ekonomisi bize hiç yabancı değil...

Örneğin evlilik ritüelleri içinde gelin ve damat bohçası adedi toplumumuzun genelinde yaygındır.

Dünürlerin itibar için yarıştığı bohça, hiyerarşik, stratejik, işlevsel, simgesel ve kültürel bir uzlaşma biçimine dönüşür. Bozkurt Güvenç’e göre; hediyeleşme ben (ego) ve diğerleri arasındaki diyalektik çatışmadan doğar. Nihayetinde uzlaşmayı sağlar. Öyle görünüyor ki, “ilkel” ya da “geri kalmış” diye yaftaladığımız toplumlarda ahlak ve ekonomi birlikte yürümeye devam ediyor.

Bu zorunlu hediye alışverişi, potlacı bir sosyal iş bölümü olarak da öne çıkarıyor. Bugün Kızılderili bayramı olarak anılan potlacın elbette eleştirildiği yönleri de var. Kaldı ki arkaik toplumlara özgü tek ekonomik model de değil. B. Malinowski’nin daha geniş bir ticaret ağı olarak “kula” betimlemesi de, mübadele nesnesi olarak deniz kabuklarından yapılmış büyülü bilezik ve kolyelerin Trobriand Adaları yerlileri nazarında taşıdığı anlam ile parayı karşılaştırmamızı sağlıyor.

Günümüzde parayı dokunmaktan iğrenecek ölçüde kirli, ama aynı zamanda tapılacak ölçüde Tanrılaştıran ikircikli küresel kapitalist sistem, takasa duyulan ihtiyacın sinyallerini çoktan verdi. Tüketime bu denli alıştırılan, ama alım gücü o denli düşen kitleler için şenlikli olur mu, bilmem ama değiş-tokuş ekonomisi elzem bir çıkış yolu olarak görünüyor.

Elbette eski, bozuk, kirli, eşyaları elden çıkarmak isteyen, gösteriş ve israfa düşen zihniyetten arınmış, en değerli hediyelerin dualarla paketlendiği; güncellenmiş şekliyle bir potlaç sistemi kurularak... ++Bu idealimizin, 2022 yılında, Toplumsal Sorumluluk Projesi Dersi kapsamında Fenerbahçe Üniversitesi olarak gerçekleştirdiğimiz potlaç şenliğinde, ümitvar olduğunu da not düşelim. Güvenç, B. (2010). İnsan ve Kültür, İstanbul: Remzi Yayınevi. Mauss, M. (2006). Sosyoloji ve Antropoloji. Çev. Özcan Doğuş. 2. Bs. Ankara: Doğu Batı Yayınları.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
"Gönüllü ev hapisliği" 03 Haziran 2023
Volta atan yığınlar 29 Nisan 2023
Eşikten geçmek 15 Nisan 2023
İnsan Nedir? 01 Nisan 2023