Yellen ve diğer şeyler

Gündüz FINDIKÇIOĞLU
Gündüz FINDIKÇIOĞLU GLOKAL BAKIŞ debrovian@gmail.com

Önce şunu söyleyelim: Dünya finans piyasaları açısından Fed bir numarada, ECB’nin son hamlesiyle gecelikte ve kısa vadede duran trilyon Euro iki, Çin üç. Durum budur; diğer yerel olaylar çerez mahiyetindedir. Elbette yabancı yatırımcının güven hissi tümden kaybolursa yerel olayların önemi aniden artar. Risk priminin düşebileceği bir dönemde artıyor olması enteresan ve az görülen bir durum. Fed faiz artışını eylüle kadar öteledi algısının ve Euro alanından gelişmekte olan ülkelere kayabilecek –ve ABD’ye- paranın dışında, risklerin sayısı az değil.    

Kur? Kurdan enflasyona geçiş yüzde 12-15 arası (manşet); çekirdekle ilişkisi çok yakın. Kur volatilitesinin de enflasyona sınırlı etkisi var: Enflasyon 2015’te düşecek ama sanıldığı kadar değil. Petrolden gelen dezenflasyonist etki hali hazırda sıfırlandı. Sorun, ayrıca, kur oynaklığı. Kurun sürekli değer kazandığı da doğru değil. Bu dönem geride kaldı. Döviz sepeti Lehman sonrası CAGR yüzde 9,72. Son 6,5 yılda döviz sepetinin değer kaybı enflasyonun üzerinde. Aynı dönemde TÜFE CAGR yüzde 7,58. Faizle “makas” ilişkisi kısa gecikmelerle genelde sürüyor. Fakat reel kur fazla değişmemiş durumda. “Ticaret yapılan ülkelerle enflasyon farkı” yüksek seyrettiği için. Sepetin değer kaybı geçmişteki değerlenmeyi telafi etmiyor. 

Euro/USD paritesi neredeyse Euro’nun piyasaya çıktığı ilk güne geri döndü. Bizim için iyi değil. İmalat sanayisinde hammadde giderleri yüzde 59 kadar. İthalat USD, ihracat Euro ağırlıklı. Euro/USD tarihi volatilitesi yüksek bir parite. Uçtan uca bakınca neredeyse 1.60-0i80 arası dalgalanmış. Fakat artık trend oluşumu var. Volatilite daha düşük olacaktır. Parite de 1’e doğru seyredecek. 

Bizim için Avrupa önemli: ihracatımızın yüzde 55’i oraya ve altın hariç Afrika/Orta Doğu’ya ihracatımız asla Avrupa kadar olmadı. Şu anda yüzde 24 gibi. Evet, 2001 krizi sırasında Avrupa’ya ihracatımız yüzde 64 kadardı. Bir pazar çeşitlenmesi var, ama Avrupa (Almanya) hala belirleyici. Nitekim dış ticaret açığındaki –sonuçta cari açıktaki- düşüş ihracat artışından değil, ithalat azalışından. 

Ayrıca Rusya etkisi kalıcı. Rus ekonomisi derin resesyonla karşı karşıya. Ruble stabilize olmuş görünse de (i) Finans kaynakları kurudu (ii) Faizler yükseldi (yüzde 17, reel yüzde 8 ve küçük indirim geldi) (ii) Yatırımlar düşerken enflasyonun gelirini erittiği hane halkının talebi de düşüyor. Ancak Batı tam bir çöküş istemiyor. Ruble değer kaybedince dış borç zıpladı. 24,9 trilyondan 33,8 trilyona yükseldi.Bankaların ve şirketlerin döviz borcu 600 milyar USD. Borç Batı tarafından tam çevrilmeyince 130 milyar USD düştü. 2015’te 110 milyar USD, 2016 9M 53 milyar USD dış borç ödeme. Cari fazla 60 milyar USD ve azalıyor. 2015 ve 2016’da rezerv eritecek. Rus merkez bankası son 12 ayda 499 milyar USD olan rezervini 376 milyar USD’ye kadar eritti. Kurun ihracata yardım etmesi zor çünkü ihracat enerji sektörüne ve fiyatlar düştü. Diğer neden yıllardır sanayiye yatırım yapılmaması (Dutch Disease). Bütçe yardım edemez çünkü zaten o da enerji ihracatıyla fonlanıyordu. Kredi koşulları da hızla kötüleşiyor. Kalıcı bir resesyon manzarası beliriyor. 2015 negatif büyüme ve muhtemelen 2016 da öyle olacak. 

Yellen, FOMC toplantılarının dışında bir tarihte de sözel yön göstermeye başvurabilir. Temmuzda, veya hatta haziranda, faiz artışını tartışmayı gündeme alıyoruz derse ne olacak? Durup düşünmek, beklemek lazım. 
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Risk ve yavaşlama 01 Ekim 2019
Fed, resesyon, Türkiye 24 Eylül 2019
Coğrafya ve imparatorluk 17 Eylül 2019
Fed ve dolarizasyon 25 Haziran 2019