Yeni dönemin kurumsal şirketleri

Dr. Bertan KAYA
Dr. Bertan KAYA YENİ DÜNYADA YÖNETİM bertan.kaya@dunya.com

Kurumsallaşma son otuz senede iş dünyasının gündeminde önemli konularından bir tanesi oldu. Startup’ından, en büyük ölçekli şirketlerine kadar herkes kurumsallaşma peşinde koştu.

Amaç elbette daha sistemli, daha iyi yönetim sağlamak, daha çok para kazanmak, kendi kendine işleyen bir örgüt olabilmekti. Bazıları bu işi başardılar, bazıları başaramadı. Bazıları ise bu kurumsallaşma işinde ölçüyü öyle bir kaçırdı ki, adeta kamu kurumuna döndüler. Şüphesiz kararında kurumsallaşanlar fayda sağladı. Diğerleri bu işten ya fayda sağlayamadı ya da zarar gördüler.

Kurumsallaşmadan ne anlıyoruz?

Bugün bu devirde dahi, kurumsallaşma deyince herkes farklı bir şeyi anlıyor. Bürokratik, hiyerarşik örgüt yapılanmasını kurumsallaşma olarak gören de var, kalite yönetimi veya yönetim sistemlerini disiplinle uygulamayı kurumsallaştırma ile özdeşleştiren veya yönetişim felsefesini hayata geçirmeyi kurumsallaşma olarak gören de.

Kurumsallaşma için akademik tanım yapmak gerekirse, “bir işletmenin yapı ve işleyişini resmi ve organize bir biçime sokma süreci” olarak tanımlayabiliriz. Yani, bir şirketin gelişmiş standartlar, politikalar ve prosedürler ve özenli bir organizasyon ile daha profesyonel ve etkin bir yapıya kavuşturulması olarak düşünülebilir.

Kurumsal şirket dediğimizde aklımıza vizyonu ve misyonu tanımlı, her bir çalışanın görev, sorumluluk ve yetkilerinin açıkça tanımlandığı bir organizasyon şemasına sahip, iş süreçlerinin modellendiği ve standardize edildiği, yazılı politika ve prosedürlere sahip, iş etiğine, şeffaflığa ve hesap verebilirliğe odaklanmış, gelişmiş insan kaynakları politikaları olan, kurumsal, fonksiyonel ve bireysel performansın sürekli değerlendirildiği bir yapı geliyor. Bu bugüne kadar şirketlerde başarıya katkı sağlamış bir kurumsallaşma kapsamı. Ancak dünya ve Türkiye değişiyor, iş dünyası değişiyor, iş yapış biçimleri radikal şekilde dönüşüyor.

Yeni dönem ve yeni kurumsallık anlayışı

Yeni dönemin ana teması “yıkıcı teknolojiler ile dönüşüm”. Ayrıca Z gibi yeni kuşakların da iş dünyasına girmesi ile bu yıkıcı etki artıyor. Yönetim, organizasyon, değer önerileri, iş modelleri, gelir modelleri, kültür, çalışma yöntemleri, iletişim, vb. pek çok unsur radikal olarak değişiyor. Bu elbette kurumsallaşma anlayışını da değiştiriyor.

Artık kurumsallaşmış şirket deyince aklımıza bu yıkıcı teknolojiye hızla adapte olan, dijital dönüşümünü tamamlamış, kuşak geçişini yönetecek sistemleri oluşturmuş, inovasyonun kurum kültürünün merkezinde olduğu, fikirden prototipe, prototipten ürün ya da hizmete startup çevikliğinde geçebilen, esnek çalışma modellerine sahip, etik dahil olmak üzere yerel değil, evrensel politikaları benimsemiş, sürdürülebilirliği ve ESG’yi stratejisinin merkezine koymuş, bürokratik ve çok katmanlı değil, rekabet değil, rekaberlik anlayışına sahip, süreç bazlı, proje bazlı, özerk ve holokratik yönetim tarzlarına sahip, risk yönetimini işe entegre etmeyi başarmış, karar süreçlerini veri analitiği ve yapay zekaya dayandıran, performans kadar insani becerilere de önem verilen şirketler geliyor. Bu anlamda, “yeni kurumsallık” dönemi başladı. Kurumsallaşmaya, prosedür, talimat, kalite sistemi, belge, katmanlı yönetim gibi unsurlar ile ulaşmayı düşünen şirketler zaman kaybeder.

Daha önce de pek çok yazımda vurgulamıştım, artık daha kaliteli, daha hızlı, daha ucuz olmak rekabet avantajı sağlamıyor. Daha verimli ve etkin olmak size para kazandırmıyor. Bunları herkes zaten yapıyor! Daha farklı olmak zorundasınız. Üründe, hizmette, süreçte, iş modelinde, teknolojide, pazarda, müşteride inovasyon yapmalısınız. Yukarıda bahsetmiş olduğum tarzda “yeni kurumsal” bir şirkete dönüşmeden bunu yapamazsınız.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar