Yeni zirve sonrası Borsa İstanbul'da tamam mı devam mı?

Volkan DÜKKANCIK
Volkan DÜKKANCIK Yatırım Dünyası volkan.dukkancik@dunya.com

Zirvesini yenileyen Borsa İstanbul’da yabancı yatırımcının tercihlerinin etkisiyle pozitif seyir sürüyor. Bu süreçte yatırımcıların temkinli olmasında fayda var. Yükselişin devamı için kârlılığını artıran ve finansman gücü yüksek şirketlerin ön plana çıkması bekleniyor.

2023 yılının son çeyreğini yüksek volatilite ile birlikte taban arayışı ile geçiren Borsa İstanbul’da ocak ayı ile birlikte yön tekrar yukarı dönerken, yılbaşından bu yana oluşan %15’lik getiri TL bazında yeni zirveleri de beraberinde getirdi. Bununla birlikte hareketin seçici sektör ve hisselerde yoğunlaşmaya devam ettiğini de belirtmek gerekiyor. Bu anlamda hisse bazında seçici davranmak kritik önem taşıyor.

Endekste yaşanan bu seçici hareketin ardında temel olarak 2024 yılına ilişkin beklentiler ve girişlerinin artmaya başladığını gözlemlediğimiz yabancı yatırımcıların tercihleri kritik rol oynuyor. Borsa İstanbul’da son 13 haftada arka arkaya 2 milyar dolar civarı yabancı girişi gerçekleşti. Son 3-4 aydır yerli kurumsalların satış tarafında olduğu borsa cephesinde yabancı alımlarının özellikle endeks ağırlığı yüksek hisselerde yoğunlaşması, endeksin ana destek seviyeleri üzerinde tutunarak yeni zirvelere yönelmesinde önemli rol oynadı.

Yabancıların TL varlıklara ilgisi artarken, bu aşamada seçici davranmaya da devam ettiklerini görüyoruz. Son dönemde, hem uluslararası derecelendirme kuruluşlarından arka arkaya gelen not görünüm yükseltmeleri hem yabancı yatırım bankalarından Türkiye ile ilgi artan rapor sıklığı yabancıların Türkiye’yi radarına aldıklarını net bir şekilde ortaya zaten koyuyordu.

Yeni yıl ile birlikte, yapılan küresel çaptaki varlık dağılım sürecinden bu kez Türkiye’nin geçmiş yıllara nazaran çok daha fazla pay aldığını ve almaya devam edeceğini söylemek mümkün. Fitch Ratings, bu yıl Türkiye dahil gelişmekte olan en büyük dokuz ülkeye sermaye akışının son 10 yılın en yüksek seviyesine çıkarak 200 milyar doları bulacağını öngörüyor.

Ekonomideki uluslararası normlara ve normale dönüş süreci, aynı kararlılıkla devam ettiği sürece yabancı ilgisinin de artarak devam ettiğini göreceğimiz kanısındayım. Dolayısıyla borsa açısından ana hikayemiz olan ekonomide normlara dönüş adımları ve yabancı ilgisinin iyileşmeye devam edebileceği beklentisi, endekste pozitif senaryonun orta uzun vadede korunmasını sağlayacaktır.

Bu bağlamda yabancı yatırımcıların ilgi odağında olabilecek, kurumsal yönetime sahip, sektöründe lider, kârlılığını artıran ve finansman gücü yüksek şirketleri takip etmeye devam edeceğiz. Bu noktada kritik soru yılın başlarında tazelenen bu TL bazındaki zirveler sonrası aynı momentum devam edecek mi? Bu konuda vade ayrımı gözeterek kısa vadede biraz temkin gerekebileceğini düşünüyorum. 2 Ocak’taki “Portföylerde Korumacı ve Fırsatçı Olma Zamanı”

başlıklı yazımda, Endekste TUT tavsiyemizi ve %50 hisse Ağırlığı görüşümüzü korumakla birlikte, Döngüde Panik ile Depresyon arası bir döneme girdiğimizi ve bu aşamadan sonra geri çekilmeleri Satış yönünde değil, fırsatçı ve seçici olmak kaydıyla Alım yönünde izlemeye başladığımı belirtmiş 9 Ocak tarihli yazımızda da “7900 üzeri Yelkenler Fora” diyerek endeksteki olası bir yükselişe işaret etmiştik.

Kasım ayında 500 baz puan artırım hızını 250 baz puan düşürerek parasal sıkılaştırma adımlarını en kısa zamanda tamamlamayacağını bildiren TCMB yılın ilk toplantısında politika faizini beklentiler doğrultusunda 250 baz puan artırarak %45 seviyesine yükseltti ve parasal sıkılaşma adımlarının sonlandığına işaret etti.

Böylece Mayıs seçimlerine %8,5 faiz ile giren TCMB faiz arttırım döngüsünü 36,5 puan artışla %45 seviyesinde şimdilik tamamlamış oldu. Faiz artırım sürecinin sonuna gelinmiş olması bu noktada Borsa İstanbul’da sınai şirketlerine belli ölçüde nefes aldırarak uzun zamandır banka lehine açılan Sınai banka endeksi makasının da belli ölçüde kapanmasını beraberinde getirirken Borsa İstanbul’un rekor tazelemesinde de en önemli etken oldu. Ancak reel ekonomi ve sanayi şirketleri açısından işler bir süre daha zorlu gitmeye devam edecek.

O yüzden yükselişin temposunda yavaşlama görmemiz oldukça olası. Temkini elden bırakmadan, “Korumacı ve Fırsatçı” bir yaklaşımda olmamız gerektiğini ve Varlık Dağılımı anlamında bir süre daha portföylerde Sabit Getiriye önemli yer vermeye devam edeceğimizi, bununla birlikte hisse senetleri cephesinde çok daha seçici olmak kaydıyla fırsatları da yakından takip ettiğimizin tekrar altını çizmek isterim.

Bu kapsamda yatırımcıların şirket seçimlerinde içinde bulunduğumuz mevcut döngüye karşın faaliyet alanı ve operasyonel yapısı ile olası ekonomik durgunluktan etkilenmeyecek, güçlü nakit akışı ve nakit pozisyonu, ağırlıklı döviz geliri yaratabilen mali yapısı ile yeni yatırımlarında veya borç ödemelerinde finansman sorunu yaşamayacak şirketlere odaklanmalarının önem arz edeceğini düşünüyorum.

JPMorgan Türk bankalarını tavsiye etti

ABD’li yatırım bankası JPMorgan bir raporunda Türkiye'de özel bankaların sermaye benzeri tahvillerinin görece cazip olduğunu belirtti. JPMorgan'da Konstantin Rozantsev öncülüğündeki analistler paylaştıkları bir raporda Türkiye'de istikrarlı ortamı gerekçe göstererek özel bankaların sermaye benzeri tahvillerinin 'görece cazibeli' olduğunu belirtti.

Raporda politika duruşunun 'çok fazla kısıtlayıcı olmadığı' belirtilirken yüksek faizlerin kredi talebini şimdiye dek tamamen düşürmediği belirtildi. Analistler, Garanti'nin 2027 vadeli, İş Bankası'nın 2028 vadeli sermaye benzeri tahvilleri için tavsiyesini 'ağırlığını azalt'tan 'nötr'e revize etti. Akbank'ın 2026 vadeli , Vakıfbank'ın 2026 vadeli ve Eximbank'ın 2026 vadeli tahvili de 'ağırlığını azalt'tan nötr'e yükseltildi.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar