Yıllık enflasyon yine de tek haneye inebilir

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Seçim geride kaldı ve klasikleşen bir uygulama yine gündeme geldi. Rahmetli Turgut Özal’ın “Seçimden önce zam yapacak kadar enayi miyim” sözünü yeniden hatırladık. Çay, şeker ve motorin fiyatlarına zam yapıldı. Şaşırdık mı, doğrusu hayır. Devamını da bekliyoruz zaten.

Bu zamların çok yoğun bir şekilde devam edeceği ve yönünü aşağı çevirir gibi olan yıllık bazdaki TÜFE’nin yeniden artış eğilimine gireceği gibi bir beklenti doğdu.

Önümüzdeki dönemde fiyatlar ne ölçüde artar; otomotiv, beyaz eşya ve mobilyadaki vergi indiriminde süre uzatılır mı, yoksa tam tersine yeni vergiler mi getirilir, bilemeyiz.

Ama daha önce bu köşede 10 Haziran’da yer verdiğimiz bir görüşümüz vardı, o görüşümüzü hala koruduğumuzu belirtelim. 10 Haziran’da “yıllık bazdaki TÜFE’nin muhtemelen eylül ayında matematik sayesinde tek haneye ineceği”ni dile getirmiştik.

İşte bu görüşümüzü korumaktayız. Yıllık TÜFE muhtemeldir ki eylül sonunda yıllık bazda tek haneye inecek.

Kuşkusuz o döneme kadar geçecek üç ayda olağandışı gelişmeler yaşanmaz, fiyatların genel seyrini çok değiştirecek olumsuzluklar ortaya çıkmazsa...

Haziran, temmuz ve eylüle dikkat

Enflasyonun yıl içinde bir ara tek haneye düşmesini sağlayacak tek ama tek etken matematik!

Geçen yılın yüksek oranları hesaplamadan çıkıp onların yerine ılımlı oranlar girdikçe yıllık oran da gerileyecek. Bu kadar basit!

Yıllık enflasyonun gerilemesini atılmakta olan ya da atılacak adımlar, alınacak önlemler belirlemeyecek ki... Matematik devreye girecek, o kadar!

Geçen yılın haziran ayında, haziran ayları itibarıyla hiç görülmedik ölçüde yüzde 2.61’lik bir artış yaşandı. Yüzde 2.61’in ne kadar yüksek bir oran olduğunu anlamak için 2003-2017 dönemi haziran ortalamasının eksi yüzde 0.15 olduğunu hatırlamakta yarar var.

Bu haziranda olağanüstü bir fiyat hareketi yok. Seçimin ardından gelen son zamlar hazirana fazla etki etmeyecek. O etkiyi ayrıca anlatıyoruz zaten. Dolayısıyla bu haziranda yüzde 1 dolayında bir artış olsa, yıllık TÜFE yüzde 17’nin altına inecek.

Temmuzda geçen yılki oran görece düşüktü. Bu yüzden yıllık TÜFE’nin temmuz sonunda haziran sonuna göre biraz yükseldiğini görebiliriz.

Ağustosta yıllık oranda yine keskin bir düşüş bizi bekliyor olabilir. Çünkü geçen yılın ağustosu ortalamaların çok üstüne çıkarak yüzde 2.30 olmuştu.

Ve asıl bomba eylülde patlayacak! 2018'den önceki son on beş yılın ortalamasına göre eylül artışı yüzde 1’i bile bulmuyor. Oysa geçen yılki gerçekleşme tam yüzde 6.30’du. İşte bu yüzde 6.30 çıkıp yerine yüzde 2 bile girse yıllık oran çok büyük olasılıkla tek haneye ya da tek haneye çok yakın bir düzeye gerileyecek.

Tek hane kalıcı olamaz

Yıllık enflasyon belki ekimde de gerilemeyi sürdürecektir ama yılın son iki ayına gelindiğinde yön yeniden yukarı dönecektir, bundan kaçış yok. Çünkü geçen yılın kasım ve aralık aylarında pek görülmedik şekilde negatif oranlar gelmişti.

2020’ye girdiğimizde ise bu yılın ilk aylarındaki düşük oranlar bu kez olumsuz baz etkisine yol açacak ve yıllık oran yükselmeye devam edecek.

Bütün bunların ötesinde biz enflasyonu düşürecek temel adımları atmıyoruz ki zaten. Ne üretim maliyetlerini aşağı çekebiliyoruz, ne mal ve hizmet arz-talep dengesini oluşturabiliyoruz.

Bu yüzden enflasyonumuz da ağırlıklı olarak baz etkisine bağlı şekilde artıyor ya da düşüyor.

Seçim sonrası zamları pek etki etmez

Seçimden sonra başlayan zamlarla bir anda yeni bir algı oluşuverdi. Yıllık TÜFE’deki düşüş duracak, yeniden artış başlayacak, böyle bir algı.

Seçimin ardından şekere, çaya, motorine gelen zamlar yaşanacak zam furyasının bir öncüsü müdür, bilemeyiz. Ama bu zamlar öyle toplam TÜFE’nin yönünü değiştirecek ağırlığa sahip zamlar değil.

TÜFE’de motorinin yüzde 1,7716, çayın yüzde 0,4860, toz şekerin yüzde 0,3176, kesme şekerin yüzde 0,0572 ağırlığı var. Yani bu dört kalemin TÜFE’deki toplam ağırlığı yüzde 2,6324 düzeyinde.

Akaryakıt fiyatları TÜFE’ye gün ağırlıklı etki ettiği için motorine gelen zam endekse uygulandığı süre boyunca yansıyacak.

Diğer ürünlerde fiyat derlemesi ayda dört kez yapılıyor. Bu ürünlerdeki yansıma da dörtte bir düzeyinde olacak.

Herhangi bir ürünün, örneğin şekerin mayıs ayındaki ortalama fiyatı 100, haziranın ilk üç fiyat derleme dönemindeki fiyatı da yine 100 olsun. Şekere yüzde 16 zam yapıldığına göre son fiyat derleme döneminde fiyat artık 116’dır. Buna göre şekerin haziran ayındaki ortalama fiyatı (3x100=300+116=416/4=104) 104 olmuştur.

Dolayısıyla şekere yapılan yüzde 16’lık zam, haziran ayını dörtte bir oranında, yani yüzde 4 olarak etkilemiştir.

Eğer şeker fiyatı temmuz ayı boyunca sabit kalarak 116 düzeyinde devam ederse bu kez temmuzdaki zam oranı (116/104=1,115-1=0,115) yüzde 11.5 olacaktır.

Kuşkusuz şu gerçeği unutmamak gerekir. Özellikle motorin gibi, benzin gibi temel girdi niteliğinde olan ürünlere yapılan zamlar suya atılan taş misali tüm mal ve hizmet fiyatlarını etkiler. Motorin zammını bu çerçevede değerlendirmekte yarar var.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar