Z kuşağı ile birlikte değişen konut tercihleri ve kiralık konut piyasası

Prof. Dr. Ali HEPŞEN
Prof. Dr. Ali HEPŞEN ali.hepsen@dunya.com

Öncelikle kabul etmemiz gereken önemli nokta, aile yapımızın küçülüyor olması. Bu konuda birkaç rakam paylaşmak istiyorum.

2006 yılında tek kişiden oluşan hane sayısı yüzde 6 iken, 2020 yılında yüzde 18 düzeyinde; doğurganlık hızı 1980 yılında 4,4 iken, bugün 1,76 düzeyinde; ortalama hane halkı büyüklüğü ise 2008 yılında 4,0 iken, bugün 3,30 düzeyinde. Rakamların bize öncelikle öğrettiği daha küçük metrekareli alanlara, belki de daha fonksiyonel alanlara ihtiyaç duyuyoruz.

Ülkemizde şehirlerin planlama yapılarına baktığımızda ise, iş alanlarının merkezi birkaç noktada toplandığını ve görünür gelecekte bu alanlarda bir değişim olmayacağını da söyleyebiliriz. Z kuşağının (Wikipedia’da yer alan Z kuşağı tanımını dikkate aldığımızda, Milenyumlar'dan sonra ve Alfa Kuşağı'ndan önce gelen demografik bir grup olarak tanımlanmaktadır. Halk arasında "zoomer" olarak da bilinir.

Araştırmacılar ve popüler medya, 1990'ların ortalarını ve sonlarını doğum yıllarının başlangıcı ve 2010'ların başlarını da doğum yıllarının sonu olarak almaktadır.) beklentilerinin de bu ihtiyaç değişiminden etkilendiğini düşünüyorum. Aslında yeni kuşak konut sahibi olmak istiyor ama alışılagelmişin dışında küçük, fonksiyonel ve merkezi konumdaki alanlara öncelikle talep göstermek istiyor demek daha doğru olabilir.

Geliştiricilerin de bu yönde proje üretimine yönelmeleri daha sağlıklı olacaktır. Gençler ile konuştuğumuzda bizlere kıyasla daha hızlı karar alabilme yetkinliklerine sahip olduklarını görüyoruz. Pandemi ortamının kazandırdığı değişimlerden bir tanesinin uzaktan esnek çalışma sistemi olduğunu da biliyoruz.

Bu iki durum, Z Kuşağının mekana olan bağımlılığını ortadan kaldıracak gibi görünüyor. Her yerden ve her an iş yapabilme özgürlüğü şeklinde bunu tanımlarsak yanlış olmaz sanırım. Mekana olan bağımlılıktan uzaklaşıldıkça da, satın alma eğilimlerinden ziyade belirttiğim özgürlük hissini destekler nitelikte kiralama aktivitelerinin gelecekte hız kazanacağına inananlardanım.

Kiralık Konut Üretilmesine Ağırlık Vermek Gerekiyor…

Z kuşağının konut tercihleri, gelir yapısı ve gelirden uzun vadeli borçlanma ya da kira için ayırabilecekleri bütçe dikkate alındığında; barınma ihtiyaçlarının karşılanabilmesi için ya mevzuat ve vergi düzenlemeleri yaparak fiyat ve kira artışlarını kontrol altında tutmak ya maliyetleri azaltabilmek için çözümler üretmek ya da kamu-özel sektör işbirliği kapsamında üretimi ve finansmanı kolaylaştırıcı modeller sunarak kişilerin gelirine uygun, finansal açıdan erişilebilir konutlar inşa etmek gerekecektir. Kiralık konut üretimini teşvik edici mekanizmalar ve üretimi yönlendirecek modeller geliştirilmeli, kiralık stokun alt-piyasalardaki düzeyi düzenli olarak takip edilmelidir.

Bugün ülkemizin ihtiyaç duyduğu konut üretimine katkı sağlamanın ve üretilen konutlara toplumun geniş bir kesimi için erişilebilir kılmanın alternatif bir yolu olarak “erişilebilir kiralık konut üretimi” için kamu özel sektör işbirliği modelini önemli bir seçenek olarak düşünülebilir. Öneri kurgusunda, kamu otoritesinin serbest piyasa dinamiklerine müdahale etmeden, ya da en az müdahale seçeneğiyle, hedeflenen erişilebilirlik sonucuna ulaşmak adına belirlenmiş regülasyonlar ile kiralık yeni konut üretimi teşvik eden bir yapı tasarlanmalıdır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar