Türk şirketlere yatırımdan ne Gezi, ne de seçim vazgeçirdi

Pragma’da işler bugünlerde çok yoğun... Birkaç gün önce sağlıkta 500 milyon TL’lik ortaklığa aracılık etmişler. Mustafa Akgün ve Özlü Yalaza, yabancı yatırımcıların Türkiye ilgisinin hiçbir iç gerginlikle kesintiye uğramadığını anlatıyor

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ozlem_ermis_beyhan-003.jpg

İSTANBUL - 17 Aralık’tan birkaç gün sonrası... Polat Enerji’nin yüzde 45 hissesi için Kanada emeklilik fonu masada. Türkiye’nin yerel seçimler öncesi yükselen tansiyonu, Kanadalı fonun yöneticilerinin ‘acaba ortaklığı ertelesek mi’ diye düşünmesine bile yol açmamış. Bu ortaklığa aracılık eden Pragma’nın kurucularından Özlü Yalaza ve Mustafa Akgün, “Biz bile gerildik ama onlar hiç tedirginlik işareti göstermediler” diye anlatıyor yaşananları. Ne Gezi, ne seçim süreci etkilemiş ortaklık görüşmelerini. Yalaza, “Yabancı yatırımcılar ‘seçim her yerde var’ diyor. Doları daha önemsiyorlar” diyor. Akgün ise yabancıların ortaklık için en çok ilgilendiği şirketlerin orta ölçekli, markasına yatırım yapan, ihracatçı şirketler olduğunu anlatıyor.

Türkiye’de kurumsallaşmış orta ölçekli şirketler, yabancı yatırımcının ‘alınacaklar’ listesindeki öncelikli yerini kaybetmiyor. Ne Gezi olayları, ne de seçimler bu ilgiyi azaltmış. Bunu çok net bir örnekle anlatıyor Pragma Yönetici Direktörü Özlü Yalaza. Geçen yıl tam Gezi olaylarının patladığı günler, Kemal Kükrer şirketi ile ortaklık için Ajinomoto’nun yöneticileri İstanbul’da... Yalaza, “Hiçbir tedirginlik, işi erteleme eğilimi göstermediler. Mars Lojistik ortaklığını imzalayan Hitachi CEO’su da protestoların yoğunlaştığı günlerde geldi. Biz ‘Kesin durduracaklar’ derken devam ettiler ve şimdi inanılmaz memnunlar Türkiye’de olmaktan” sözleri ile anlatıyor yaşadıklarını. 

Geride bıraktığımız yerel seçimler ve iç pazardaki gerginlikler de etkilememiş ortaklık görüşmelerini, “Yabancı yatırımcılar ‘seçim her yerde var’ diyor, bu tip gelişmeleri önemsemiyor. Doların iniş-çıkışını daha önemsiyorlar inanın” diyor Özlü Yalaza. 

17 Aralık’tan birkaç gün sonra Uzakdoğulu yatırımcı sıradaydı 

Bu yıl Pragma’nın aracılık ettiği önemli işlemlerden biri PSP adlı Kanadalı emeklilik fonunun, Polat Enerji’nin yüzde 45 hissesini satın alması. İmzalar 17 Aralık’tan birkaç gün sonra atılmış. Kendilerinin biraz gerildiğini ama yabancı yatırımcının hiçbir tedirginlik emaresi göstermediğini söyleyen Yalaza, “Kanadalı fon imzalamasa, Uzakdoğulu yatırımcılar ortak olmak için sırada bekliyordu” diye anlatıyor ilgiyi. 

İki akşam önce yeni bir işlemde el sıkışılmış, sağlık sektöründe 500 milyon liralık bir ortaklık... Ortaklığın tarafı olan şirketi de fonu da açıklayamıyorlar ama içerideki tüm gerginliklere rağmen pek çok yabancı ortaklık ve yatırım işleminin sürdüğüne net bir kanıt bu... Pragma Yönetici Direktörü Mustafa Akgün, bu ilgide Türkiye’nin uzun vadeli göstergelerinin çok olumlu olmasının etkili olduğunu vurguluyor. Nüfus artıyor, ekonomi büyüyor, insanlar zenginleşiyor, tüketim artıyor... Bu verileri izliyor yabancı yatırımcı Akgün’e göre... 

Türkiye’de yabancıların yakından izlediği şirketler 50 ila 300 milyon dolar cirolu, sektöründe başa güreşen ihracat yapabilen firmalar... Orta ölçekli firmaların radarda olduğunu anlatan Akgün, Anadolu’da bu resme uyan çok sayıda başarılı şirket olduğunu anlatıyor. 

5 genç Boğaziçili kurdu ilk iş Çekomastik oldu 

Pragma’nın kurucuları, Boğaziçi Üniversitesi’nin farklı mühendislik dallarından mezun 5 arkadaş... Yurtdışı merkezli bir danışmanlık şirketinde birlikte çalışan bu 5 ‘girişimci ruhlu’ danışman, ‘biz bu işi kendi şirketimizde daha iyi yaparız’ demiş ve 12 yıl önce kurumsal yapının güvenilir sularından çıkarak Pragma’yı kurmuş. Ortaklardan biri olan Mustafa Akgün, ilk yıllar hafta sonu, tatil demeden çok çalıştıklarını anlatıyor. Kuruculardan bir diğeri Özlü Yalaza, Türkiye’ye gelen yabancı yatırımcıların pek çoğunun kendileri aracılığı ile ilk yatırımını yaptığını söylüyor. Pragma, Akkök’ten Boyner, Koç ve Ülker gibi büyük yerli gruba danışmanlık veriyor. 

Gerektiğinde bir işi öldürecek danışmanlığı verebilmek... 

Yalaza, “İlk büyük projemiz Çekomastik’in Bostik’e satışıydı. Daha sonra Dubai Ports’un Yarımca’yı satın alma sürecinde Dubai Ports’u temsil ettik. Aslında kriz döneminde 2012’de kurduk şirketi, çok da doğru bir zaman değildi ama hızlı büyüdük. Bugün 30 kişilik bir ekip olduk. Sadece şirket evlilikleri, özelleştirmeler ve proje finansmanına odaklanıyoruz” diyor. Pragma’nın 2005’ten bu yara aracılık ettiği işlemlerin tutarı 4.5 milyar doları geçmiş. Şirket 2008’den bu yana 43 birleşme ve satınalma işlemini tamamlamış. Kemal Kükrer, Polat Enerji, Mars Lojistik, Penti, Bıçakçılar... Pek çok şirket Pragma’nın aracılığı ile yabancı ortağıyla el sıkışmış. 

Pragma’nın en önemli özelliği proaktif davranması... Sektörleri, şirketleri çok yakından izliyor, oluşabilecek fırsatları öngörüp şirketlere ve yatırımcılara giderek işbirliği imkanlarının altını çiziyor ve muhtemel bir ‘evliliği’ harekete geçiriyor. Akgün, “Yüzde 10 proje bize geliyorsa yüzde 90 biz gidip projeyi alıyoruz” sözleri ile anlatıyor yapılarını. Danışmanlık güven unsurunun çok kritik olduğu bir alan. Akgün şöyle anlatıyor: “Gerektiğinde bir işi öldürebilecek danışmanlığı verebilmek çok önemli. Biz gerektiğinde her zaman ‘Bu işi yapmayın’ diyebildik. Ama dürüstlük bize kazandırıyor. Örneğin bir tarafı temsil ediyoruz ve o iş olmuyor... Orada alıcı olan yabancı firma, ‘Bunlar işi biliyor, satıcıyı da iyi temsil ettiler, gerektiğinde kavga ettiler bizimle ama gerektiğinde beni de korurlar’ diyerek bizim kendilerini Türkiye’de temsil etmemizi istiyor. Bizim birçok işimiz böyle oldu.” Mars Lojistik- Hitachi ortaklığında da işte aynen bu yaşanmış. Pragma Mars’ın danışmanıyken, ortaklık tamamlandıktan sonra Hitachi lojistikte yeni satın almalarda danışman olarak Pragma’yla çalışmaya başlamış. 

Türk şirketleri İtalya ve İspanya’da marka alma peşinde 

Altyapı projeleri ve tüketiciye yönelik işler... Yabancı yatırımcıların en çok ilgilendiği alanlar bunlar. Tüketiciye yönelik işlerde önce sağlık, sonra lojistik, perakende, markalı gıda geliyor. Mustafa Akgün, enerji ve makine ekipman alanlarının da son dönemde çok ilgi çektiğini anlatıyor. Bülbüloğlu Vinç’in yabancı ortaklığını örnek olarak veriyor Akgün... Pragma, yurtdışından şirket almak isteyen firmalar için de araştırma yapıyor. İlginin İspanya ve İtalya’dan gıda ve giyim markası alma yönünde yoğunlaştığını anlatıyor Mustafa Akgün. Fiyatlar birkaç yıl öncesine göre biraz daha iyi durumda. Yalaza, “Avrupa’da bir yorgunluk var, şirket sahipleri işlerini devretmeye daha sıcak krizden sonra. Örnekler artıyor” bilgisi veriyor.

Düğmeye basılmış gibi başladı, Japonların Türkiye ilgisi sürecek 

Japon yatırımcıların Türkiye’ye ilgisinin geçen yıl ‘düğmeye basılmış’ gibi birden bire başladığını ve geçtiğimiz yıl Japon merkezli şirketlerin 8 işlem yaptığını hatırlatıyor Özlü Yalaza. Bu 8 ortaklıktan 2’sine Pragma aracılık etmiş. Kemal Kükrer-Ajinomoto ve Mars Lojistik- Hitachi ortaklıklarının tamamlanması sonrası birçok Japon şirket Pragma’nın kapısını çalıp ortak arayışına girmiş. Yalaza, “Gelecek hafta yeni bir yatırımcı gelecek Japonya’dan. Büyük bir ilgi var ve hiçbir gelişme onları tedirgin etmedi. Elbette sorup öğrenmek istiyorlar ama yatırım iştahlarını azaltmadılar. Uzakdoğu’dan hali hazırda 4 proje için görüşmeler yapıyoruz” diyor.

Büyük projelere Hazine garantisi sorunları çözmez 

Önümüzdeki süreçte, Milli Piyango, Derince Limanı ve enerji ihaleleri gibi izlenecek önemli özelleştirmeler olduğunu anlatıyor Özlü Yalaza, Dercince Limanı’nın bu ihalede de satılmasını beklemediğini çünkü yine fiyatın yüksek olduğunu söylüyor. Pragma’nın 3.5 yılldır yakından izlediği bir satış süreci de kamu-özel ortaklığı ile yapılacak şehir hastane projeleri. Temsil ettikleri grup 3 ihale almış. Yalaza yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “O projelerdeki sıkıntı, Hazine garantisi olmaması değil, sözleşmede bazı eksiklikler bulunması. Süreç boyunca düzeltmeye çalışılıyor ama çok taraf var ve süreç uzuyor. 17 ihale yapıldı, 4 yıl oldu ve daha hiçbiri tamamlanmadı... Hazine garantisini sadece yeni projelere verselerdi, bütün bankalar yeni projelere gidecekti ve eski projelerin finanse edilme ihtimali kalmayacaktı. Eskilere de bu hak verilerek eşitlik sağlandı, eski ihalelerde Hazine ihalesi muhtemlen kullanılmayacak çünkü süreci daha da uzatacak.”

Yabancılarla ortaklıkta şehir efsaneleri...

'Türk şirketler yüzde 50 ve üstü hisse satmaya yanaşmaz' 

• Bu tamamen tarihe karıştı. Artık Türk şirketler yabancı ortaklık sürecinde sadece hisse oranına bakmıyor. Türkiye'deki şirketlerin sahipleri de öğrendi ki ortaklıklarda haklar, ne kadar pay verirseniz verin sözleşme ile korunabiliyor. İyi müzakere etmezseniz azınlık hisse verirken çoğunluk hak da verebiliyorsunuz... Yaşanan tecrübeler bu gerçeği Türkiye'deki şirketlere öğretti. 

'Yabancılar nakit akışı yüzünden zordaki şirketleri ucuza satın almaya çalışıyor' 

• Bu doğru değil... Çünkü yabancı şirketler aşağı giden, zor durumda olan, kurumsallaşmasını tamamlayamamış şirketlerle ilgilenmiyor. Türkiye çok bildikleri bir pazar değil ve yabancılar ülke riski üzerine şirket riskini koymak istemiyorlar. Bu nedenle yaygın inanışın tersine güçlü şirketi, primini verip satın almak istiyorlar.  

'Ortaklıkların gerçekleşmemesi ağırlıkta fiyatta anlaşamamaktan kaynaklanıyor' 

• Aksine, yabancı şirketlerle devam eden pek çok ortaklık görüşmesi sürecindeki sorunlar, 200 sayfaya ulaşan sözleşmelerin hazırlanmasında çıkıyor. Fiyat konusunda anlaşılsa bile anlaşma sürecinde son dakikada masadan kalkılabiliyor. Bu nedenle benimsenen prensip kararlarınının ve tarafl ar için olmazsa olmazların, görüşmenin ilk aşamasında masaya konması öneriliyor.

Bu konularda ilginizi çekebilir