55 yıllık tarihinde OSB’lerde neler olamadı...

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan osman.arolat@dunya.com

OSBÜK’ün İstanbul’da düzenlenen Bölge İstişare Toplantısı'nda OSBÜK Başkanı Cahit Nakıboğlu, yeni yasalarla belediyelerden hiçbir hizmet alamayan OSB’lerin emlak vergisinden muaf tutulması için Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’ten söz aldıklarını, düzenlemenin çıkacak torba yasada yer alacağına inandıklarını açıklıyor. Nakıboğlu, emlak vergisi muafiyetinin motivasyonlarını artıracağını belirtiyor. 

Bilim, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Sanayi Bölgeleri Genel Müdürü Yaşar Öztürk, yatırımların önündeki engellerin kaldırılması için bir üretim reformu çalıştayı düzenlediklerini, 623 çözüm önerisi aldıklarını, bu önerileri süzgeçten geçirdiklerini açıklamış. Sanayi envanteri konusunda lonca ismiyle bir site oluşturduklarını da belirtmiş. 

İstanbul Deri OSB Başkanı Ömer Ünsal ise OSB’lerin bir envanterinin bulunmadığını bu sanayi envanterinin OSBÜK bünyesinde hazırlanıp OSB’lerle paylaşılmasının faydalı olacağını belirtmiş. DÜNYA Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hakan Güldağ da Türkiye’nin dönüşümünün OSB’lerde olacağını, OSBÜK’ün bunda ciddi rolünün bulunması gerektiğinin altını çizmiş. 

Bu konudaki haberi okurken 1961 yılında ilki Bursa’da kurulan OSB’den günümüze 55 yılda neler olduğu, neler olmadığını düşündüm. Bu 55 yılın 45 yılının tanığı olarak düşüncelerimi sıralayayım: 

• 284 sanayi 12 Hayvancılık OSB’si kurarak 296 OSB’yi yurda yayarken, ihtiyaç duyulan bazı kentlerde genişlemelerle 5.-6. OSB’yi gerçekleştirmişiz. Doğal olarak bunun sonucunda birçok ilde başarılı sanayileşmeleri sağlayabiymişiz. Bazı yanlış seçimli illerde ise yıllar boyu dolmayan OSB yatırımları yapmışız. 

• OSB’leri kurarken içerisinden tren yolu geçirip, liman bağlantısı olması gerektiği sadece son yıllarda üzerinde durup tartıştığımız bir konu olduğu için lojistik sorunlarına çözüm üretememişiz. 

• Genellikle karma OSB’ler kurduğumuz için, OSB’lerde sinerji sağlayacak biliktelikten yararlanılacak, ihtisas OSB’leri konularına da ancak son yıllarda önem vermişiz. 

• OSB’lerde kurumlar arası sinerjiye yol açacak, bir fabrikanın üretiminde açığa çıkacak bir üründen yararlanabilecek fabrikanın onun yanına yerleştiği bir yerleşim planını kuruluş aşamasında yeterince uygulayamamışız. 

• OSB arazilerini ranta dönüştürme amaçlı düşünenlere, yeterli sınırlamayı getirip engellemeyi son birkaç yıla kadar düşünüp hayata geçirememişiz. 

• Kıt yatırım imkanlarının OSB arazilerine ve bina yapımına gitmesini önleyen, işlitme sermayesi erimeden üretime geçmeyi sağlayabilen yöntemleri uygulamaya koyamamışız. 

• Belediyelerin OSB’deki kurumları “sağmal inek” gibi görmelerini engelleyici önlemleri hayata geçirememişiz. 

• Türkiye’nin sağlıklı sanayi envanterinin de ancak tek tek bütün OSB’lerin kendi sağlıklı envanterlerini yapmalarından geçtiğini bilerek, böyle bir envanter çalışması başlatmamışız. 

Bu liste daha da uzayabilir. Ama bu kadarının bile bize söylediği OSB kuruluşlarının bundan böyle daha disiplinli, daha yerinde ve yer alan kuruluşların birlikte olmaktan doğacak sinerjiden yararlanacakları sonuca uygun kurulması gerektiğini belirtiyor. Tabii lojistik avantajının önemini de unutmamamız gerekiyor. Bir yandan var olan OSB’leri revize edip değiştirirken, yeni kurulacakları da “uygunluk” içersinde kurmalıyız... Ekonomi yönetimi de OSBÜK gibi üst kurullarda bunun bilincinde olmalıdırlar...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar