Gıda fiyatları katılığı kırılınca enflasyon yönünü aşağı indirdi

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan osman.arolat@dunya.com

Merkez Bankası Başkanları son yıllarda yüzde 5 olarak hedefledikleri enflasyonu tutturamamalarının gerekçesini ortaya koyarken, “Gıda fiyatlarının katılığı”ndan ilk sırada söz ederlerdi. Bu, Durmuş Yılmaz döneminde de böyleydi, Erdem Başçı döneminde de... 

Açıklanan nisan ayı enflasyonu TÜFE’de yüzde 0.78 artışla yıllık 6.57 seviyesine indi. Oysa 2014 yılında Gıda ve Alkollü İçecekler kalemi, nisanda aylık 1.42 oranında, 2015’te 1.63 oranında artarak, enflasyonun yukarıya çekmişti. 

Böylece bu yıl ocak ayında yıla yüzde 9.58 seviyesinde başlayan enfl asyon ay be ay düşüp gerileyerek nisan ayında 3 puan aşağıya inmiş oldu. YİÜFE’de de nisanda yüzde 0.52 artışla düşerek, yıllık yüzde 2.87’ye geriledi. 

Geçen yılın nisan ayında enflasyon aylık yüzde 1.63 artışla yıllık yüzde 7.91 seviyesine ulaşmış, yılı da yüzde 8.81 seviyesinde kapatmıştı. Bu nedenle Merkez Bankası, hükümete enflasyonu tutturamadığı için “gıda fiyatlarının katılığından “söz eden mektup yazmak durumunda kalmıştı. Geçen yılın nisan ayının en yüksek fiyatı artan ürünleri arasında yer alan 5 üründen dördü, sebzelerdi. Fiyatları aylık yüzde 20-30 oranında artış göstermişti. Bu yıl ise fiyatları en çok azalanlar arasına ilk beş sıralamasında bütünü sebzeler oluşturdu. Sivri biberin fiyatı yüzde 53.93, çarliston biberinki 43.95, patlıcanın ki 41.27, kabağınki yüzde 24.46, gerilemiş durumda. 

İşte bu nedenle geçmişte sürekli gıda fiyatları katılığından söz edilirken, bu kez gıda fiyatlarında katılığın kırılması ve fiyatların gerilemesiyle, bu durumun enflasyonun gerilemesine yarndımcı olduğu sonucu ortaya çıkıyor. 

Peki bu gerilemenin sebebi ne? 

Bu konuda birleşilen nokta, “Rusya’nın bizden sebze meyve alımını kesmesi” olarak gösteriliyor. Rusya’nın almadığı, geri gönderdiği domates, biber gibi ürünlerin bir bölümü, İsrail, İran gibi ülke pazarlarına sunuldu. Ancak, AB ile yaşadığı sorun sonrası bizim pazarımıza yönelip büyük alıcı konumuna gelen Rusya’nın alımlarını kesmesi ile önemli oranda sebze-meyve iç pazara sürülünce, fiyatlarda önemli gerileme yaşandı. Rusya’nın alımını sürdürdüğü limon gibi ürünlerde ise fiyat gerilemesi yaşanmadı. Bu gelişmeden çıkarılacak ders ne olmalı? 

Sebze-meyve ihracatında tek pazara yüklenmek yerine, pazar çeşitlendirmesi yapılmalı. Çevre ülkeler açısından bu imkana sahip olduğumuz biliniyor. 

Ayrıca, üreticiler iç piyasanın “ihmal edilmez” olduğu gerçeğini gözden ırak tutmamalılar. 

Bu durumda yıl sonu enfl asyonu konusuna da değinmemiz gerekir. Geçen yıl enflasyon mayısta yüzde 0.56 artıştan sonra haziranda düşüşe geçip, eylül ayına kadar normal seyredip, ekimde yüzde 1.55’lik artış gösterip yılı 8.81 ile kapatmıştı. Bu yıl OVP’da enfl asyon beklentimiz yüzde 7.5 seviyesinde. Gelişmeler gıda fiyatlarındaki katılığın giderilmesiyle eğer Rusya pazarı hızla açılmazsa bu seviyenin tutturulabileceğini gösteriyor. Geçen yılın yıl sonu enfl asyonu nisan enflasyonunun 1 puan kadar üzerinde gerçekleşmişti. Bu yıl daha imkanlı görülen ortamaya göre, yıl sonu enflasyonu nisan enfl asyonunun 1 puanın bile altında sonuçlanabileceğini düşünmek, yıl sonunu yüzde 7.5 seviyesinde kapatmak mümkün olabilecektir. Bu da faizlerin aşağıya çekilmesine fırsat verecektir...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar