Hükümet kurma süreci başlamalıdır
Seçimlerin üzerinden neredeyse bir ay geçti. Bu sürede Meclis sıkıntılı bir süreçten sonra başkanını seçti. Bunun dışında henüz birşey yapılmadı. Bu hafta Başbakan Davutoğlu’nun hükümeti kurmak için temaslara başlaması bekleniyor. Hükümet kurulabilecek mi? Ortakları kim olacak? Programda neler olacak? Bu ve benzeri sorular vatandaşların zihnini kurcalıyor. Parlamento katında, özellikle AKP’nde, acele yok.
Hükümetin kurulması konusundaki sakin yaklaşım nereden kaynaklanıyor? İki farklı neden akla geliyor. İlkin seçim sonuçlarının ortaya çıkardığı duruma bakalım. Çoğu gözlemci, iktidar partisinin düşük bir çoğunluğu sağlamasını bekliyordu. Koalisyon zorunluluğun belirmesi, kimsenin üzerinde fazla düşünmediği bir olasılıktı. Şu anda neyin mümkün olup olmayacağı değerlendirmeleri devam ediyor. Siyasi geleneğimizde neyin mümkün olabileceğini belirlemek için önce nelerin mümkün olamayacağının uzun uzun tartışılması, parti kadrolarının ve kamuoyunun bazı bekleyişlerinin gerçekleşemeyeceğine ikna edilmesi gerekiyor. Şimdilik az çok belli olan tek konu, HDP’nin herhangi bir koalisyon hükümetinde görev almasının beklenmediğidir.
Gelelim işler ağırdan alınmasının ikinci nedenine. Giderek yaygınlık kazanan bir görüşe göre, Cumhurbaşkanımız hükümetin kurulamamasını, böylelikle anayasada yürütmenin başına verilen seçimleri yenileme yetkisini kullanacak koşulların oluşmasını arzulamaktadır. Kendisine yakın ama seçime ilişkin doğru tahminlerde bulunmaktan uzak bir kamuoyu araştırma şirketinin, seçimlerin tekrarlanması halinde AKP’nin tekrar iktidar olacağını öngördüğü söylenmektedir. Cumhurbaşkanımız seçimleri yenileyerek, AKP’nin tek başına iktidar olması sağlayacaktır. Acaba bu tasavvurun temelleri sağlam mıdır? Malumu ilam ederek başlayalım: Cumhurbaşkanımız dışında, AKP dahil, seçimlerin tekrarlanmasını isteyen herhangi bir siyasi aktör bulunmamaktadır. Uzun, yorucu bir seçim mücadelesi yeni bitmiştir. Parti teşkilatlarının, adayların hemen yeni bir mücadeleye girecek kaynakları ve takatları yoktur. Parlamentoya ilk defa seçilenler ise milletvekilliğinin keyfini yaşamaya fırsat dahi bulamamışlardır. Tekrar seçilmelerinin güvencesi yoktur. İş dünyasının iktidar partisine yakın kesimleri bile hükümet kurulması yerine erken seçimi zorlamanın iktisadi açıdan kayıplara yol açacağını ileri sürmektedirler.
Daha önemli soru seçimlerin Cumhurbaşkanımızın istediği biçimde sonuçlanıp sonuçlanmayacağıdır. Ben sadece sonuçlanmamasının da güçlü bir ihtimal olduğunu hatırlatayım. Son seçimde vatandaşın yaptığı tercihleri değiştirmesini gerektirecek önemli bir değişiklik olmamıştır. Yeni seçimin Cumhurbaşkanı tarafından kendi siyasi emelleri istikametinde zorlanması ise tepkilere yol açıp, beklenenin tersi bir sonuç doğurabilir, yeni bir istikrarsızlık sebebi olabilir.
Hükümet kurma sürecinin bir an öne başlaması ve olumlu sonuçlandırılması “hayırlı” olacaktır!