İki Avrupalı bir Çinli uzmanı dinlerken...

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan osman.arolat@dunya.com

Geçen hafta birbiri ardında izlediğim iki panelden birinde iki Avrupalı uzman B-20’nin G-20 açısından ne anlama geldiği ve Avrupa açısından nasıl değerlendirilmesi gerektiği konusunu ele aldılar. Çinli uzman ise geçmişin “Deve kervanları ile oluşmuş olan İpek Yolu'nun, önümüzdeki dönemde hızlı tren ağıyla yeni İpek Yolu oluşturularak süreceğini” anlattı. 

Avrupalı uzmanların anlatımında Euro Bölgesi ile ilgili bezginlik, yaşanmış olan olumsuzluklar dile getirilerek, B-20’nin bölgeye bir canlılık getirebileceğini, bunun B-20 içerisinde sadece Avrupalı ülkelerin değil, daha dinamik gelişmekte olan ülkelerin katkısıyla gerçekleşebileceğinin altını çizdiler. Euro Bölgesi'yle ilgili değerlendirmelerinde sık sık olumsuzlukları dile getirdiler. Konuşmalarında coşku değil, tedirginlik hakimdi. 

Çinli uzman ise tarihte “İpek Yolu”nun dünya ticaretine “deve kervanlarıyla” damga vurduğunu, zaman içinde önemini kaybettiğini belirterek, dünya ticaretinin güç odağının Batı'ya kaydığını söyledi. Şimdi “Hızlı tren ağının deve kervanlarının yerini alarak yeni bir ipek yolu oluşacağını” açıkladı. Bu ağın önemli bir bölümünün hazır olduğunu ya da planlandığını belirtip, devamında yapılması gereken bölümlerle ilgili bilgiler verdi. Dünya ticaretinde bu hızlı tren hatlı İpek Yolu'yla Çin'in son dönemde artan öneminin daha da artacağının altını çizdi. Anlatımında yarın için ümit ve coşku hakimdi. 

Avrupalı iki uzmanın coşkudan uzak, bazı olumsuzlukları gündeme getiren, buna karşın bazı olumsuzluklarının altını çizerek olumlu beklentilerden söz eden konuşmaları ile Çinli uzmanın hızlı tren ağlarıyla yaratılacak, “yeni İpek Yolu” projelerini art arda dinleyince benim bireysel tepkim, batıdan doğuya eksen kaymasının hızla süreceği yönünde oldu. 

Çinli uzmanın bizim için olumlu değerlendirmesinden de söz etmeliyim. Bizim deve kervanlı İpek Yolu’nda doğudan batıya geçişte önemli bir merkez olduğumuzu belirten uzman, hızlı demir yolu ağının içinde de önemli merkez olarak yer alarak “Yeni ipek yolu” açısından da önemli bir coğrafi konumda olabileceğimizi düşündü. Türkiye’nin bir NATO ülkesi olduğunu ve Çin’deki azınlıklara zaman zaman destek verdiğini, bundan Çin yönetiminin memnun olmadığının altını çizdi. Çin'le Türkiye’nin yönetim açısından benzerliğinin olmadığını ve olmayacağını öne sürdükten sonra, “Ama farklılıkları değil uzlaşmaları ele alarak birçok konuda işbirliğini geliştirebiliriz” dedi. 

Bu iki panelin konuşmalarını dinlediğimde uzmanların anlattıklarıyla Batı'dan doğuya eksen kaymasının devam edeceği sonucuna vardım. Batıda Avrupa’da tedirginlik içinde arayışlara karşın, Çin’de doğuda coşku ve yeniden hızlı tren ağıyla gelişecek ipek yolu ağına bağlı yükselişe bağlı umuda tanık oldum.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar