Dünyada varlık fonlarındaki amaç bugünün zenginliğini yarınlara bırakmaktır ya bizimki...

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan osman.arolat@dunya.com

Dünyadaki varlık fonlarının kurulduğu ülkelere baktığımda ilk 20 ülkede, varlık fonunun dış ticaret ve bütçe fazlası ile doğal zenginlikler üzerine kurulmuş olduğunu görüyoruz.

Bu 20 ülkenin 15’inde varlık fonları, petrol, doğalgaz, bakır gibi yeraltı zenginlikleri üzerine kurulmuşken, Singapur ve Malezya’da dış ticaret ve bütçe fazlası üzerine kurulmuş. Çin, Güney Kore ve Yeni Zelanda’nın fonlarının kuruluş temelinde ise dış ticaret fazlalığı yer alıyor. Bunlardan ilk sıradaki Norveç’in varlık fonu büyüklüğü 885 milyar dolar. Norveç’te petrol bulunmasının ardından, onun getirdiği zenginliğe dayanarak kurulan fon, “bugün var olan yarın tükenecek petrol zenginliğini yarınlara torunlara bırakmak” için kurulmuş, doğru yatırımlarla geliştirilmiş.

Buna karşın, 2016 yılının Ağustos ayında ülkemizde kurulan Türkiye Varlık Fonu’nun amacı olarak, birinci maddede, “Sermaye piyasalarında araç çeşitliliği ve derinliğine katkı sağlamak, yurt içinde kamuya ait olan varlıkları ekonomiye kazandırmak, dış kaynak temin etmek, stratejik, büyük ölçekli yatırımlara iştirak etmek” olarak belirtiliyor.

Bu fonda, BOTAŞ. TPAO, Ziraat Bankası, PTT, BIST, Türksat, Eti Maden, Çaykur, THY, Halk Bankası ve Telekom hisseleri ile 7 ildeki fona devredilen gayri menkullerin yukarıda belirtilen amaç için bu fona aktarıldığı, fonun büyüklüğünün 200 milyar dolara ulaşacağı bilgisi yer alıyor.

Görüldüğü gibi dünyadaki varlık fonları ile bizim Varlık Fonu’muzu oluşturan maddi yapılarda farklılık söz konusu. Hem de amaç farklılığı var.

Onlar, yarını düşünerek, bir birikim yaratmayı amaçlıyor. Biz ise büyük ölçekli stratejik yatırımların finansal talebini karşılamak için fonu kuruyoruz.

Ülkemizde bu tür projeler, Hazine garantili dış kaynak kullanımı, Yap-İşlet-Devret modelleriyle finanse ediliyordu. Şimdi bunlara, Varlık Fonu garantisiyle dış kaynak bulma arayışı eklendi. Bunun sonuçlarının ne olacağını yeni dönemde bu tür projeler için Varlık Fonu garantisiyle dış finansman bulma girişimlerinin gündeme geldiğinde verdiği sonuçlarda göreceğiz.

Eğer dış finansman bulmada imkan yaratır, stratejik projelerin yapımına yardımcı olunursa, bu tür projelerin sayılarını artırmaya imkan yaratılabilecektir. Olumluluk sağlayabilecektir.
Ancak, bu konuda iki önemli itiraz gündemdedir.

Bunlardan biri; eski fon deneylerini de hatırlatan, “bütçe dışında ikinci bütçe” oluşturulmasıdır. 1980-90 dönemi sayıları artan fonların neden olduğu problemlerin çözümü, olumsuzlukların sonlandırılması, 2000’li yıllarda gelen mali disiplin ve bütçe disiplini kararlarıyla ortadan kaldırılmıştır. Şimdi Varlık Fonu ile benzeri bir olumsuzluğun gündeme gelmesinden korkular dile getirilmektedir.

İkincisi; Varlık Fonu’na alınan kuruluşlar, bugüne kadar Sayıştay ve Meclis denetimine tabi iken, şimdi bu fona alınan kurumlar bu denetim mekanizmalarının dışına çıkarılıyor. Fonun denetimini bağımsız denetçiler ve başbakanın oluşturacağı denetçilerin yapacağı belirtiliyor. Fonda yer alan şirketlerin zararı gündeme gelirse bunu da Varlık Fonu karşılayacak. Bunlar da bugün gündemde olan eleştirilere yol açıyor.

Başlangıç noktasında Türkiye Varlık Fonu ile ilgili aktarabileceklerim bunlar. Sonuçlarını yaşayarak göreceğiz...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar