KOSGEB’in Ar-Ge ve inovasyon vizyonu (I)

Hilmi DEVELİ
Hilmi DEVELİ EKONOMİDE SATIR ARASI hilmideveli@gmail.com

Hükümetin “Dünyanın ilk 10 büyük ekonomisi arasına girmek, yıllık GSYH’yı 2 trilyon dolara çıkarmak, kişi başına düşen milli geliri 20 bin doların üzerine çıkarmak, 500 milyar dolarlık ihracat yapmak, ihracatta ileri ve yüksek teknolojili ürünlerin payını yüzde 20’lere çıkarmak ve orta ve yüksek teknolojili ürünlerde Avrasya’nın üretim üssü olmak” gibi hedefl erin yer aldığı 2023 vizyon hedefl eri, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan tarafından açıklanan 2015-2017 Orta Vadeli Program’da revize edilmesine rağmen İnovasyon ve Ar-Ge ye dayalı katma değerli üretim ve bu ürünlerin ihracat hedefl eri geçerliliğini sürdürüyor. 

İnovasyon, Ar-Ge ve buluşlar sonunda elde edilecek teknolojik gelişimler ülkemizin içine girdiği “Orta gelir tuzağı”ndan çıkabilmenin en önemli yollarından biri olduğunu da unutmamak gerekiyor. 

Bu bağlamda başarılı projeler geliştiren KOSGEB Başkanı Mustafa KAPLAN’dan KOSGEB’in Ar-Ge ve inovasyon vizyonunu anlatmasını rica etmiştim. Sevgili başkanla telefon görüşmemizde uzun uzun anlatımıyla yetinmeyerek bir bilgi notu da göndermiş. Anlattıklarının ve gönderdiği notun bütünlüğünü korumak için bunlarısizlere iki bölüm olarak aktarmak istiyorum. Başkan bu bölümde, Ar-Ge ve inovasyonla ilgili genel değerlendirmelerini ikinci bölümde ise vizyonlarını gerçekleştirecek programları anlattı. İlk bölümde “Geleneksel sanayileşme yaklaşımının tersine, bugün ülkelerin rekabet gücünün, teknolojilerin üretime yansıtılmasına ve inovasyon yapabilme yeteneğine bağlı olduğu hepimizin malumu. Geçmişte rekabet avantajı sağlamak için yeterli bilinen kalite / maliyet avantajları bugün ülke ekonomilerinde sadece geçici rahatlamalar sağlamaktadır. 

Bugünün dünyasında maliyet ve kalitenin asgari düzeyde gereksinimler olduğu kabul edilmekte, sürdürülebilir rekabet gücü için yeterli olmadığı genel olarak bilinmektedir. Günümüzde rekabet avantajını sürdürebilmek, artık etkinlik ve maliyetin işletmelere taşıdığı getirilerin daha da üzerinde yeni pazarlar yaratabilmekte, müşterilere daha fazla katma değer sağlamakta ve küresel ölçekte daha fazla Ar-Ge ve inovasyon yapabilmeye imkân tanımaktadır. Bu nedenle de Ar-Ge ve inovasyon faaliyetleri yürütmek kalkınmayı hedefl eyen ülkeler için adeta bir zorunluluk haline gelmiştir. Zira ürünlerin ve hizmetlerin giderek birbirlerine benzediği, hızla metalaştığı günümüz pazarlarında, önemli olan farklılık yaratabilmektedir. Mikro boyutta düşünüldüğünde; işletmeler için inovasyon, verimliliği ve kârlılığı artıran, yeni pazarlara girilmesini ve mevcut pazarın büyütülmesini sağlayan çok önemli bir rekabet aracı olmasının yanı sıra; makro anlamda da verimli, karlı ve rekabet gücü yüksek işletmelerin faaliyet gösterdiği ülkeler/ ekonomiler kalkınır, gelişir ve küresel ölçekte rekabet avantajı kazanır. Dolayısıyla, ülkeler için inovasyon, bir bakıma istihdam artışını, sürdürülebilir büyümeyi, toplumsal refahı ve yaşam kalitesini artırmak anlamına gelmektedir. Özellikle ekonomide parasal daralmaların yaşandığı dönemlerde girişimcilerimiz yeni iş fikirlerini hayata geçirmede, KOBİ’ler ise sınırlı kaynaklarını risk içeren teknoloji, Ar-Ge ve inovasyon boyutlu faaliyetlerinde harcamaktan kaçınma yönelimine sahip olduğundan, bu noktada kamunun desteği ve yönlendirmesi büyük önem taşımaktadır. Özellikle genç nüfusun yoğun olduğu ve girişimlerin yüzde 99’undan fazlasını KOBİ’lerin oluşturduğu ülkemizde, Ar-Ge ve inovasyonun desteklenerek KOBİ’lerin Ar-Ge ve inovasyon yapar konuma dönüştürülmesi, ülkemiz ekonomisinde makro boyutta ciddi kazanımlar sağlayacak olup, ulusal planlarda da bu konuda ciddi hedefl erin ve eylem planlarının yer aldığı da malumdur. Bu çalışmalara paralel olarak; son 11 yılda Türkiye’de Ar-Ge harcamalarının milli gelire oranı yaklaşık 2 kat artarak yüzde 1 seviyesine yaklaştı. 

Türkiye’nin milli geliri 10 yıl önce 230 milyar dolardı, bugün 800 milyar dolar seviyesine çıktı. Milli gelirimizin 3 kat arttığını düşünürsek, Ar-Ge harcamaları bu dönemde 6 kat artış göstermiştir. 2023 yılında ise, milli gelirimizin 2 trilyon dolara ulaşması ve milli gelirin yüzde 3’ü kadar Ar-Ge harcaması yapma gibi mühim bir ulusal hedefimiz var. Bugün, ülkemizdeki girişimcilere ve KOBİ’lere verilen destek ve teşvikler, daha önce hiç ulaşılamayan bir seviyeye geldi. Bu doğrultuda, yeni destekler ve vergi indirimlerine kadar pek çok çalışma yürütülüyor.” değerlendirmesini yaptı. 

Haftaya “KOSGEB’in Ar-Ge ve İnovasyon Vizyonu” kapsamındaki uygulamalarından söz edeceğim..

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar