Premier Lig takımları çıldırdı

Cem TOP
Cem TOP SPOR ANALİZ cem.top@dunya.com

Futbolda 84 gün süren yaz transfer dönemi 1 Eylül itibariyle sona erdi. Tüm kulüpler hedefl eri ve bütçeleri doğrultusunda takımlarını takviye ederlerken, bu alandaki rekor yine el değiştirmedi. Geçtiğimiz yıl toplamda 793 milyon euro tutarında transfer gerçekleştiren Premier Lig kulüpleri, bu yıl 10 Haziran-1 Eylül tarihlerini kapsayan birinci transfer döneminde tam 1 milyar 52 milyon euro harcadılar. Deloitte tarafından yapılan çalışmaya göre; harcanan bu miktarın 668 milyon eurosu ülke dışına giderken, 302 milyon euroluk bölümü Premier Lig kulüpleri arasındaki oyuncu değişimlerinden kaynaklandı. Alt lig kulüplerinden yapılan transferlerin toplamı ise 82 milyon euro dolayında. Konuyla ilgili kamuoyuna yansıyan yorumlarda bu denli büyük harcamalar yapılmasının sebeplerinden biri olarak, bu transfer döneminin 2014 Dünya Kupası ile çakışması gösteriliyor. Dünya futbolunun en önemli vitrinlerinden biri olarak kabul edilen kupada yeni yıldızların filizlenmesi, Premier Lig takımlarının da iştahını kabartmışa benziyor. Şahsi fikrim, bunun yanında İngiliz takımlarının son dönemde Avrupa kupalarında Alman ve İspanyol kulüplerinin gölgesinde kalmaya başlaması da önemli bir etken. Bu saptamaya Arap sermayesinin katkılarıyla atağa kalkan bazı Fransız takımları da eklenebilir. Hatırlayacaksınız, Dünya Kupası devam ettiği esnada köşemizde “Altyapı mı? Üst yapı mı? İşte bütün mesele bu” başlıklı bir yazı yazmış ve o yazımızda transferle ilintili konulara şu şekilde değinmiştik: 

“Çıtayı Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu gibi bir noktaya koyacak olursanız, İngiliz ve İspanyol kulüplerinin gerçekleştirdiği bol sıfırlı transferleri bir bakıma yapmak zorundasınız. Ancak bu durumun ülke futbollarını menfi yönde etkilediğini de görmezden gelemeyiz. Bilhassa yabancı oyuncu serbestisi ile birlikte çeşitli liglerdeki “başaltı” takımların da büyük rakiplerine yetişebilmek amacıyla transfere sarılmaları bu mekanizmayı tetikleyen etkenlerden biri.” İşte, İngiliz kulüplerini bol sıfırlı sözleşme fesih bedelleri ödemeye iten biraz da bu. Ligin ağır topları UEFA organizasyonlarına damga vurmak için kesenin ağzını açarlarken, “başaltı” tabir ettiğimiz diğerleri de aradaki makası kapatmanın derdinde. 

Geçtiğimiz sezon İngiliz kulüplerinin takım başına yayın gelirlerinden aldıkları ortalama meblağ yaklaşık 32 milyon euro olmuştu. 20 takımlı Premier Lig’de sadece yayın gelirlerinin transfere ayrılması durumunda bile toplam bütçe 640 milyon euroyu buluyor ki, kadrosuna kattığı yeni oyuncular için 190 milyon euro harcayan Manchester United gibi kulüplerin sponsorluk, ürün/forma satışı, maç hâsılatı gibi pek çok kalemde darphane misali gelir ürettiklerini biliyoruz. 

Arsenal ve Tottenham 

Şampiyonlar Ligi ve Avrupa Ligi’nde ülkemizi temsil edecek Galatasaray ile Beşiktaş’ın rakipleri transfer dönemini acaba nasıl geçirdiler? Temsilcilerimizden Galatasaray transfer dönemini 15 milyon euro harcayarak kapatırken, Beşiktaş da belirlediği bütçeyi az da olsa aşarak 15.1 milyon euro tutarında transfer yaptı. Siyah-beyazlı taraftarların karalar bağlamasına neden olan ve iki sezondur bir türlü gerçekleşmeyen sağ bek transferi, belki de bu yüzden bir kez daha rafa kalktı. Buna mukabil takımını Ben Davies, Michel Vorm, Eric Dier, DeAndre Yedlin, Federico Fazio ve Benjamin Stambouli ile takviye eden Tottenham Hotspur toplamda 41 milyon 850 bin euro harcadı. Şampiyonlar Ligi ön elemesinde Beşiktaş’ı zorlanarak geçip Galatasaray’ın rakibi olan Arsenal ise 5 oyuncuya (Alexis Sanchez, Mathieu Debuchy, David Ospina, Calum Chambers, Danny Welbeck) yaklaşık 102 milyon euro ödeyerek, transfer konusunda çok daha bonkör davrandı. Arsenal’in önemli golcülerinden Giroud’nun sakatlanmasından sonra “Transfer yapmayı düşünmüyoruz” diyen Arsene Wenger’in transfer döneminin son gününde bir hevesle Danny Welbeck’i kadrosuna katması, kuzey Londra ekibine 20 milyon euroya patladı. Buna karşın Arsenal’in geçen seneki kadrosundan 11, Tottenham’ın ise 7 oyuncuyla yollarını ayırdığını belirtmemiz gerekiyor. 

Gazetemiz yazarlarından Tuğrul Akşar’ın 26 Ağustos tarihli ve “Türk futbolunda parasal büyüme, kulüpleri felakete sürükledi” başlıklı yazısında belirttiği gibi, tüm Süper Lig kulüplerinin yıllık gelirleri toplamı 1.9 milyar TL’ye (685 milyon euroya) ulaşıyor. Bu gelirin yüzde 44’ü, yani 833 milyon TL’lik kısmı (yaklaşık 300 milyon euro) dört büyük kulüp tarafından paylaşılıyor. Buna mukabil Premier Lig takımlarının bir dönemde sadece bonservislere harcadıkları para, tüm ligimizin ürettiği gelirin bir buçuk katından fazla. Hal böyleyken, Avrupa’da başarı için transfer yarışına girmenin değil kaynakları verimli kullanmanın ön plana alınması gerektiği aşikâr değil mi? Tabi bunun için yönetici egosundan ziyade profesyonel kadrolar gerekiyor ki, yapısal değişimin önündeki en büyük engel de bu galiba.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Derbi kadar zor 03 Mart 2016
Düğüm çözülecek mi? 25 Şubat 2016
Skandalın daniskası 23 Şubat 2016
Maçın şifresi: Savunma 18 Şubat 2016
Öp Quaresma’nın elini 16 Şubat 2016
Taktik savaşı 11 Şubat 2016
Maça geç kaldılar 09 Şubat 2016
Ciddiyet şart 02 Şubat 2016