Torba Yasa ile proje bazlı teşvik ve kamu ortaklığı gündeme geliyor

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan osman.arolat@dunya.com

Bölgeler arası eşitsizliği azaltmak, üretimi ve istihdamı artırmak düşüncesiyle 20 yıl kadar önce 5084 sayılı yasayla yürürlüğe giren Teşvik sistemi, uygulamalardan yeterli verim alınamadığı için 8 kez yapılan ek düzenlemelerle revize edildikten sonra, şimdi bir kez daha torba yasa içersinde köklü değişiklikler içeren şekilde TBMM’ye sunuluyor.

Bu yeni sistem, proje bazlı modeli içeriyor ve teşvik sisteminde devletten yüzde 49’a kadar ortaklık, üretilen ürünlere devletten alım garantisi, nitelikli çalışana 32.9 bin lira aylık maaş, yatırımcının sabit yatırımlarının tutarı için kullanılan kredi ve faizi veya kar payı oranında hibe veya destek gibi yeni unsurlar içeriyor. Eski teşviklerde yer alan arsa, altyapı ve vergi avantajı gibi konular da yeni teşviğin düzenlemesi içersinde yer alıyor.

Konunun geniş anlatını arkadaşlarımız Hüseyin Gökçe-Mehmet Kaya- Canan Sakarya’nın ortak imzalı haberlerinde yer alıyor.

Ben herhalde 5084’ün ilk devreye girmesinden bu yana teşvik konusunda yüzün üzerinde yazı yazmışımdır. Bugün bunlara bir yenisini eklerken başlangıçtan bu yana eleştirilerimde, önerilerimde yer alan konulara bir kez daha değinerek, yeni teşvik sisteminin temel amacının ve uygulamasının nasıl olması gerektiği düşüncemi tekrarlıyayım:

Teşvik sisteminin temel amacının bugüne kadar verim alınamayan, bölgeler arası eşitsizliğin giderilmesini gözetir, üretimi artırıcı, üretilen ürünün katma değerini geliştirici, büyümenin sürekli kılınmasına ve amaçlanan orana ulaşmasına zemin hazırlayıcı olması gerekir.

Doğaldır ki tasarrufu yeterli olmayan ülkemizde yatırımın ve tasarrufun artırılmasına da destek vermesi teşvik sisteminin önemli unsuru olmalıdır. 

İşsizlik oranının yüksek olduğu ülkemizde teşvik sisteminin istihdama katkı yapması da gözardı edilmemesi gereken bir konudur.

Teşvikler dünya ekonomisinin gelişen trendlerine uygun olarak, ülkemizden sektörel seçimlerini sağlıklı yaparak, bir yandan üretimi, istihdamı artırmaya yardımcı olurken, bir yandan da üründe katma değer artışına verdiği destekle, üretilen ürünün rekabetçi kılınmasını sağlamalıdır.

Teşvik uygulamalarının değerlendirilmesi konusunda somut verilere dayalı sonuçların dökümü yapılmadan, bilançolar ortaya konulmadan, yeni teşvik uygulamalarına geçilmiştir. Bu da sürekli teşvik yaz-bozlarına yol açmıştır.

Yeni teşvik sistemi uygulamasına geçilirken dünün hatalarından, eksikliklerinden uzak duran, ana amaca uygunluğun irdelenebileceği bir model geliştirilmelidir.

Yoksa bugüne kadarki teşviklerde olduğu gibi yenisinde de ana amaca uygun sonuç alınmasından uzak kalınır.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar