Yeni dönemi, hukuk, demokrasi, yaratıcılıkla tahkim edelim

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan osman.arolat@dunya.com

15 Temmuz darbe girişimi ile toplumsal bir travma yaşadık. Yakın çevremizde güvensizlik ve karamsarlık içeren cümleler, yorumlar duyduk. Başka ülkede yaşamak isteklerine tanık olduk.

Oysa biliyoruz ki gecenin en koyu karanlığının ardından şafak söküp gün aydınlannacaktır. 

15 Temmuz darbesine karşı halkın hemen direnişe geçmesi, siyasilerin 14 Temmuz gününe kadar sürdürdükleri çatışmalı dillerini terk ederek empati içersinde birlikte hareket etme, ülke sorunlarına çözüm arama açıklamaları, iş dünyasının hemen döviz bozdurup ekonomik olumsuzluğu frenleme çabasına girmesi, Merkez Bankası’nın proaktif davranması, darbe sonrası şafağın erken atmasına yol açtı.

İlan edilen üç aylık OHAL'in ardından birbiri ardından yayınlanan KHK’lerle hayata geçirilen kararlarla ilgili bazı itirazlar öne sürüldü. 

Darbe girişimi sonrası yeni bir dönem söz konusu. Bu yeni dönemde uzak durmamız gereken en önemli konu, tartışmadan, getirisini-götürüsünü tam ortaya koymadan yönetimin kararlar alması, “Ben yaptım oldu” demesi. 

KHK’larla gündeme gelen konulardaki itirazlar ağırlıklı olarak, yönetimin bu tutumdaki hareketlerine karşı dile getiriliyor. Olağanüstü bir dönemde olağanüstü değişimlerin tartışmasız hayata geçirilmesine itiraz ediliyor. Silahlı kuvvetlerin komuta kademesinin ve eğitim kurumlarının yeniden dizayn edilmesine dönük önemli itirazlar oldu. Bu konuda önemli tartışmalar yapılmadan, katılımcı bir model ortaya konmadan kararlar alınmasına, TSK'da üst düzey görev yapmış İlker Başbuğ gibi bireyler itirazlarını ortaya koydular. Aceleci davranılması yerine, dünyanın bu çağındaki doğru uygulamaları inceleyerek, bizim için doğru olacak modelin oluşturulması gerektiğini belirttiler. Suriye olayı ve terörle mücadele konusunda alınan kararların zaaf yaratabileceğini öne sürdüler.

OHAL ilanının hemen ardından hükümet adına değerlendirme yapan Numan Kurtulmuş, KHK’lerin hiçbir şekilde hukuk dışı uygulamalara yol açmayacağını, ekonominin önünü tıkamayacağını açıkladı.

Ama KHK ile alınan kararlar, itirazlara, hukukun esnetilmesine yol açtığı yönünde açıklamalara neden oldu. 

Şimdi bizim OHAL içinde yeni dönemi inşa ederken yapmamız gereken bugüne kadar sorun yaşadığımız, eksikliğini duyduğumuz konuların yeniden katılımcı yöntemle inşa ve ihya edilmesi olmalıdır.

Bunların başında  bana göre hukukun, adaletin eksikliklerini ortadan kaldıracak çalışmalarla ülkenin bütün fertlarinin kendilerini hukuk alanında güvende ve eşit durumda görebilmesini sağlayacak düzenlemeler geliyor. Hukukun üstünlüğü ve adaletin önemi toplumun tartışma gündemindedir.

Bir diğer konu demokrasinin tahkim edilmesidir. Bu da demokrasinin toplumun en küçük kesimlerinin haklarının korunmasını gerektirir. Sivil toplumun güçlenmesiyle demokrasinin gelişeceğini bilerek sivil toplumun önünü daha çok açmamız gerekir. Bu da iki konuyu önde tutmaktan geçer. Bunlardan biri örgütlenme, diğeri düşünce özgürlüğüdür. Bu iki konudaki gelişme demokrasinin gelişmesinin temel unsurlarıdır.

İşte hukukun ve demokrasidin tahkim edilmesi, yaratıcılığın tahkim edilmesinin önünü açacaktır. Yaratıcılık ise üretimi artıracak, bereketi ve refahı geliştirecek, büyümeyi sürekli kılacaktır.

Buyrun oturun dostlar vakit kaybetmeden yeni dönemi kurmak için, bütün toplumun katkısını sağlayacak bir toplumsal diyalog başlatalım...

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar