100 yaşındaki Lila Group beş kıtada 77 ülkeye ihracat yapıyor

Fatoş KARAHASAN
Fatoş KARAHASAN Markalar & İçgörüler fkarahasan@gmail.com

Yüzde yüz yerli sermayeyle kurulmuş olan Lila Group, bugün yaşamına dördüncü nesil üyeleriyle devam ediyor. Lila Group’un temelleri, Hasan Öğücü ve Oğulları tarafından 1930 senesinde ‘Çırçır ve Dokumacılık’ şirketi ile atıldı. Grup, 1950’de başlayan sanayileşme hareketine paralel olarak gelişti. Abdullah Öğücü, önderliğinde önce 1964 yılında ‘Güneydoğu İplik Sanayi, bundan yirmi yıl sonra 1984 yılında, tekstil alanında faaliyet gösteren ‘Marmara Pamuklu Mensucat’ kuruldu.

Marmara Pamuklu Mensucat, 90’lı yıllarda Türkiye’nin en büyük entegre pamuklu iplik ve boyama tesisi haline geldi. Tekstil alanındaki yoğun ve istikrarlı ihracatı sayesinde, İstanbul İhracatçı Birlikleri ve İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri ihracatçıları birliği tarafından 90’lı ve 2000’li yıllarda defalarca ödüllendirildi.

2000’li yıllardan itibaren Türkiye’nin ihtiyaçlarını değerlendirerek, tekstil dışındaki yüksek katma değerli ve ileri teknoloji gerektiren alanlara yönelen Lila Group, 2005 yılında enerji sektörüne girdi.

2006 yılındaysa, Türkiye’nin hızla artan hijyenik kağıt ihtiyacına cevap verebilmek amacıyla tümüyle yerli sermaye kullanarak Lila Kağıt’ı kurdu. 2012’de kapasitesini iki katına çıkardı. Yatırımlarına aralıksız devam eden kuruluş, 2019 yılı sonlarında yeni yatırımların devreye girmesiyle birlikte, sektörünün Avrupa’daki en büyük ikinci tam entegre tesisi olacak.

Polonya ve Çin arasındaki bölgenin en büyük tek çatı altında üretim tesisi

Lila Kağıt’ın Genel Müdürlük görevini yürüten, ailenin dördüncü nesil temsilcisi Alp Öğücü, şirketin yapısı, hedefleri ve toplumsal çalışmaları hakkında sorularımı yanıtladı.

Üretim kapasiteniz ne kadar?

Dünya standartlarında temizlik kâğıdı üreten Çorlu’daki üretim tesisimiz 140bin m2’lik bir alanda, 150 bin ton kapasiteye sahip. Fabrikamızn sadece Türkiye’nin değil, Doğu Avrupa, Ortadoğu, Kafkaslar ve Afrika bölgelerindeki tek kampüs altındaki en büyük kâğıt üretim tesisi olduğunu söyleyebilirim. Polonya ve Çin arasındaki en büyük üretim tesisi ile, Türkiye’den çok geniş bir coğrafyaya erişiyoruz.

Dört markanız var...

Evet, Sofia, Maylo, Berrak ve ev dışı kullanım pazarında ise Nua Professional markalarımız var. Tuvalet kâğıdı, kâğıt havlu, kâğıt peçete ve kâğıt mendil kategorilerinde yurtiçi ve yurtdışı pazarlarda bu markalarımızla rekabet ediyoruz.

77 ülkeye yıllık 100 milyon doların üzerinde ihracat gerçekleştiriyoruz. İhracatta lider firmalar arasındayız. Geçen yılı beklentilerin üzerinde bir büyümeyle, yüzde 30 oranında bir büyüme ile kapattık. Bu sene yüzde 35 civarında bir büyüme öngörüyoruz.

Pazar payınız ne kadar?

Ülkemizde hijyenik temizlik kâğıdı sektörü rekabetin yoğun yaşandığı bir sektör. Lila Group şu anda yaklaşık 2,5 milyar TL’lik cirosuyla, Türkiye temizlik kağıtları sektöründe, yüzde 12’lik pazar payıyla ile ilk üç sırada yer alıyor.

Hedefiniz ne?

Lila Group’un orta vadeli hedefi, 2023 yılında Türkiye’nin en büyük 100 sanayi kuruluşu arasına girmek. Bunun yanı sıra, hızlı tüketim sektöründe, gıda dışı alanda faaliyet gösteren ilk 5 Türk firmasından biri olmayı hedefliyoruz.

20 binden fazla çocuğun eğitimine katkı

Sosyal sorumluluk projelerine önem veriyorsunuz, bu alanda neler yaptınız?

Çevre ve eğitim konularına öncelik veriyoruz. Lila Group olarak sağlıklı, sürdürülebilir bir geleceğin, iyi eğitim almış, araştıran, sorgulayan, yeteneklerinin farkında olan ve yetenekleri doğrultusunda yönlendirilmiş çocuklarla mümkün olacağını savunuyoruz. Bu doğrultuda, sektörümüzün KSS alanında ilk örneği olan iş birliğini 2010 yılında Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV) ile başlattık. İmzaladığımız protokol kapsamında Maylo markalı ürünlerimizin satışından elde edilen gelirin bir kısmını 9 yıldan bu yana TEGV’e aktardık. Bugüne kadar 20 binden fazla çocuğunun eğitimine katkıda bulunduk.

TEGV ile başka projeleriniz de var...

Sosyal Sorumluluk anlayışımızı tüm iş ortaklarımızla paylaşıyoruz çünkü iyiliğin birlikte çoğalacağına inanıyoruz. Bu kapsamda geçtiğimiz yıl Haziran ve Eylül aylarında iki aşamalı olarak “TEGV’e 25 Bin Kitap” projesini hayata geçirdik. Migros ve TEGV iş birliğinde yürütülen kampanyada, Migros mağazalarında satılan özel tasarlanmış Maylo ürünlerinin geliri ile Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı’na (TEGV) hediye etmek üzere 25 bin kitap temin ettik. Bu projenin sonuçlarından aldığımız güçle Migros ile yeni projeler hayata geçirmek için iş birliği halindeyiz.

Her ne kadar KSS olarak daha çok eğitim ve çevre konusunu sahiplenmiş olsak da zaman zaman çeşitli sponsorluklarla kültür-sanat ve spor faaliyetlerini de desteklemekten geri durmuyoruz. Örneğin, sergilerle bugüne kadar 1.212 çocuğun geleceğine dokunduk.

700 bin ağaç

Çevreyle ilgili projeleriniz nasıl gelişti?

Sektörümüze değer katan endüstriyel ağaç tarımı konusunda 2014 yılında ENAT’a (Endüstriyel Ağaç Tarımı A.Ş) sponsor olduk ve endüstriyel amaçlı bir projeye imza attık Kıymetli sanatçımız Ediz Hun’un desteği ile ‘Sofia Ormanları Yok Etmez’ kampanyamızı hayata geçirdik. Projemizin başlamasından bu yana 50 bin ağaç diktik. “Sofia Ormanları Yok Etmez” projesi kapsamında her yıl fidan dikim sayısını artırarak sürdürmeyi planladığımız bu ve benzeri projelerimizle; 2023 yılında 600 futbol sahası büyüklüğünde (3,5 milyon metrekarelik) bir alanda 700 bin ağaç dikmeyi hedefliyoruz. Bu hedefimiz doğrultusunda Lila Group’un kâğıt iş kolunda her yıl yapmış olduğu satış oranı kadar Türkiye’ye orman kazandırmış olacağız.

Tekirdağ’da eğitime yaptığınız katkı nedir?

Kurumumuzun KSS çalışmaları dünyanın ve Lila’nın en önemli selüloz tedarikçisi olan Fibria tarafından takdirle karşılandı. Onlar da projeye dahil olmak istediler. Tekirdağ’da yer alan TEGV Fibria Öğrenim Birimini Kasım 2018’de birlikte hayata geçirdik.

Bu birimde, her yıl 6-14 yaş aralığında 2 bin çocuğa okul dışı zamanlarında eğitim veriliyor. Kasım 2018-Mayıs 2019 döneminde 6-14 yaş aralığındaki 6.309 çocuk bu birimde eğitim aldı.

Mobil Oil Türk’ten cinsiyet eşitliği için örnek bir çalışma

114 yıldır, Türkiye’de madeni yağların üretimi ve pazarlanması konusunda faaliyet gösteren Mobil Oil Türk A.Ş., kadınların iş hayatına katılımını artırmak amacıyla örnek bir çalışmaya imza attı. Cinsiyet eşitliğini temel alan faaliyetlerini global alanda sürdüren WIN (Women’s Interest Network-Kadınların Destek Ağı) yapılanmasını Türkiye’de hayata geçirdi.

Etkinlik için Türkiye’ye gelen şirketin Global Satış, Pazarlama İş Geliştirme ve Etkinleştirme Müdürü Claire Madden, kadın çalışanların küresel iş gücünün yüzde 40’ını, üst düzey iş liderlerinin ise yüzde 24’ünü oluşturduğunu söyledi. “2030’da kadınların küresel işgücündeki payının yüzde 37,6 olacağı tahmin ediliyor” açıklamasını yapan Madden, eşitliğin temel hedeflerden birisi olması gerektiğini vurguladı.

“Küresel Cinsiyet İndeksi’nde 149 ülke arasında Türkiye 130. sırada

Dünya Ekonomik Fonu Küresel Cinsiyet Raporu’nun Türkiye verilerine değinen Madden, “Küresel Cinsiyet İndeksi’nde 149 ülke arasında Türkiye 130. sırada. Türkiye’deki kadın nüfusunun yüzde 36’sı aktif olarak iş hayatında. Yüzde 15’i işgücünde kıdemli rollere sahipken, parlamento ve devlet idaresinde çalışanların oranı ise yüzde 17” diye konuştu.

Erkek çalışan ağırlıklı sektörde öncülük

Mobil Oil Türk A.Ş. Genel Müdürü Münci Bilgiç, WIN yapılanması ile birlikte kadın çalışan sayısını daha da artırmayı hedeflediklerinin altını çizdi. “Bizim gibi erkek çalışanların ağırlıklı olduğu enerji ve petrol sektöründe; kadın çalışanların sayısının artırılması ve sayıların dengelenmesi çok önemli” ifadelerini kullanan Bilgiç, “Cinsiyet, din, dil, ırk, etnik kimlik gözetmeksizin eşitliğe çok önem veren bir şirketiz. Biz Türkiye’nin geleceğinin kız çocuklarının okumasından ve toplumda ve iş hayatında iyi yerlere gelmesinden, ekonomik olarak bağımsızlıklarını kazanmalarından geçtiğini düşünüyoruz. Eğitim hayatına teknik liselerde ve mühendislik fakültelerinde devam eden kız-erkek öğrenci sayısında denge sağlanması çok önemli. Bu konuda çeşitli okullarda sosyal sorumluluk projeleri yürüttük. WIN ile de bu projelerimizi bir adım daha da ileri taşıyarak; hem kurum içerisindeki cinsiyet eşitliğini artırmayı hem de yaratılan sinerji ile bu konuda çevremize rol model olmayı hedefliyoruz” şeklinde konuştu.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar