2016'nın en iyi 10 iş fikri ve fırsatı

Güventürk GÖRGÜLÜ
Güventürk GÖRGÜLÜ PAZARLAMA 3.0 guventurk@portakalonline.com

Geçen hafta 2016'da pazarlama alanında bizi nelerin beklediğine kısaca göz atmıştık. Bu yazıda ise 2016 için ilham verici iş fikirlerinden söz etmek istiyorum. Dünya çapında yenilikçi iş fikirlerini derleyen Springwise.com'dan daha önceki yazılarımızda da söz etmiştik. Springwise, her zaman olduğu gibi ocak bülteninde bu yıl dikkat edilmesi gereken en iyi 10 iş fikrini ve fırsatını seçmiş, biz de o iş fikirlerine bir göz atalım...

1- Nerdalize: Son zamanların en gözde konusu “Büyük veri”yi yani “Big data”yı biliyorsunuz. Evet, disk boyutları oldukça küçüldü, ama bu sefer de veri çok büyüdü ve büyümeye de devam ediyor. Bu nedenle veri ne kadar büyük olursa, saklamak için gereken disk alanın da o kadar büyük olacağını tahmin etmek zor değil. Büyük veriyi saklamak ve işlemek için gereken veri merkezlerine her gün yenisi eklenirken bu data center'ların soğutulması, daha doğrusu iklimlendirilmesi de önemli bir maliyet haline geliyor. Hollandalı bir startup olan Nerdalize, sunucuların çalışırken ürettiği ısı enerjisini soğutmak yerine ısınmada kullanmayı öneriyor. İsteyen kişiler Nerdalize'den bir ısıtıcı / server kiralayıp evlerine yerleştiriyor ve sunucunun tükettiği elektrik faturasını üstleniyor. Böylece sunucunun yaydığı ısı sorun olmaktan çıkıp ucuz bir ısınma çözümü haline geliyor. Evde çalışan ısıtıcı / sunucu da hiçbir fazladan maliyet olmadan Nardalize ağına bağlanarak Nerdalize bulutunun bir parçası haline geliyor. Tam bir kazan / kazan çözümü.  

2- Prado Müzesi: Madrid'te bulunan Prado Müzesi, altı adet ünlü tablonun üç boyutlusunu üreterek mart ayından beri görme engelli ziyaretçilerin kullanımına sundu. Böylece görme engelliler de ünlü tabloları dokunarak keşfetme şansına sahip oldu. Chicago'da bulunan bir başka müze ise renk körü ziyaretçilerin, sanat eserlerini gerçek rekleriyle görebilmeleri için özel gözlükler üretti. Springwise'a göre 2016'da müzeler daha kişiselleştirilmiş deneyim sunma konusunda epey yol kat edecek. Örneğin “Muzeums” adlı bir uygulama, herkesin ilgi alanına, görme ve öğrenme biçimine  özel müze ziyareti planlıyor. Böylece herkesin müze deneyimini kişiselleştiriyor. Büyük verinin sağladığı güçle her bireye göre kişiselleştirme, 2016'nın en gözde konusu olacak gibi görünüyor. 

3- Glia: Bu da perakende sektöründe sık görmeye başlayacağımız kişiselleştirme uygulamalarından biri. ABD'de geliştirilen bu uygulama, tüketicilerin kendi dünya görüşlerine uygun şirketlerden alışveriş yapmalarına olanak sağlıyor. Uygulamayı indiren kullanıcılar, hem kendi profillerini oluşturuyorlar, hem de alışveriş yaptıkları şirketlerin değerlerinin, kendi değerleriyle örtüşüp örtüşmediğini görüyorlar. Bu da büyük veri kullanımının ve işlenmesinin bir başka örneği. Benzer şekilde BuyPartisan da alışveriş yapacağınız şirketlerin hangi partilere bağış yaptığını görebileceğiniz bir uygulama. CareerLabs ise iş arayanların kendi değerlerine uygun şirketlere yönelmesini sağlayan bir başka uygulama. Tabii bu tür uygulamaların Türkiye gibi aşırı kutuplaşma yaşayan ülkelerde ne gibi sonuçlar doğurabileceğini de insan merak ediyor. 

4- Amazon sipariş butonu: Fiziksel dünya ile online dünya arasında bağlantı kuran ilginç bir uygulama. Amazon, müşterilerinin rutin siparişleri için ürettiği fiziksel butonları geçtiğimiz mart ayından beri dağıtmaya başladı. Her markanın logosuyla tasarlanan 250 civarında buton, tüketicilerin rutin siparişlerini online olmadan verebilmelerini sağlıyor. Örneğin çamaşır makinesinin üzerine yapıştırılmış bir çamaşır tozu sipariş butonuna basıldığında, sipariş bluetooth aracılığıyla müşterinin telefonuna ulaşıyor, müşteri telefonundaki Amazon uygulaması aracılığıyla siparişe onay verdiğinde ürün kapıya geliyor. Uygulama şimdilik bazı hızlı tüketim markalarıyla sınırlı. Ancak marka sadakatini artırma yönündeki beklentilerin gerçekleşmesi durumunda pek çok markanın Amazon'la bu konuda işbirliğine gideceğine kuşku şok. 

5- Bisiklet otostopçuluğu: Dünyanın bisiklet başkenti neresi sorusunun yanıtı elbette Amsterdam olur. Şimdi Amsterdam'da “sarı arka sele” uygulaması, bisikletle otostop yapılmasına olanak veriyor. Springwise'a göre ekolojik seyahat yöntemleriyle ilgili pek çok gelişme yolda. Özellikle elektrikli araçlar ve bu araçların şarj yöntemleriyle ilgili teknolojiler hızla gelişiyor. Bisiklet otostopçuluğu ise basit bir yöntem olmasına rağmen, ekolojik seyahati ve sosyalleşmeyi bir arada sunuyor. Bisikletlere ücretsiz olarak taktırılan sarı bagajları gördüğünüzde bu sürücülere otostop yapabiliyorsunuz. Amsterdam dışındaki bisiklet dostu şehirlere de yayılabilecek bir uygulama gibi görünüyor.

Yerimiz bitti, geri kalan iş fikirleri haftaya kaldı... 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Orta vadeli temenniler 21 Eylül 2018