‘4 kuşaktır anaerkil değerlerle fırını ateşliyoruz’

Yasemin SALİH
Yasemin SALİH İYİLİK FABRİKASI yasemin.salih@dunya.com

Karafırın, Türkiye çapında 23 mağazasıyla uzun yıllardır gıda perakendeciliğinde faaliyet gösteriyor. Ancak markanın tarihi bizim sandığımızdan çok daha eski. Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Karal’dan ailenin tam dört kuşaktır fırıncılık yaptığını öğreniyoruz. Bir mesleği dört kuşak yaşatmak Türkiye’de çok sık rastladığımız bir durum değil. Tüm dünya sürdürülebilirliği konuşurken dört kuşaklık hikaye yaratmanın ve onu canlı tutmanın sırrını, “Babaanne değerleriyle büyümek” diye açıklıyor Orhan Karal.

Rizeli ailenin hayatı, Orhan Karal’ın büyük dedesi Batum’a çalışmaya gittiğinde fırıncılıkla kesişmiş. “Dedem çalışmak için girdiği fırında öğrenmiş zanaatı. Öyle ki daha sonra o fırını satın alarak Batum’a yerleşmiş. İşler çok iyi giderken Bolşevik devrimi olunca kazandıklarının bir bölümünü alarak Rize’ye dönmüş. Hepsini getirmemiş çünkü olaylar durulunca tekrar Batum’a gidip hayatına devam etmeyi planlıyormuş ancak bu, hiçbir zaman gerçekleşmemiş” diye anlatıyor dedesinin hikayesini.

Laz müteahhit olacaktı fırıncı oldu!

Karafırınlar, Anadolu’da köylerin ortak alanları ve sosyalleşme merkezleri olduğundan ve Karal ailesinin de başlangıç noktasını oluşturduğundan dördüncü nesil markalaşma sürecinde bu ismi uygun görmüş. Orhan Karal, nesilden nesile aktarılan bir iş modeliyle bugüne kadar hayatta kaldıklarının özellikle altını çiziyor ve diyor ki, “Işin arkasında sürdürülebilir bir çalışma modeli var. Ailemin ısrarla üzerinde durduğu bir model bu. Çocukluğum ve gençliğim boyunca bu hikayeleri dinledim, 1992’de dördüncü jenerasyon olarak bu zanaatı marka sürecine evirmek üzere yola çıktım. Aslında biz mühendis kardeşleriz. Ben inşaat mühendisiyim ama bu işe sahip çıktık. Markamızı şube sayımızla ilişkili görmüyoruz. İçinde zanaat gücü olmayan bir mesleğin markalaşması mümkün değil bana göre. Kızkardeşlerimle birlikte markamızı büyütüyoruz.”

‘Anaerkil bir şirketiz’

Karafırın’ın yönetiminde kardeşi Ayhan Karal ile birlikte ön planda görülse de aslında şirketin tam bir kadın egemenliğinde olduğunun altını çiziyor Orhan Karal. Kız kardeşlerinin de şirkette aktif olduğunu söyleyen Yönetim Kurulu Başkanı, “Özlem Hanım imalattan, Emine Hanım da pazarlamadan sorumlu.

Şirketin kreatif beyni Emine’dir. Babaannemiz büyüttü bizi. Karadeniz’de böyledir. Babaanneler büyütür, şekillendirir çocukları. Bizde de bunun etkisi var. Bu nedenle anaerkil bir şirket olduğumuzu söyleyebilirim. Karafırın’ın değerleri babaanne değerleridir. Şimdi aile anayasamızı hazırlıyoruz” diyor. Şimdi şirkette 26 yaşındaki kızının işe ısındığını vurgulayan Orhan Karal’ın ailenin beşinci kuşağına güveni sonsuz. Tamamı kadınlardan oluşan beş kızı gelecek için yönetime hazırlmadıklarını söyleyen Karal, şu anda yaşları 10-12’lerde olanları da cumartesileri imalathaneye getirip tam mesai yaptırdıklarını anlatıyor. Üstelik onlardan çok şey beklediklerinin de altını çizerek, “Ben vaktiyle şirketi yurtdışına açmaya çalıştım olmadı, şartlar elvermedi. Çünkü gidip geri gelmek değil, oralarda kalıcı olmak istiyorum. Bu görevi beşinci nesile bıraktık. Onlar Karafırın’ı dünyaya açacak. Yani bu işi kadınlar yapacak. Yurtiçinde ise mağaza sayısını önce 70 ardından da 100’e çıkarmayı hayal ediyoruz” diyecek kadar da büyük oynuyor.

Artık gençler fırıncılığı meslek olarak görüyor

Bugün gelinen noktada Karafırın’ın 23 mağazası ve 500 çalışanı var. Çalışanlarının yüzde 65’inin 35 yaş altı olduğunu belirten Karal, gençlerin fırıncılığa bakışının 2000 bin öncesinden çok farklı olduğunun altını çiziyor. “Artık gençler genel olarak aşçı, garson, pasta ustası, ekmek ustası olmayı geleceklerini belirleyen bir meslek olarak görmeye başladı. Biz de bunu desteklemek için İSMEK gibi kurumlar ve meslek liseleriyle birtakım projeler yürütüyoruz. Ücretsiz meslek eğitimleri veriyor, yetenekli gençleri stajyer ve kalıcı çalışanlar olarak şirketimizde değerlendiriyoruz” diye anlatıyor gelinen noktayı.

2018 başında start alan projeyle gençlere yenibir yol çizmelerinde yardımcı olmayı hedeflerini anlatıyor Karal. Eğitimlere gelenler arasında liseyi terk etmiş gençler olduğunu söyleyerek şunları ekliyor: “Bu gençlere bir zanaat öğretiyoruz. Haftada bir gün bizde çalışarak pratik yapıyorlar ve okula dışarıdan devam ediyorlar. 14-19 yaş arası ilköğretim mezunu olan, bünyesi ve sağlık durumu gireceği mesleğin gerektirdiği işleri yapmaya uygun olan adayları çırak olarak çalıştırıyoruz. Şu anda 14 stajyerimiz, 13 de çırak çalışanımız var bu projeyle. Bu sayede imalathaneyi gençleştiriyoruz. İşin servis tarafında eleman sirkülasyonu yüzde 70 ama imalatta yüzde 5. ”

Ev kadınlarına yeni iş modeli yarattık

Karafırın’ka kadın çalışan oranı yüzde 35. Yönetimde ise tam tersi bir durum olduğunu, erkeklerin azınlığa düştüğünü memnuniyetle anlatan Orhan Karal, iki ay önce ev kadınlarını da iş modeline dahiletmek üzere bir çalışma başlattıklarını söylüyor. Hamurişinin ustaları olan Türk ev kadınlarının emeklerini Karafırın’da değerlendirmeyi amaçlayan model, aslında Karal’ın 2000 öncesinden bu yana “yapılacaklar listesi”nde yer alıyormuş, gecikmenin gerekçesini ise “Bazı şartların olgunlaşmasını beklemeyi tercih ettik” diye açıklıyor. Projeyi kabaca şöyle anlatıyor: “Amacımız evdeki kadınları iş hayatına katmak. Iki ay önce çalışmaya başladık, daha çok yeni ve bazı detayları netleştirmemiz gerekiyor. Şu anda kadınlarla müylakat yapıyoruz. Kadınların evde ürettiklerinin Karafırın mağazalarında alıcı bulduğu, kazan-kazan sistemiyle yürüyecek, her iki tarafın güleceği bir model üzerinde çalışıyoruz ama elbette bu bir kurumun tek başına yapacağı iş değil, birtakım işbirlikleri içinde olacağız.”

Ev kadınlarına yönelik projenin önemli ayaklarından biri yerel lezzetlerin sürdürülebilirliğini sağlamak. Bunun için ev kadınlarından gelen yerel tarifl eri Ar-Ge mutfağında ustalarla geliştirdiklerini ve üzerinde uzun uzun çalıştıktan sonra 6 ay gibi bir süre içinde seri üretime dahil ettiklerini ifade ediyor Karal. “Cironun yüzde 5’i Ar-Ge’ye gidiyor. Tarifl eri önce ustalarımız öğreniyor daha sonra kalıcı ürün olarak ürün portföyümüze dahil ediliyor. Kavala Kurabiyesi, İzmit’ten ev baklavası, Niğde’den tahinli kurabiye gibi ürünler bugüne kadar süreci tamamlananlar arasında. Biz gittimiz yerde mahalle fırını olarak algılanmak istiyoruz” diyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar