Aktif merkez bankacılığı

Ömer Faruk ÇOLAK
Ömer Faruk ÇOLAK EKONOMİ ATLASI dunyaweb@dunya.com

Türkiye’de süre giden karmaşa hemen herkesi dünyadan izole etmiş gözüküyor. Bu hengâmeye arasında ekonomi de unutuldu. Merak edilen tek şey döviz kurunun ne olacağı. Döviz kurunun ne olacağına ilişkin bilgi almak için bu hafta birçok telefon aldım. Verdiğim yanıtı size de söyleyeyim. İktisatçılar falcı değildir. Döviz kuru sonuçta bir fiyattır ve de emir komuta ile sadece yurtiçi dinamiklerle belirlenmez.

Nitekim bu hafta uluslararası haber ajanslarına düşen bir gelişme özellikle ABD doları açısından önem arz ediyor. Haberin kaynağı Çin Merkez Bankası. Habere göre Çin Merkez Bankası olan Çin Halk Bankası (PBOC) likidite sıkışıklığını aşmak için para piyasalarına 200 milyar yuan verdi. Bu da yaklaşık olarak mevcut dolar/yuan paritesinden 33 milyarlık bir para arzı artışı demek. Para arzındaki bu artış doğal olarak kısa dönem etkisini gösterdi, yuan dolar karşısında küçükte olsa değer yitirirken, haftalık repo faiz oranı da % 6,6’dan, % 4,98’e geriledi.

Çin Halk Bankası yaptığı bu atak ile 2014 yılında büyümeden ödün vermeyeceğini, bunun için yurtiçi talebi de kullanacağını göstermiş oldu. Burada bir başka olgu daha ortaya çıkıyor, o da yuanın değer yitirmesinin ABD üzerinde yaratacağı baskı. Bu gelişme Çin ile dış ticaret açığını kapatmaya çalışan ABD’nin hiç işine gelmeyecek.

Geçen hafta ABD Merkez Bankasının (Fed), bu hafta da Çin halk Bankasının aldığı kararlar 2014 yılında Merkez Bankalarının aktif para politikası izlemeye devam edeceğinin işaretini veriyor. Bizde de bu hafta TCMB Başkanı Erdem Başçı’nın ağzından 2014 yılı para ve kur politikası açıklandı.

2014 yılında TCMB nasıl bir para politikası yürütecek sorusuna yanıt vermeden önce şunu söylemeliyiz: TCMB de 2014 yılında aktif  merkez bankacılığı yapmaya çalışacak. Açıklanan para ve kur politikası metnine göre  TCMB önümüzdeki yılda bir koltukta birkaç karpuz tutmaya çalışacak: fiyat istikrarı, finansal istikrar ve döviz kuru istikrarı.

Para politikası hedef sayısı arttıkça politika üretmek zorlaştığını bildiğimize göre acaba TCMB’nin elindeki araç sayısı mı arttı diye baktığımızda, öyle olmadığını da görüyoruz. Üstelik TCMB’yi 2014’de zorlayacak olgular var. Türkiye artık siyasi istikrarı sarsılmış bir ülke. Üstelik aynı yıl iki seçim yapacak. Bir de buna ek, siyasi otoritenin TCMB’nin bağımsızlığına sıcak bakmadığını, en azından bağımsızlığa destek vermeyen bir anlayışı olduğunu düşünürsek, zorluğun nedenini daha iyi anlatmış oluruz.

Bu ortamda TCMB’nin uygulayacağı sıkılaştırılmış para politikasından ödün vermemesi (bu kavramı TCMB çok seviyor,  sıkı para politikası neden demezler) gerekiyor. Bunu başara bilir mi, soru işareti.

TCMB bu arada kendini bir yükün altına daha soktu. Banka kısa vadede döviz kuru baskısını hafifletmek ve döviz kurunda yaşanan dalgalanmayı sınırlamak için bu yılın sonuna kadar her gün 450 milyon, toplamda da 3 milyar dolar, Ocak ayında da  günlük 100 milyon dolar, toplamda da 3 milyar dolar satacağını ilan etti. Bu politikanın işe yarayıp yaramayacağını kısa sürede göreceğiz. Fakat Banka bunu yapmak yerine faiz oranları ile oynasa daha anlamlı olurdu. Çünkü sattığı her doların bir sosyal maliyeti var. (Bu konuda iyi bir makale, Dani Rodrik, 2006, NBER’de yayınlanmıştı). 

Görünen o ki, Türkiye’yi heyecanlı geçecek bir yıl bekliyor. İyi yıllar, sevgiyle kalın.

(Siyasi arenada yaşananları anlamak için, bir kitap önerisi, R. Fisman, E. Miguel, Ekonomi Haydutları, kitapta ülke ve şahıs isimlerini unutun, bizim öykümüzü anlatıyor.)

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Çin böyle gider mi? 04 Ekim 2019
Yeni parasal ralli 27 Eylül 2019
Trump etkisi 13 Eylül 2019
Kapıyı çalan kimdir? 06 Eylül 2019
Talep mi borç sorunu mu? 30 Ağustos 2019