Almanya ile ECB gerginliği nasıl biter?

A. Levent ALKAN
A. Levent ALKAN aleventalkan@gmail.com

 

Gerginlik tabiri, Almanya ile ECB arasındaki bakış farklılığını ifade etmekte yetersiz kalıyor. Almanya'nın rolü burada server. 1929 Büyük Buhran'dan bugüne atılan adımlar, küçük krizleri önleyici nitelikte ve görece hafif müdahalelerle sınırlıydı. Bu zamana kadarki bölgesel ya da ulusal nitelikteki krizler, küresel sistemik krizle boy ölçüşemiyor. İspanya ve İtalya'nın zayıflığı, Euro ekonomisini sıkıştırıyor.

ECB Başkanı'ndan 6 Eylül'de bono alım programının detaylarını içeren bir açıklama bekliyoruz. ECB'ye hem arz tarafında ve talep önkoşuluyla çalışıyor. İtalya da İspanya da resmi başvuruyla ECB'den yardım talep etmedi. Hal böyle olunca da, bono alımları, şimdilik birer teorik model niteliğinde kalıyor. Takvim yaklaştıkça İspanya ve İtalya bonolarındaki artışlar, hükümetlerin kamuoyu nezdindeki ikna kabiliyetlerini kuvvetlendirecektir.

Piyasa ECB'den yüksek beklentiler içinde, bono alım programıyla ilgili sınırlı düzeyli bilgiler kafaları karıştırıyor. Piyasanın hayal kırıklığı arttıkça, İspanya kadar İtalya'ya da baskılar artıyor.
Draghi 26 Haziran'da "her ne pahasına olursa olsun Euro'yu muhafaza edeceğiz" demişti: bu söz, İspanyol 2 yıllık bono faizlerini bir günde %3.58 düşürmüştü. İspanyol 2Y bonolarında geri çekilme, %6.65 seviyelerine dek sürmüştü. Alman 2Y bono faizleri tepkisizdi. Düşüş %0.04 ile sınırlıydı. Gerçekte yaşamda da İspanya'nın yaşadığı o kararsızlık haline karşın, Almanya'nın kesin tavrı olumlu bulunmuştu. Euro'yu sürdürmek, sorunlu ülkelerin borçlarını kapatmak ve yapısal reformları hayata geçirebilmek; hepsinin bir arada yaşanması olanaksızdı. Tasarruf tedbirleri ile borçların ödenebilmesi, mıknatısın kuzey ve güney kutbu gibi birbirini öteleyen iki sorun yumağı. Euro'yu mali birlik ve sıkı denetimler olmaksızın korumak, sorunları bir süre daha hasıraltı etmek anlamına geliyor. 1970'lerden sonra gelişmiş ülkelerde baş gösteren sürdürülebilir büyüyememezlik hastalığı; araçların fonksiyonel işlevlerini ve kurumsal faaliyetlerini kuraldışılaştırarak üstesinden gelinmeye çalışıldı. Bu durum, krizi hazırlamıştı ki; küresel ekonomide siyah ve beyaz alanlardan çok, gri alanlar oluşmuştu. Kriz yönetimlerinin önündeki fatura birden kabarmıştı. Hem yapısal sorunları iyileştirmeleri, hem de gri alan korkusuyla panik arasına sıkışmaları kaçınılmaz olmuştu. Önceki krizlerin kurtarma ekipleri, denize düşmüş boğulmakta olan birisini kurtaran plastik botlar (zodyak) gibiydiler; sadece boğulma çırpıntıları içinde olanı bota çekmek yeterli oluyordu. Bu krizdeki kurtarma ekipleriyse bir yüzücü ve bu kez hem denizin ortasında çırpınmakta olanı hem de kıyıdakileri, psikolojik ve fiziksel zapt altında tutarak kıyıya çekmesi bekleniyor.

Sonuç olarak, Alman Maliye Bakanı Schaeuble, yapılan açıklamaların tüm kesimlere yanlış bilgiler ulaştırmasından rahatsız. Bundesbank'tan Weidmann ile ECB arasındaki gerginlik tırmanıyor. Bundesbank, ECB'nin bono alımına başından beri karşı. Şu Afrika gerçeğine bakın nasılda Euro'da yaşananları mimik ediyor: Afrika'da her sabah bir ceylan uyanır, en hızlı aslandan daha hızlı koşması gerektiğini yoksa öleceğini bilir; Afrika'da her sabah bir aslan uyanır, en yavaş ceylandan daha hızlı koşması gerektiğini yoksa aç kalacağını bilir; aslan ya da ceylan olmanız önemli değil, yeter ki güneş doğduğunda koşmak zorunda olduğunuzu bilin. Euro Bölgesi'nde Almanya ve sorunlu ülkeler, avcı ve av gibi aynı kaderi paylaşıyorlar, her ne kadar rolleri farklı olsa da.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar