Avrupa Birliği çökerse

Ömer Faruk ÇOLAK
Ömer Faruk ÇOLAK EKONOMİ ATLASI dunyaweb@dunya.com

 

 

Ne olur? Bu sorunun yanıtını dünya da vermeye çalışan sayısı oldukça fazla. En çokta AB vatandaşları ve üye ülkelerin yöneticileri. Ben de kendi kendime verdiğim yanıtları sizinle başlamak istiyorum. Yanıtı verirken tersten başlayalım. AB kurulurken, Euro Alanı oluşturulurken hangi maliyetlere katlanıldı ona bakalım.

Avrupa Birliği kıta ülkelerinin korkularının eseridir diyebiliriz. Avrupalılar biz Türklerden farklı olarak hafızları güçlüdür ve yaptıkları hatalardan ders çıkarmayı bilirler. Bundan dolayı II. Dünya Savaşı felaketini yaşadıktan sonra, bu felaketin tekrar etmemesi için AB'ye giden adımları 1950 yılından itibaren atmaya başladılar. Belçika, Federal Almanya, Lüksemburg, Fransa, İtalya ve Hollanda 1951 yılında kurdukları Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu (AKÇT) bu eylemin ilk öne çıkanları oldular. AKÇT 1957 yılında Avrupa Ekonomik Topluluğu adını aldı. 1 Temmuz 1968'de Gümrük Birliği'ne gidildi ve genişlemeye başladı. General de Gaulle'ün yönetdiği Fransa'nın 1963'de ve 1967'de İngiltere'nin üyeliğine karşı iki kez vetosuna rağmen, nihayetinde Birleşik Krallık, Danimarka ve İrlanda 1973 yılında topluluk üyesi oldular. 

Topluluğa 1981'de Yunanistan, 1986'da da İspanya ve Portekiz katıldı. Böylece, üye sayısı 12'ye ulaştı. Topluluk 1985'te Jacques Delors'in hazırladığı Beyaz Kitaba dayanarak  1 Ocak 1993'e kadar tek pazar oluşturmayı kendisine hedef edindi. Avrupa Tek Senedi, 17 Şubat 1986'da Almanya, Belçika, Fransa, Hollanda, İngiltere, İrlanda, İspanya, Lüksemburg ve Portekiz tarafından, 28 Şubat 1986'da ise Danimarka, İtalya ve Yunanistan tarafından imzalandı. 1993'te yürürlüğe giren Maastricht Antlaşması, diğer adıyla Avrupa Birliği Antlaşması ile  Avrupa vatandaşlığının oluşturulmasına ve ortak dış ve güvenlik ile adalet ve içişlerinde işbirliği politikalarının  kurgulanması yoluna gittiler. 1995 yılında, Avusturya, Finlandiya İsveç'in katılımıyla, Avrupa Birliği'nin üye sayısı 15'e yükseldi. 2004 yılında ise AB birden 10 üye daha kazandı ve Çek Cumhuriyeti, Estonya, Güney Kıbrıs Rum Kesimi, Letonya, Litvanya, Macaristan, Malta, Polonya, Slovakya ve Slovenya Avrupa Birliği'ne katıldı. Bu genişleme dalgasını 2007 yılında Bulgaristan ve Romanya'nın katılımı izledi ve üye sayısı 27'ye yükseldi.

Avrupa ortak para birimi Euro, 1 Ocak 2002 tarihinde tedavüle girdi ve 12 ülkede kullanılmaya başlandı. Böylece Parasal Birlik konusunda büyük adım atılmış oldu. Şu anda 17 ülke Euro alanı ülkesi. Elbette bu süreç hem siyasi olarak, hem de ekonomik olarak kolay geçmedi. Euro'ya geçildiğinde özellikle Yunanistan ve İspanya'da enflasyon oranı yukarı tırmandı. Hükümetlerde pek bir şey yapamadılar. Çünkü tek para demek, Ulusal Merkez Bankasının para politikasından vazgeçmesi demek. Bundan dolayı Merkez Bankaları hareketsiz kaldı.

Bu kadar zor süreçlerden geçilerek oluşturulan AB ve Euro alanından vazgeçmek kolay değil. Eğer AB ya da Euro çökerse ne olur?
- İlk olacak olan siyasal kargaşadır.
- Ekonomide özellikle halk ve işletmeler panik yaşayacaktır. AB ülkelerinin bir çoğunun dış ticaret yaptığı ülkeler yine bir AB ülkesi. Bundan dolayı yeniden koyulabilecek olan gümrükler vergileri, fiyatların yükselmesine ve dış ticaret hacminin düşmesine neden olacaktır.
- Dış ticaret hacmindeki düşüş ekonomide üretimi ve istihdamı düşürecektir. AB ülkeleri bugünkünden daha yüksek işsizlik oranları ile karşı karşıya kalacaktır.
- 2011 yılı rakamlarına göre AB dünyanın en büyük ekonomisi. 69 trilyon dolarlık dünya GSYH'sının 17 trilyon doları AB ülkelerine ait.  
- AB ülkelerinin GSYH'sindaki düşüş bu ülkelere ihracat yapan tüm ülkelerin ekonomilerini olumsuz yönde etkiler. Bundan en büyük pay alacak olanlardan birisi de Türkiye'dir.
- Tüm bu olası maliyetleri düşünürsek, ne AB'nin büyük ülkeleri ne de diğer üye ülkeler ve AB ile ticaret yapan ülkeler; Birliğin dağılmasını isteyemez, istememeli. Bundan dolayı AB nasıl dağılır diye düşünmek yerine krizi nasıl atlatır diye düşünmekte fayda var. Türkiye'de AB düşüncesinden vazgeçmek yerine, AB'ye uyum ile ilgili çalışmalarına hız vermeli.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Çin böyle gider mi? 04 Ekim 2019
Yeni parasal ralli 27 Eylül 2019
Trump etkisi 13 Eylül 2019
Kapıyı çalan kimdir? 06 Eylül 2019
Talep mi borç sorunu mu? 30 Ağustos 2019