Batı’daki yangın ‘böyle gitmez’ dedirtiyor

Osman ULAGAY
Osman ULAGAY DÜNYA GÖZÜ

Önceki gece televizyonu açtığımda Paris’in en önemli simgelerinden biri olan Notre Dame kilisesinden yükselen alevleri görünce bir süredir kafamı kurcalayan konuya sıçradım hemen. Batı’nın önde gelen ülkelerinde, devlet yönetiminden şirket yönetimine, toplumsal tepkilere ve siyasal eğilimlere kadar hemen her alanda bir bozulma, Batı’nın ölçülerine ihanet etme ve çaptan düşme süreci yaşanıyor sanki.

Para kazanma hırsının en kutsal değer haline geldiği ortamda kazananlarla kaybedenler arasındaki uçurum hızla derinleşirken pek çok alanda kasten yapılan yanlışların ve özensizlikten kaynaklanan ihmallerin vahim sonuçlara yol açtığı görülüyor.

Notre Dame yaygınında da böyle yanlışın yada bir ihmalin payı var mı bilmiyorum ama Batı dünyasında büyük bir felaket yaşandığında, Batı’da pek çok şeyin yanlış gittiğini düşünme noktasına geliyor insan. ABD’nin başında Donald Trump gibi birisi varken, İngiltere’de Brexit komedisi yaşanırken, pek çok Avrupa ülkesinde toplumsal tepkiler tırmanırken ve liberal demokrasinin geleceği sorgulanırken yada Volkswagen skandalının davası sürerken, Boeing 738 uçaklarının neden düştüğü araştırılırken, Facebook’un toplumu yönlendirmedeki sinsi rolü tartışılırken bunu fazla yadırgamamak gerekiyor.

“Böyle gitmez” diyen milyarderler

Batı’da bu gidişattan yararlanan kesim için bütün bunlar çok önemli değil. Onlar için ilgilendikleri şirketlerin iyi para kazanması ve borsa endekslerindeki yükselişin sürmesi her şeyin önünde geliyor. 2018 yılı biterken ABD borsalarında başlayan düşüş onların yüreklerini ağızlarına getirdi. Faizleri artırdığı için düşüşün baş sorumlusu olarak görülen ABD Merkez Bankası (FED), Başkan Trump ve piyasalar tarafından yoğun baskı altına alınarak geri adım atmaya zorlandı. Bu sayede borsalar 2019’a parlak bir performansla girdi. Bu baskı halen de sürüyor ve yavaşlama sinyalleri veren ABD ekonomisini canlandırmak için faizleri düşürmeye zorlanıyor FED.

Ancak finans dünyasının içinden gelip de milyarder olmuş ve üne kavuşmuş kişiler içinde büyük resme bakarak ABD’nin ve Batı dünyasının bir çıkmaz sokağa girmiş olduğunu görenler de var. Bunlardan biri 18.6 milyar dolarlık bir servete sahip olan Bridgewater fonunun kurucusu Ray Dalio. Bir diğeri ise ABD’nin en büyük bankası olan JP Morgan’ın başındaki Jamie Diamond. Her ikisi de kapitalizmin bugünkü işleyiş biçiminin toplumun geniş kesimine de yarar sağlayacak bir büyümeyi gerçekleştirmediği ve yeni şoklara ortam hazırladığını düşünüyor. Sistemin işleyiş biçiminin toplumsal eşitsizliği tehlikeli biçimde artırdığına dikkat çekerek en varlıklı kesimin ödemekte olduğu vergilerin yükseltilmesi savunan Dalio’nun görüşüne Jamie Duamond da katılıyor. ABD’de Demokrat Parti içinde hızla yükselen genç ekibin de daha eşitlikçi ve kapsayıcı bir kapitalizmin savunuculuğunu yaptığı ve radikal vergi reformu önerdiği görülüyor.

IMF ve OECD de ‘böyle gitmez’ cephesinde

Dünya ekonomisini yakından izlemekle görevli olan IMF ve OECD gibi uluslararası kuruluşların da dünyadaki ve dünya ekonomisindeki gelişmeleri kaygıyla izlediğine ve ‘böyle gitmez’ cephesinde yer aldığını görüyoruz. IMF yarı yıl toplantısında büyüme tahminlerini bir kez daha aşağı çekti ve özellikle zengin Batı ülkeleri için hiç de iç açıcı olmayan ve borsalardaki iyimserliği desteklemeyen tahminler yaptı. IMF’ye göre 2018 yılında %2.8 büyüdüğü tahmin edilen ABD ekonomisinin büyüme hızı 2019’da %2.3’e, Trump’ın seçime gireceği 2020’de %1.9’a ve 2024’de %1.6’ya düşecek. 2018’de %1.8 büyüdüğü tahmin edilen Euro alanındaki büyüme ise 2019’da %1.3’e düşecek ve 2024’de de ancak %1.4 olabilecek.

OECD’nin geçen hafta yayınlanan Baskı Altında Sıkışan Orta Sınıf başlıklı önemli raporu ise özellikle Batı ülkelerindeki orta sınıfların nasıl ezilmekte olduğunu çarpıcı verilerle ortaya koyuyor. Orta sınıfların durumunu “fırtınalı bir denizde bocalayan bir kayığa” benzeten OECD raporu “orta sınıflar” diye tanımladığı geniş toplum kesiminin gelirinin, başta konut ve eğitim olmak üzere temel ihtiyaçları karşılamaya bile yetmediğini rakamlarla kanıtlayarak acil önlemlere gerek duyulduğunu vurguluyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar