Bu tabloyu değiştirmek bizim elimizde

“Orta düşük ve düşük” teknolojili ürünleri ihraç edip, “yüksek ve orta düşük” teknoloji ürünleri ithal ediyor olmayı değiştirebiliriz. Öncelikle şunu iyi anlamamız gerekir; “iyi ve kötü, güzel ve çirkin, olumlu ve olumsuz, doğru ve yanlış” tüm bunların analitik ölçümlerle nesnel değerlendirilmeleri mümkün.

Büyüme rakamlarına bir göz atalım. 4. çeyrek %3.5, 2016 yıl boyunca %2.9 büyüdük. 2016’da yükün altına devlet giriyor. Devletin nihai tüketim harcamaları %7.3 artıyor. Devlet bu kadar yükü kaldırabilir mi? Kısa vade için evet. Esas büyümenin motoru özel sektör, doğrudan yatırımlar, teknoloji üretim kabiliyeti, adil gelir dağılımı, güçlü ve sağlıklı altyapılar, yüksek eğitim düzeyleri.

İnsan gücüne vasıf yüklemek onu sağlam bir eğitim çarkından geçirmekle mümkündür. Bu nasıl olur derseniz, yanıt gayet basit; “işe göre adam” yetiştirerek. Sürdürülebilir olmayan yapısal kırılganlıkları çağıran yapıysa, “adama göre iş” ayarlamak gerçeğinde gizlidir.

Gelir dağılımının tesisinde şu 3 faktör öne çıkar:

1. Altyapı yatırımlarını bölgeler arası farklılıklar oluşturmadan standrtlaştırmak.

2. Düşük enflasyonu uzun yıllar topluma yerleştirmek.

3. İşin istediği nitelikte eleman yetiştiren eğitim.

2016 yılının büyümesinde net ihracat katkısı eksi. İhracat %2 küçülürken, ithalat %3.9 büyüyor. En kötüsü de işte şu tablo. Orta düşük mal grubunda ihraç ediyoruz, yüksek orta grubunda da ithal ediyoruz. Bu fark bize küresel siyasette, dünyadaki sosyalleşmelerde ve turizmde olumsuzluklar olarak geri dönüyor. Güneşimiz olsun gönlümüzde, işte o zaman en olumsuz tabloların üstesinden gelebilmek bile çok kolay alacaktır.