Büyük resmin gör dedikleri
Gözleri bağlı filin ayaklarına dokunanlar bunu bir sütuna; kulağına, kafasına, hortumuna ve sırtına dokunanlarsa bunun bir fil olduğunu öngördüler. Veriler ve demografik gelişmeler askeri, siyasi, politik, ekonomik dinamik bir yönü işaret eder: Dünyada değişen dengeler.
Dünya, 2007 küresel sistemik krizinin ardından yeni bir sayfa açtı. 2011 yılındaki Avrupa Borç krizi sonrasında bir sayfa daha açtı. Trump sonrası yeni bir sayfa açar mı kuşkuları, tüm sağduyulu yaklaşımlara rağmen gizlenemiyor.
Gelişmiş ekonomilere sadece ekonomik birer güç olarak bakmak çok yanlış olur. Dünya ekonomisinin gelecek altı yıla düşen bölgesel büyüme tahmini, 1998-2007 ortalamalarına kıyasla duruluyor. 2016, 2017 ve 2021 öngörülerinde gelişmiş ülkelerin ekonomik olarak zayıfl ayan güçlerinin yerini Çin, Hindistan ve diğer Asya ekonomileri alternatif olarak gösteriliyor. Yüksek büyüme hızıyla ayrışa bu ülkeler, ciddi yapısal sorunları olduklarını da gizlemiyorlar.
Buna rağmen gelişmiş ekonomiler siyasi, askeri, politik etkinliklerinden hiçbir şey kaybetmeyecekler. En önemlisi de dünyanın net ihracatçısı Almanya, en büyük tüketim ekonomisi ABD ve küresel rekabetin Asya’daki öncüsü Japonya; Endüstri 4.0’a geçişin hikayesini yazanlar oluyorlar. Endüstriyel gelişim düzeyi; tüketim, net ihracatçı ya da bölgesel liderlikten farklı bir yere oturuyor.
Endüstriyel gelişmişlik, hem barış döneminin hem de savaş döneminin tıkır tıkır işleyen parametresidir.
Gelişmiş ülkeler küresel güçlerindeki kaybı endüstriyel etkinlik artışıyla dengelemek isteyeceklerdir. Bu dönemin en zor sınavıysa küresel barışın sürdürülebilir tesisi olmaktadır. Dünya, umarız daha fazla uçlara savrulmadan, bu durgunluk ekonomisini de yönetebilir.
