Büyüme acısı

Ömer Faruk ÇOLAK
Ömer Faruk ÇOLAK EKONOMİ ATLASI dunyaweb@dunya.com

OECD’nin her ay yayınladığı Bileşik Öncü  Göstergeler Endeksi (BÖGE)  mayıs ayı verileri açıklandı. Elimizdeki veriler krizin üçüncü evresinin başladığını teyit ediyor. Verilere göre gelişmiş ülkelerin BÖGE’leri göreli olarak pozitif yönlü eğilim gösterirken, yükselen ekonomilerde ise tam tersi bir durum söz konusu. Uzun dönem Bileşik Öncü Göstergeler Endeksini 100 aldığımızda OECD ülkelerinde mayıs ayında endeks 100.6 olurken, geçen yılın aynı ayına göre binde 61’lik bir artışı ifade etmekte. OECD bu durumu büyümenin olumlu yönde bir hareket içerisinde olduğu şeklinde yorumlamakta. Bu gelişimi 2013 için de, 2014 yılı içinde iyi bir haber olarak görmek mümkün.

OECD verilerinde endişe yaratan olgu, kriz döneminde OECD için adeta büyümenin motor ülkeleri olan (ekonomileri küçülmeyen, büyüyen)  Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin’in (yani BRIC ülkelerinin) genel eğilimin dışında bir görüntü çizmeleri. Bu ülkelerden Çin’de BÖGE geçen yılın aynı ayına göre binde 59, Brezilya’da binde 17, Hindistan’da yüzde 1.51 ve Rusya’da 1.95 düştü. Buna karşın gelişmiş ülkelerde BÖGE Almanya’da binde 58, ABD’de binde 82, Japonya’da yüzde 1.22, İtalya’da yüzde 1.24 ve İngiltere’de yüzde 1.25 yükseldi.

OECD bu verileri 8 Temmuz’da yayınladı, 9 Temmuz’da bu defa IMF Dünya Ekonomik Görünüm (World Economic Outlook) Raporunu güncelledi. IMF’in güncellemeleri OECD verileri ile paralellik göstermekte. IMF dünya büyüme oranını binde 2 oranında geriye çekti ve yüzde 3.1 olarak düzeltti. Gelişmiş ülkeler içinde büyüme oranını binde 1 düşürdü ve yüzde 1.2’olarak belirlerken, yükselen ve gelişmekte olan ülkeler için düzeltme oranını daha yüksek tuttu, binde 3 oranında geriye çekti ve büyüme oranını yüzde 5’e düşürdü. IMF’in güncellenen raporundan çıkan ilk sonuç yükselen ve gelişmekte olan ülkeler için 2013 ve 2014’ün büyüme açısında sancılı, acılı geçecek olması.

IMF’in güncellenen ekonomik raporunda yaptığı önemli bir saptama var ki, Türkiye’yi yakından ilgilendiriyor. IMF’ye göre 2013 yılının geri kalan aylarında yükselen ekonomiler ve Euro alanında yurtiçi talep eksikliğinden kaynaklı düşük büyüme oranı eğilimi sürecek.  Kredi hacmindeki düşüş ve sıkılaştırılmış finansal koşullar, bu ülkelerde yurtiçi talebi düşüren başlıca faktörler. Üstelik yükselen ekonomilerin finansal piyasalarında geçen yazdan bu yana artan oynaklık, bu ekonomileri olumsuz yönde etkilemekte.

IMF’nin dikkat çektiği bir başka nokta var ki, ülkemizde süregiden faiz oranı tartışmaları açısından önemli. IMF uzun dönem faiz oranlarının yükseleceğini ve sermaye hareketlerinin tersine döneceğini, yani başta ABD olmak üzere gelişmiş ülkelere yöneleceğini söylemekte. IMF’nin söylediklerini Türkiye için tercüme edersek, önümüzdeki dönem de faizlerin düşmesi pek mümkün gözükmüyor, sermaye hareketleri yavaşlayacak, bu da döviz kurları üzerinde baskı yaratacak. TCMB 2002’den bu yana kimi zaman teklese de, döviz kurunu baskılayarak, enflasyon oranını hedeflediği ya da en azından hedef yakın oranlarda tutuyordu. Şimdi bu gücü zayıfladı. Yani TCMB mevcut enflasyon hedeflemesi tabanlı para politikasını yeni durum karşısında gözden geçirmek zorunda kalacak.

Görünen o ki, krizin yedinci yılında gelişmiş ülkeler, krizi gelişmekte olan ülkelere pasladılar. Pası alanlardan birisi de Türkiye.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Çin böyle gider mi? 04 Ekim 2019
Yeni parasal ralli 27 Eylül 2019
Trump etkisi 13 Eylül 2019
Kapıyı çalan kimdir? 06 Eylül 2019
Talep mi borç sorunu mu? 30 Ağustos 2019