Dünyanın gözü ABD ara seçiminde

Osman ULAGAY
Osman ULAGAY DÜNYA GÖZÜ

Trump yönetimi dün yapılan ara seçimlere ilk bakışta parlak sayılabilecek bir ekonomik tabloyla girdi. Trump’ın gerçekleştirdiği cömert vergi indirimleri ve regülasyon kolaylıkları özel sektörü kamçıladı ve ekonomiyi canlandırdı. Bu yılın ikinci çeyreğinde %4.2 büyüyen ABD ekonomisi üçüncü çeyrekte de %3.5 büyüdü. İşsizlik oranı %3.7, yani yıllardan beri erişilmiş en düşük düzeyde. Ücretlerdeki ortalama yıllık artış oranı da geçen ay, Nisan 2009’dan beri ilk kez %3.1’e yükseldi.

ABD ekonomisi bu performansıyla diğer gelişmiş ülkelerden net biçimde ayrıştı ve adeta başka bir lige geçti; Çin ve Hindistan’ın ardından küresel büyümeye en fazla katkı yapan ekonomi haline geldi. IMF verilerine göre ABD’nin küresel büyümeye katkısı %12.3, buna karşılık Almanya’nın ve Japonya’nın katkısı % 2.2’de, Fransa ve İngiltere’nin katkısı %1.4’de kalıyor.

ABD borsalarında Trump’ın Başkan seçilmesi sonrasında başlayan ve 21 Eylül’de bir kez daha yeni rekorlara erişen tırmanış süreci ekimde yerini ciddi bir düşüşe bıraktı ama Trump döneminin borsaya yatırım yapanları coşturduğu da bir gerçek.

Başarıyı gölgeleyen faktörler

Ekonomideki bu performansa karşın ara seçimler öncesinde yapılan kamuoyu yoklamaları Trump yönetimini başarılı bulan Amerikalıların oranının %40 dolayında kaldığını gösteriyor. Trump ekonomisinin sağladığı büyümenin ve zenginleşmenin, toplumun küçük bir kesimine büyük avantajlar sağlanarak elde edildiğini ileri sürenler, ekonomideki olumlu gidişatın başlıca nedeni olan 1.5 trilyon dolarlık vergi indiriminin öncelikle büyük şirketlere ve toplumun en varlıklı kesimine yarar sağladığına dikkat çekiyor. ABD’de borsada yatırım yaparak gelirini artıranların %85’inin toplumun en varlıklı %10’unu oluşturan kesimden olduğu da biliniyor.

Ayrıca kısa vadede olumlu sonuç almak için vergi indirimlerine giden ve ABD’nin bütçe açığını hızla büyüten ABD ekonomisinin bu sayede elde ettiği hızlı büyümenin kalıcı olamayacağı ve büyüme hızının 2019’dan itibaren düşmeye başlayacağı belirtiliyor. Trump’ın dünyayı çok boyutlu bir ticaret savaşına yaklaştıran korumacı politikaların ilk sonuçlarının da, amaçlananın tam tersine, ABD’nin dış ticaret açığını artırdığı ortaya çıktı.

Trump’ın ABD Merkez Bankası’nın (FED) faiz politikasını açıkça eleştirmesi ve “FED çıldırdı” diye beyanda bulunması da bundan sonra yaşanabilecekler konusunda ciddi kaygılara yol açtı.

Seçimden sonra ne olur?

Trump’ın dünya görüşünü, gerçekleri saptırarak ülkeyi yönetme anlayışını reddeden Amerikalıların sayısı hayli yüksek ve ABD ara seçime bölünmüş bir ülke olarak giriyor. Trump bu bölünmüşlüğü kullanarak kendi desteğini güçlendirmeye çalışıyor.

Ara seçim Trump’ın istediği şekilde sonuçlanır ve partisi (Cumhuriyetçi Parti) Kongre’nin her iki kanadında da sahip olduğu çoğunluğu korursa borsalarda yeni bir Trump coşkusu yaşanabilir, yeni rekorlar kırılabilir, Trump da daha fazla cesaret bularak bildiğini okumaya devam edebilir. Bu sonuç ilk başta kimilerini sevindirebilir ama ABD ve dünyada ciddi tepkilere ve olumsuz gelişmelere yol açabilir.

Trump’ı durdurmak isteyen Demokrat Parti, beklendiği gibi Temsilciler Meclisi’nde çoğunluğu ele geçirirse pek çok konuda Trump’ın keyfi kararlarını önleyecek bir güce kavuşabilir ve dengeleyici bir rol oynayabilir. Bu sonucun ABD’nin ve dünyanın geleceği açısından en olumlu seçenek olduğunu düşünenler hayli fazla.

Ancak bir seçenek daha var. Demokrat Parti, beklenmedik şekilde Senato’da da çoğunluğu ele geçirirse sonunda Trump’ın azmedilmesi girişimine kadar uzanabilecek olan bir iktidar-muhalefet kavgası başlayabilir. Bu sürecin ekonominin ve ülkenin istikrarı açısından kaygı verici sonuçlar doğurması beklenebilir.

ABD dışında da, Trump’ın dünyaya bakışını ve yönetim anlayışını tehlikeli bulan çok sayıda insan var. Batı dünyasında Trump’ın icraatını kaygıyla izleyenler giderek artıyor. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un girişimiyle önümüzdeki Pazar günü Paris’te yapılacak olan Paris Barış Forumu da, Trump gibi liderlerin çoğaldığı ortamda dünyanın halen iyi yönetilmediğini ve barışın tehdit altında olduğunu düşünenlerin kaygılarına cevap veren bir girişim olarak algılanabilir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar