Elde var 12

Cem TOP
Cem TOP SPOR ANALİZ cem.top@dunya.com

Euro 2016 eleme grubunda son şanslarını kullanan A Milli Takım, hepimizi şoke eden Letonya beraberliği sonrası çıktığı kritik sınavda Hollanda’yı 3-0’lık skorla rahat geçti ve 12 puanla üçüncü sıraya yerleşti. İzlanda ve Çek Cumhuriyeti’nin deyim yerindeyse alıp başlarını gitmelerinin ardından bize kalan tek hedef; grup üçüncüsü olarak play-off oynamaktı ki, neticeyi almaya iki maç kala hedeflediğimiz yere ulaştık. Bu başarılı futbol ve sonuca rağmen henüz işimiz bitmiş değil. Ekim ayının 10’unda önce Çek Cumhuriyeti ile deplasmanda, 13’ünde ise İzlanda ile sahamızda oynayacağız. Aynı dönemde iki puan gerimizdeki Hollanda ise önce Kazakistan’la daha sonra Çek Cumhuriyeti ile puan mücadelesine çıkacak. Her ne kadar üzerimizdeki iki takım (Çek Cumhuriyeti ve İzlanda) grupta rahat konumda bulunuyorlarsa da bugüne kadar çizdikleri çizgiden ayrı düşecek bir futbol rehaveti içine girmelerini pek beklemiyorum. Maalesef o iş bizim gibi Akdeniz ülkelerinin sıcakkanlı insanlarına özgü. Yine de bu eleme grubunda gösterdiği kötü performansla Hollanda’nın son maçta Çeklere puan kaybedebileceğini öngörmek mümkün. Tüm bu hesap kitaptan çıkan sonuç ise şu, işimizin zor olduğunu bilerek ama kesinlikle inancımızı yitirmeyerek son iki maçta kadroya girecek futbolcu grubundan maksimum performansı almak zorundayız.

Maç özelinde söylenmesi ya da analiz edilmesi gerekenlerin başında ise Letonya ve Hollanda maçlarındaki farklı görüntümüz geliyor. Evet, Letonya karşısında da beklediğimiz kadar pozisyon bulup oyunu domine ettik ama tabelaya baktığımızda bizim için sadece ikinci bir “Verpakovskis vakası” görülüyordu. Acaba, Letonya’ya karşı aldığımız sonuçlar sadece “şanssızlık” kelimesiyle betimlenebilir miydi? Yoksa Letonya’nın ısıran ve kapanan futboluyla, Hollanda’nın yumuşak ve açık oyunu muydu aldığımız sonuçlara direkt etki eden? Her şeyden önce şunu söylemek gerekir ki, Hollanda dünyanın önemli futbol ülkelerinden biri ve tarihlerinin hiçbir döneminde ofansif düşünceden vazgeçmiş değiller. Birbiri ardına gelen kötü sonuçlar bile onları Türkiye deplasmanında 4-3-3 oynamaktan vazgeçirmedi. Skorda geriye düştüklerinde ise hiç düşünmeden 3-5-2’ye hatta kanat forvetleriyle 3-3-4’e döndüler. Üstelik bunu yaparken, Türkiye liginde hızı sebebiyle pek çok kez eleştiri konusu olan Oğuzhan’ı topsuz koşuda bile yakalayamayan stoperlerle oynadılar. De Vrij ve Bruma’dan oluşturdukları tandem santraya kadar çıkıp alan daraltırken; Sneijder, Blind ve Klaassen’den müteşekkil yumuşak göbek de omuz omuza mücadelede devamlı aksadı. Hal böyle olunca, teknik kapasitesi yüksek oyuncu grubumuzun tam da dişine göre bir maç oynandı. Birkaç gün öncesine dönüp Letonya karşılaşmasını gözlerimizin önüne getirecek olursak, temel sıkıntımız çoğunlukla dönen topları almamıza rağmen bunları kilidi açabilecek hücum şekline döndüremeyişimiz idi. Artık tüm dünya futbol seyircisinin ezbere bildiği gibi; kapalı savunmaları açabilecek varyasyonlar arasında uzaktan şut, ikiye birler ve yüksek toplar var. Bulduğumuz tek gol Selçuk İnan’ın uzak mesafeli vuruşundan gelirken, kenar ortalarını hiç deneyemedik çünkü ne kanattaki futbolcularımız ne de ileri uçtaki santrforumuz bu oyuna müsaitti. İkiye bir konusunda ise sert ve kalabalık savunmanın bize geri adım attırdığını düşünüyorum. Peki, tüm bunları neden anlattım? Önümüzdeki iki rakibimizin Hollanda’ya oranla çok daha sert ve ısıran savunmalara sahip olması yüzünden. Dahası bunu yaparken, kazanılan topları kolaylıkla savunmada bıraktığınız boş alanlara yönlendirebiliyorlar. Dolayısıyla da grupta bulundukları konumlar hiç sürpriz değil. Bu nedenle Ekim ayında oynayacağımız iki maçlık seriye teknik anlamda çok daha farklı biçimde hazırlanıp, farklı anlayışta oynamamız gerektiğini düşünüyorum. Bu noktada belirleyici rol Fatih Terim’e düşecek. Çünkü bu maçlar, “kazanalım da nasıl kazanırsak kazanalım” maçları olacak.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Derbi kadar zor 03 Mart 2016
Düğüm çözülecek mi? 25 Şubat 2016
Skandalın daniskası 23 Şubat 2016
Maçın şifresi: Savunma 18 Şubat 2016
Öp Quaresma’nın elini 16 Şubat 2016
Taktik savaşı 11 Şubat 2016
Maça geç kaldılar 09 Şubat 2016
Ciddiyet şart 02 Şubat 2016