Grup şirketlerine sunulan finansman hizmetinin KDV karşısındaki durumu

Rüknettin KUMKALE
Rüknettin KUMKALE rkumkale.ymm@gmail.com


Holding şirketlerin doğmasındaki temel ilkelerden birisi, bunların yavru şirketlere iştirak halinde bulunmasından kaynaklanmaktadır. Bu iştirakten amaç, kârlılık esasına dayanan bir yatırımda bulunmaktır. Bu nedenledir ki fiilen yatırım yapan yani iştirak olunan şirket Holding ismini almamaktadır. Holding, sermaye iştiraki ile yatırımcı şirkete yardımcı ve destek olmaktadır.
Holding şirketlerin esas gayelerinin Türk Ticaret Kanunu’nun 519/4. maddesindeki, başka işletmelere iştirak olarak belirtilen hükmüne  göre Holdingler, Sınai ve Ticari faaliyetler ile doğrudan doğruya iştigal edememektedirler. İştirakin oranı yasa tarafından belirtilmemiştir. Ancak bir işletmeye hakim olabilmek için sermayesinin en az % 51'ine sahip olmak gerektiği açıktır.

İştirakin diğer bir gayesi ise yavru şirketlerin sermayelerinin çoğunluğuna sahip olarak, bu şirketleri tek elden, tek bir yönetim ve mali organizasyon altında yönetmektir.
13 Aralık 1986 Tarih ve 19310 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan (Eski Kurumlar Vergisi Kanunu) 33 Seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği'nin 2. maddesinde Holding Şirketlerin genel idare giderlerinin bağlı şirketlere dağılımı konusuna açıklık getirilmiştir. 
Buna göre,

Holding şirketler tarafından bağlı şirketlere aşağıdaki konularda hizmet verilebilmektedirler;

     · Araştırma ve geliştirme,

     · Finansman temini,

     · Pazarlama ve dağıtım,

     · Yatırım projelerinin hazırlanması,

     · Hedeflerin tayini,

     · Planlama,

     · Örgütlendirme ve kararların uygulanması,

     · Bilgisayar hizmetleri,

     · Sevk ve idare,

     · Mali revizyon ve vergi müşavirliği,

     · Piyasa araştırmaları,

     · Halkla ilişkilerin tanzimi,

     · Personel temini ve eğitimi,

    · Muhasebe organizasyon ve kontrolü,

    · Hukuk müşavirliği, 

Holding tarafından verilen bu tür hizmetlerin bağlı şirketlere gider yazılabilmesi için; 

a. Hizmetlerin mutlaka verilmiş olması,

b. Kesilen faturada hizmet türünün ayrıntılı olarak belirtilmesi,

c. Tek faturada birden fazla hizmet bedelinin bir arada yer alması halinde ise her hizmet bedelinin ayrı ayrı gösterilmesi, şarttır. 

Holdinglerin sunmuş oldukları finansman hizmetinden dolayı grup şirketlere aktarılan kredi, Danıştay Dördüncü Dairesi’nin 14.12.2015 tarih ve E:2015/2533 K:2015/6979 sayılı kararı ile katma değer vergisine tabi tutulmamaktadır.

Konu ile ilgili Danıştay kararının ilgili bölümü aşağıya alınmıştır.

Holdingleşme, genel olarak, araştırma ve geliştirme çalışmalarının daha ekonomik ve etkin biçimde yürütülmesi, yönetici ve personel çalıştırma olanaklarının artması, büyük ölçekte üretimde bulunmanın maliyetler üzerinde olumlu etkisi olduğu gibi atıl üretim araçlarım da üretim sürecine sokarak, mevcut makina ve gereçlerin daha rasyonel ve verimli şekilde kullanılmasına imkan sağlayan, gerek üretim verimliliği gerek finansman temini bakımından ölçek ekonomisi oluşturabilen yapılanmalardır.

Olayda, holding şirket tarafından grup şirketlere aktarılan kredi nedeniyle katlanılan tüm masraflar aynen grup şirketlerine aktarılmış, aktarılan bu masraflar dışında başka herhangi bir ad altında gelir elde edilmemiştir. Bu çerçevede, grup şirketlere kredi vermek suretiyle katma değer vergisine tabi bir finansman hizmeti sağlandığı söylenemez. Dolayısıyla, holdingleşmenin amacına uygun olarak, davacı şirket tarafından grup şirketlere aktarılan krediler, sunulan bir finansman hizmeti niteliğinde değildir. Bu nedenle, davacı şirket tarafından hesaplanması gereken katma değer vergisi de bulunmadığından aksi gerekçeyle davayı reddeden Vergi Mahkemesi kararında hukuka uyarlık görülmemiştir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
İnovasyon 16 Ekim 2019
İşletme sermayesi 16 Temmuz 2019