Gürcistan’da zeytincilik denemeleri

Rüştü BOZKURT
Rüştü BOZKURT BUZDAĞININ DİBİ rustu.bozkurt@dunya.com

Ülkemiz, imparatorluk mirasçısıdır; değişik etnik kökende insanların son sığınağıdır. Bu ülkede Kafkasya’nın önünden ve ardından, Kırım’dan, Kuban’dan, Kazan’dan, Galiçya’dan, Balkanlar’ın bütün derinliklerinden, Yemen’den, Fizan’dan, Girit’ten göç eden insanların çocukları yaşar…

İmparatorluk topraklarının her yerinde kökleri vardır; ilişkileri derindir. İnsan kültürünün köklerine olan özlemi şimdi yeni işbirlikleri için başka ülkelere göre çok önemli potansiyellerin değerlendirilmesine kapı açıyor.

Geçtiğimiz hafta dört gün Gürcistan’daydım… Türkiye Büyükelçisi Fatma Ceren Yazgan’la kısa bir değerlendirme yaptık. Elçilik müsteşarı Onur Sevim’in de katıldığı toplantıda iki ülke arasında proje-odaklı ve uzun soluklu işbirlikleri geliştirmek için zihni hazırlığın eriştiği düzey ve isteklilik ilgimi çekti. Gürcistan ve Türkiye ihtiyaçları arasında tutarlı dengeler kuracak projeler için ortam ve iklim olgunlaşmış. Bu doğru ve sağlıklı yolda ilerlemek için hepimiz elimizden gelen desteği vermeliyiz.

Uğruna nesiller verilen topraklar

Kalkınmada çok temel bir ilkeyi anımsayalım; Bir ülke elinin menzili altındaki kaynakları değerlendirip zenginlik üretemiyorsa, erişilebilir başka kaynakları etkili bir şekilde değerlendiremez.

Gürcistan’ın değerlendirilmesi gereken öncelikli kaynak insan potansiyeli ve topraklarıdır… Toplumlar, uğruna nesillerini tükettiği topraklarını gerektiği gibi değerlendiremiyorsa, orada sağlıklı bir refah yaratılmasını beklememeliyiz.

Gürcistan’ın topraklarında mülkiyet yapısında küçük ölçek 20 hektarla sınırlanmıştır. Bugün gelişen aşamada bile tarımsal işletmelerde uygun ölçekler oluşturma fırsatları vardır. Bu konuda dünya genelindeki teknolojik gelişmelerle birbirini bütünleyen “ölçeklendirme” yapılırsa, topraklardan alınacak verim rekabet edebilir düzeyde olacaktır.

Ayrıca, Gürcistan’ın iklimi çayır ve mera ıslahına, ot verimini artırmaya da elverişlidir. Ülkede çok büyük topraklar yoktur; ama var olan toprakların etkin ve verimli işletilmesi ülkenin kararlı ve düzenli gelir akışı olacaktır.

Büyükelçi Yazgan’ın da altını çizdiği gibi, “Gürcistan’ı Türkiye’nin et ihtiyacını karşılamasına katkısını ciddi projelerle sorgulamamız gerekiyor.”

Türkiyeli girişimcilerin öncülüğü

Türkiyeli bazı girişimciler, Gürcistan’ın topraklarında ürün desenine yeni bir renk, çeşitlilik ve zenginlik ekliyor; Zeytin

Ali Sami Özel, Ahmet Kahraman ve Giorgi Svanidze’nin Tsnori’deki ortak yatırımları 450 dönümlük zeytin bahçesi 8’inci yaşında… Girişimcilerin Gemlik tipi zeytin bahçesinden toplanan zeytinleri, yine aynı kentte kurulan küçük bir yağ üretme tesisinde işleniyor.

Osman Turan, Ergun Atabay, küçük bir payla bu satırların yazarı, Ali Semi Özel, Ahmet Kahraman, Mehmet Emin Tayyar, Şevket Demir, Giorgi Svanidze, Şevket Demir ve Ukraynalı bir girişimci toplamda 3 bin dönümlük yeni kapama zeytin bahçesi denemesi de Dedoplis Tskaro’nun Tarabani yöresinde gerçekleştiriliyor. Fidanlar dikildi, şimdi düzenli bakım yapılıyor.

Gürcistan’ın doğusundaki Kakheti Bölgesi’nden üç ırmak geçiyor. Kura ırmağı Türkiye’den Hazar Denizi’ne ulaşıyor. Alazani, Kazbegi yakınlarından çıkıyor, Güney Kafkasya’da Alazani Ovası’nı baştan başa geçiyor. Fori ırmağı da Tiflis’in kuzeyinde Kafkas Dağı’nın eteklerini aşarak Azerbaycan topraklarına ulaşıyor. Gürcistan ile Azerbaycan sınırında Mingicevir Su Anbarı var.

Kura üzerinde Şemkir Su Ambarı’da zeytin deneme alanına çok yakın. Bölgedeki zeytin yetiştiriciliği başarılı olursa, kısa zamanda Azerbaycan’ın nar üretim bölgesi olan Gence, Şamaği ve çevresine de yayılacaktır. Zeytincilik yanında Türkiye Büyükelçisi’nin zihninde şekillenen diğer projelere de ciddiyetle sahip çıkılırsa, sonuçlardan her iki ülke insanı yararlanmış olur.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar