Ham petrolün hamileri ve haramileri

A. Levent ALKAN
A. Levent ALKAN aleventalkan@gmail.com

Yıllık enerji ithalatımız, 2005-2015 arasında geçen 11 yılda en yüksek 60.1 milyar dolar ve en düşük 21.2 milyar dolar olmak üzere ekonomimiz üzerinde oldukça farklı maliyetler oluşturabiliyorlar. Yıldan yıla 38.9 milyar dolarlık bir değişim gösteren bütçe yüküyle en önemli gider kalemimizi ifade ediyor. Dışa bağımlılığın değişen ekonomik faturası olarak dünyadaki ham petrol fiyatlarına kırılganlığımızı gizleyemiyoruz. 2008 yılında batan Lehman Brothers dünyada ekonomik büyüme beklentilerini bir anda al aşağı etmişti.

Petrol buna çok sert tepki vermiş ve 40 doların altına inmişti. Krizin ilk tepkisini andıran bu sert düşüş, kısa süre sürmüştü. Ardından gelen yukarı trend, ham petrole 2014’ün son çeyreğine kadar 80 dolar seviyesine taht kurduracaktı. Sonrasında gelen geri çekilme, 1974 petrol krizinin ardından yaşanmışların en sert ve kararlılarından olmuştu. 2016 ilk çeyreğinin 26 dolar dibi, 2016 yılının son çeyreğinde 50 dolar yukarı tepkisine dönüşmüştü. Dokuz aydaki bu sert hareketlilikte OPET’in üretimini kısması tüm beklentileri bir anda 50 doların üstünde sabitlemişti adeta. Neler ya da kimler etkili olmuştu bütün bu hızlı temponun mimarisinde ? Bu sorunun net yanıtını verebilmek mümkün olmasa da bakın farklı yorumlar, görüşler ve teoriler neler?

1) 50 dolar üstü, kaya gazı üreticilerinin maliyetlerini başabaşta karşılayabildikleri seviyedir. OPEC üyelerinin kendi aralarındaki bir anlaşmayla önce 30 doları taban sonra da 50 doları taban seviye olarak belirlemiş olabilirler.

2) Suudi Arabistan’ın üretim gücü ve fiyatlar üstündeki yönlendirici etkisi, şüphesiz onu farklı bir yerde tutuyor. Bu çerçevede Suudilerin en önemli petrol şirketi Aramko’nun piyasa değerinin daha fazla düşmesi istenmemiş olabilir.

3) Suudi Arabistan son dönemde ham petrole endeksli tahvil ihraç etmiştir. Ham petrolde fiyat artışı tahvilin değerini olumlu etkileyebilecektir.

4) Bir komplo teorisi olsa da, kaya gazı üreticilerini bir rakip olarak görmek istemeyen OPET ülkeleri 30 dolara kadar denediler. Sonuçta kaya gazı üreticilerinin bu durumdan hiç etkilenmediğini gördüler. Kaya gazı için ileri teknoloji öylesine kullanılabilmektedir ki, kuyu kapatıldığında geri açma maliyeti yoktur. Oysa ham petrol üretiminde kuyu kapatılınca düşük maliyetlerle tekrar açılamamaktadır.

5) 9/11 sonrası Suudi vatandaşlarına yönelik ABD’nin terörist suçlamaları yöneltilmiştir. Suudi Arabistan’ın bir siyasi misilleme olarak ham petrol fiyatlarını artırması olasıdır.

6) Son olarak da Suudi Arabistan ham petrol fiyatlarının 40-50 dolara arasındaki seyriyle ancak beş yıl dayanabileceği tahminidir.

Tüm bunlar gelişmeler üzerinde ne kadar ciddi etkide oldu bilemiyoruz. Ancak Türkiye ekonomisi için önemli bir paya sahip enerji ithalini çok yakından etkilediği bir gerçek. Umarız nükleer enerji yatırımları ile yenilenebilir enerji kaynakları alanında istediğimiz ivmeyi bir an önce yakalar ve bağımlılığımızı en aza indirmeyi başarabiliriz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar