IMF de artık sürdürülebilir kalkınmayı savunuyor

Ömer Faruk ÇOLAK
Ömer Faruk ÇOLAK EKONOMİ ATLASI dunyaweb@dunya.com




Uluslararası Para Fonu (IMF) 1944 yılında kurulurken, amaç serbest ticareti dünya ölçeğinde egemen kılmakta. IMF'ye verilen görevde serbest ticarete uyum sağlayamayan ülkelerin karşı karşıya kalacağı cari açık sorunu bertaraf edecek finansal müdahaleler yapması idi. Zamanla bu göreve eklemeler yapıldı.

Türkiye için IMF demek, istikrar program adı altında uygulanan iktisat politikalarını yönlendiren uluslararası bir kurum oldu. Geniş halk kitleleri için ise IMF zam ve vergi artışı isteyen bir  kurum olarak algılandı. Bundan dolayı alanlarda çalışanlar ve işsizler sık sık "kahrolsun IMF" sloganları attılar.

2008 krizi sonrası hemen her kesim IMF'nin krizi hızla çözecek politikalar üreteceğini düşündü. Fakat başlangıçta öyle olmadı. Çünkü IMF klasik istikrar programı reçetesinin önüne geçecek politikalar üretemedi. Bundan dolayı da krizin derinleşmesinden sorumlu tutulan uluslararası kurumların başında yer aldı.

IMF geçtiğimiz yıl zorunlu nedenlerle başkan değiştirdi ve  Christine Lagarde IMF Başkanı oldu.

Lagarde farklı bir Başkan profili çizmeye başladı. Lagarde ile birlikte IMF yine istikrar kavramını öne çıkartmaya devam ediyor, fakat daha önce duymadığımız söylemler IMF Başkanınca yüksek sesle dile getirilmeye başlandı.

IMF Başkanı Lagarde önümüzdeki hafta kendisininde katılacağı, Brezilya'nın Rio de Janeiro kentinde başlayacak  olan, ana teması yoksulluğu azaltmak, sosyal eşitlik ve çevrenin korunması olan Birleşmiş Milletler Sürdürürlebilir Kalkınma Konferansı öncesi verdiği demeçte yine şaşırttı. Lagarde konferans başlamadan önce, orada yapacağı konuşmanın ipuçlarını bu demecinde verdi. Lagarde özetle şöyle konuştu:

"Küresel ekonomi büyüme ve istihdam yaratmadaki belirsizlikler nedeni ile hala sorunlu. Dünyada şu anda 200 milyon kişi iş arıyor, bunun 75 milyonu da gençlerden oluşuyor. Dünya tekrar büyüme motorunu harekete geçirmeli ve sürdürülebilir büyümeyi yakalamak için talebi artırmak zorunda".

IMF  Başkanına göre:

. Çevresel felakate dur diyecek politikalara öncelik vermeliyiz.

. Sürdürülebilir büyüme ve kalkınma için makro ekonomik ve finansal istikrar sağlanmalı.

. Sosyal tehditleri engellemek için kamu harcamaları ve vergi politikalarına başvurulmalı. Vergi kaçağının önüne geçilmeli ve sosyal alanlara kaynak aktarılmalı.

Geçmişte IMF, genel olarak çevre ve gelir dağılımı eşitsizliği gibi sorunları kendi alanı dışında kalan sorunlar olarak gören bir kurum olarak algılandığı için, Lagarde'nin bu söylemleri şaşırtıcı. IMF'deki bu çıkışların kurumun genel amacının değişmemesine karşın, kendisine yeni hedefler koymaya başladığını  göstermekte. Bu değişimde sanırım Keynesyen politikaların yavaş yavaş AB'ye egemen olmaya başlaması başat rol oynuyor. Onunca kalkınma planını hazırlamaya başlayan Türkiye'nin IMF'deki bu değişimi göz önüne alması anlamlı olur. Yani Türkiye makro ekonomik hedeflerini yeniden ele almalı. Doğal olarak makro hedeflerdeki böyle bir farklılaşma özellikle yoksullukla mücadele, enerji ve eğitim politikalarımızı yeniden gözden geçirmemizi gerekli kılar.  Hükümet buna hazır mı? Çalışmalar ilerledikçe göreceğiz.
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Çin böyle gider mi? 04 Ekim 2019
Yeni parasal ralli 27 Eylül 2019
Trump etkisi 13 Eylül 2019
Kapıyı çalan kimdir? 06 Eylül 2019
Talep mi borç sorunu mu? 30 Ağustos 2019