İngiltere’den Avrupa’ya siyasi deprem sinyalleri

Osman ULAGAY
Osman ULAGAY DÜNYA GÖZÜ

Geçen haftadan beri Londra’dayım. İngiltere’ye gelirken, ülkenin iç güvenlik İstihbaratından sorumlu kişi olan MI5 Direktörü Andrew Parker’ın kaygı verici demecini okumuştum gazetelerde. İngiltere’de güvenlik riskinin 34 yıldan beri en yüksek düzeye tırmandığını söylüyordu IM5 Direktörü. Başka bir haberde ise Londra’da hava kirliliğinin insan sağlığı için zararlı düzeye çıktığı belirtiliyordu.

Bütün riskleri göze alarak Londra’ya ayak bastıktan sonra sürekli okuduğum Financial Times ve Guardian’ın yanı sıra Times ve Daily Telegraph gibi gazetelere de bakmaya başladım. 19 Ekim tarihli gazetelerde yer alan bir habere göre, yetişkin İngilizlerin yüzde 50’si finansal bakımdan “riskli vatandaş” haline gelmiş. Bunlardan 4.1 milyon kişi borcunu ödeyemez duruma düşmüş ve kredi talepleri geri çevrilmiş. İngiltere’de işsizlik oranı Avrupa ortalamasının gerisinde ama ücret artışları yaya kalıyor.

23 Ekim tarihli Daily Telegraph gazetesinde yar alan habere göre, Ulusal Sağlık Sistemi kapsamında olup da 18 haftadır ameliyat sırası bekleyen hastaların sayısı ilk kez 409 bini bulmuş, ameliyat olabilmek için başka ülkelere giden İngilizlerin sayısı ise iki yılda üçe katlanarak 2016 sonunda 144 bine ulaşmış.

Londra dünyanın en canlı ve gözde kentlerinden biri hala, başta Ruslar ve Araplar olmak üzere dünyanın dört bir yanından gelen zenginler Londra’ya yatırım yapıyor. Londra’nın merkezinde yoğun bir inşaat faaliyeti var son yıllarda, miadını doldurmuş görkemli yapıların yerine yenileri yapılıyor. Buna karşın şehrin göbeğinde, örneğin Piccadilly meydanı civarında, birçok görkemli binanın önünde, yırtık pırtık uyku tulumları içinde geceleyen ve gelen geçenin verdikleriyle hayata tutunmaya çalışan insanlara da sık rastlanıyor Londra’da.

Avrupa’da siyasi depremler

İngiltere’de en yaygın tartışılan konu ülkenin Avrupa Birliği’nden (AB) ayrılma serüveni. İngiltere(Birleşik Krallık) şu anda Brexit çıkmazında bocalıyor. Geçen yıl yapılan referandumda İngiltere’nin AB üyeliğinden ayrılmasını isteyenlerin çoğunluğu sağlaması sonrasında başlayan ayrılma görüşmelerinde çok boyutlu bir belirsizlik hüküm sürüyor. Bu sürecin ve AB’den ayrılmanın İngiltere’ye maliyetinin hayli yüksek olacağını düşünenlerin sayısı da giderek artıyor. İşveren kuruluşlarının huzursuz olduğu ve yatırımlarını azaltma eğilimine girdiği de belirtiliyor gazete haberlerinde. Bu süreçte hayli yıpranan Theresa May hükümetinin Brexit kurbanı olabileceğini ve erken seçimin gündeme gelebileceğini ileri sürenler de var.

Avrupa’da siyasi deprem yaşama olasılığı olan tek ülke İngiltere değil. AB’den ayrılmak isteyen İngiltere’ye ağır bir bedel ödetmek isteyen AB ülkeleri kendi bünyelerinde siyasi depremler yaşamaya devam ediyor. Fransa’da Emmanuel Macron’un başkanlık seçimini kazanması, Avrupa’daki popülist dalganın etkisini kaybettiği yorumlarına yol açtı ama Almanya’da Neonazi eğilimler taşıyan AFD’nin oy patlaması yapması moralleri bozdu. Geçen Pazar Çek Cumhuriyeti’nde yapılan seçimde milyarder işadamı Andrej Babis’in partisinin açık farkla birinci parti olması da İngiliz basınında “Çek Cumhuriyeti Trump’ını buldu” yorumlarına yol açtı.

Ayrılıkçı hareketler güçleniyor

İspanya’da bağımsızlık ilan etme noktasına yaklaşan Katalanlar ile İspanya hükümeti arasında tırmanan gerginliğin tam bir çatışmaya dönüşmesinden korkuluyor. Önümüzdeki üç gün bu bakımdan çok önemli ve çok vahim gelişmelere sahne olabilir. Barselona’yı da içeren İspanya’nın en zengin bölgesi kendini nasıl sonuçlanacağı kestirilemeyecek bir kargaşanın içinde bulabilir.

İtalya’nın en zengin iki bölgesinde, Milano’nun bulunduğu Lombardia ile Venedik’in bulunduğu Veneto’da geçen hafta sonu yapılan referandumlarda da daha kapsamlı özerklik isteyenlerin ezici bir zafer kazandığı anlaşılıyor.

Avrupa yeni Katalonyalar görebilir

Financial Times gazetesinin yeni parlayan yazarı Janan Ganesh, “Avrupa yeni Katalonyalar görebilir” başlıklı yazısında ilginç bir olguya dikkat çekiyor. Ganesh’e göre Avrupa’nın birçok ülkesinde kendini mağdur hissedenlerin desteklediği milliyetçilik akımı yükselirken Katalonya ve Lombardia gibi gelişmiş ve zengin bölgelerde de özerklik ve ayrılıkçılık hareketleri güç kazanıyor. Zengin bölgelerin insanları ödedikleri vergilerin sorumsuz merkezi hükümetler tarafından çarçur edilmesini istemiyor, özerklik hatta bağımsızlık istiyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar