İran seçimleri dengeleri değiştirebilir

Ömer Faruk ÇOLAK
Ömer Faruk ÇOLAK EKONOMİ ATLASI dunyaweb@dunya.com

 

 

İran'da hafta sonu yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerini reformcuların adayı  Hasan Ruhani kazandı. Ruhani kendisi de bir din adamı olmasına rağmen mevcut düzene temel de olmasa da, uygulamalarına karşı. Seçimleri de zaten bu muhalif tavrı nedeni ile kazandı.

İranlılar Ruhani'den çok şey bekliyor. Ancak üç konu öncelikli: Siyasi tutuklular, rayından çıkan ekonomiyi yeniden yerli yerine oturtmak ve Batı Ülkeleri ile ilişkilerin düzeltilmesi.

İran’da her ne kadar serbest seçimler olsa da, Humeyni’den bu yana Cumhurbaşkanlarının bile üzerinde yer alan Anayasa Koruyucular Konseyi kontrolü elinde bırakmıyor. Bu üç konuda yeni Cumhurbaşkanının Konseyi nasıl aşacağı belli değil. Fakat birden bire Konsey ile kavgaya girişmesi mümkün değil. Kavga büyük olasılıkla kapalı kapılar arasında gerçekleşecek.

İran rejimi kendisine açık muhalefet yapanları hiç affetmedi. Tutukladı, gözaltına aldı, bazı muhalifler kayboldu. Şimdi halkın ivedi isteği hapis yatan yaklaşık sekiz yüz muhalifin serbest bırakılması. Bunun yapılması Ruhani’nin niyetinin ne olduğunun da göstergesi olacak.

İran ekonomisi uygulanan ambargo nedeni ile epeyce bir zamandır tekliyor. Üstelik ekonomi devlet güdümlü. Rant kollama, kayırmacılık had safhada. Bu durum ekonomide açılım yapmayı engelliyor. Bundan dolayı da üretim yapmak zor, enflasyon oranı da resmi olmayan rakamlara göre yüzde 60’lara ulaşmış durumda. İşsizlik özellikle kentlerde ciddi sorun. Diğer yandan gelir dağılımın bozukluğu toplumsal huzursuzluğu artırıyordu. Seçim sonuçları biraz da bu huzursuzluğun eseri. (İran Merkez Bankası’nda ekonomiye ilişkin veri nerede ise yok. Son veri de 2011 yılına ait)

İran İmam Humeyni’den bu yana Batı ile özellikle de ABD ile kavgalı. Bu kavga önceki Cumhurbaşkanı Ahmedinejat tarafından ülkenin nükleer programı nedeni ile üst noktaya çıkmıştı. Şimdi Ruhani bu yapıyı bozmak istiyor. Her ne kadar nükleer programdan vazgeçmeyeceklerini söylüyor ise de, programı daha şeffaf yürütmesi bile birçok sorunu çözebilir. İran’ın Batı ülkeleri ile ilişkilerini artırması, hele ki bu uygulanan ambargonun kalkmasına kadar giderse Ortadoğu’daki mevcut dengeleri değiştirir.

İlk değişecek olan da Ortadoğu’da İran etkisi yok etmeye yönelik olarak Suriye üzerindeki baskı hafifleyecek. Bu durum Ortadoğu da ağabeylik rolüne soyunan Türkiye ile onun destekleyicileri Suudi Arabistan, Kuveyt ve Katar’ı önemsizleştirecek. Aslında bu dörtlüden son ikisi önemli değil. Yapay olarak kurulmuş sadece ABD çıkarlarına hizmet eden ülkeler.  Suudi Arabistan ise belki de bu coğrafyanın en nefret edilen ülkesi. Üstelik o da ABD’nin emrinde. Bir haneden devleti, kendi yurttaşları bile bu hanedanı istemiyor. ABD desteğini çekse kısa sürede yıkılır. Burada önemli olan Türkiye.

Türkiye İran ile son zamanlara kadar göreli olarak iyi ilişkilere sahipti 2011 yılında bu yana mezhepsel dış politika nedeni ile örtük bir çatışma yürütüyor. Eğer yumuşama başlarsa ABD Türkiye’yi bu politikanın dışında bir politika uygulaması için zorlar. Bunu siyasetten yaptığı kadar iktisadi olarak da zorlar.  Bu da kartların yeniden karılması anlamına gelir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Çin böyle gider mi? 04 Ekim 2019
Yeni parasal ralli 27 Eylül 2019
Trump etkisi 13 Eylül 2019
Kapıyı çalan kimdir? 06 Eylül 2019
Talep mi borç sorunu mu? 30 Ağustos 2019