İş ortaklığının adi ortaklık mükellefiyetinin seçmesi

Rüknettin KUMKALE
Rüknettin KUMKALE rkumkale.ymm@gmail.com

Kurumlar Vergisi Kanunu’nun “Verginin Konusu” başlıklı 1. Maddesinin 1/d fıkrasında İş Ortaklıklarının kurumlar vergisine tabi oldukları belirtilmektedir.

Gene aynı Kanunun “Mükellefler” başlıklı 2 maddesinin 7. Fıkrasında ise;

İş ortaklıkları: Yukarıdaki fıkralarda yazılı kurumların kendi aralarında veya şahıs ortaklıkları ya da gerçek kişilerle, belli bir işin birlikte yapılmasını ortaklaşa yüklenmek ve kazancını paylaşmak amacıyla kurdukları ortaklıklardan bu şekilde mükellefiyet tesis edilmesini talep edenler iş ortaklıklarıdır. Bunların tüzel kişiliklerinin olmaması mükellefiyetlerini etkilemez.” İfadeleri bulunmaktadır.

Maddede belirtilen Yukarıdaki fıkralarda yazılı kurumların” ifadesinden, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun “Mükellefler” başlıklı maddesinde belirtilen, “Sermaye Şirketleri”, “Kooperatifler”, “İktisadi Kamu Kuruluşları” , “Dernek Veya Vakıflara Ait İktisadî İşletmeler”’ anlaşılması gerekmektedir.

Kurumlar Vergisi Kanunu’nun “Mükellefler” başlıklı 2 maddesinin 7. Fıkrasında sözü edilen İş Ortaklıkları ile ilgili Kanundaki gerekçesinde: Türkiye'nin dış dünya ile olan ekonomik ilişkilerinin artması sonucu iş ortaklığı şeklindeki kuruluşların sayısı giderek artmaktadır. Bu kuruluşlar kazanç paylaşımı amacıyla kurulan ortaklıklar olup, belli bir işin birlikte yapılmasını yüklenmektedirler. Bu noktada bir işin bölümlerini ayrı ayrı taahhüt eden (yüklenen) konsorsiyumlardan farklılaşmaktadırlar. Şahıs ortaklıkları veya gerçek kişilerin Kanunun 2 nci maddesinde sayılanlarla veya Kanunun 2 nci maddesinde sayılanların kendi aralarında oluşturdukları adi ortaklıkların, istenilmesi halinde iş ortaklıkları olarak da Kurumlar Vergisi mükellefiyeti tesis ettirilmesi imkanı getirilmiştir. Bu durumda söz konusu ortaklık tüzel kişiliğinin bulunup bulunmadığına bakılmaksızın Kurumlar Vergisi mükellefi sayılacaktır.” Açıklamaları bulunmaktadır.

Bu durumda ;

İş Ortaklığının Kurumlar Vergisi veya adi ortaklık olarak mükellefiyet tesis etmesi tamamen isteğe bağlı bulunmaktadır. Diğer bir anlatımla iş ortaklıklarının yukarıda belirtilen Kurumlar Vergisi Kanunu’nun madde 2/7 deki ve Kurumlar Vergisi Kanunu 1 seri no lu genel tebliği 2.5.2. deki şartları ihtiva etmeleri halinde istemeleri adi ortaklık mükellefiyetini seçebileceklerdir.

Yani iş ortaklıkları, adi ortaklık veya kurumlar vergisi ortaklığını seçmede serbest bulunmaktadır.

Aslında tesis edilen bu iş ortaklığı bir adi ortaklıktır.

Adi ortaklık olmasından dolayı da tüzel kişiliği bulunmamaktadır.

Konsorsiyumdan farkı; her ortağın işin belli bir bölümünün yapımını yüklendiği konsorsiyumlar iş ortaklığı tanımı dışında kalmaktadır. Bu tür ortaklıklarda (konsorsiyum) her bir ortağın yapacağı işin yüklenim sözleşmesinde açıkça belirtilmesi zorunludur. Ancak, yüklenim sözleşmesinde belirtilmemekle beraber, ortakların kendi aralarında yapacakları sözleşme ile her bir ortağın yükleneceği işin belirlenmesi ve işveren idarece de bu sözleşmenin kabulü halinde, bu tür ortaklıklar da "konsorsiyum" olarak kabul edilecektir.

İş ortaklıkları kazanç paylaşımı amacıyla kurulan ortaklıklar olup ortaklar, belli bir işin

birlikte yapılmasını yüklenmektedirler.

İş Ortaklığının adi ortaklık mükellefiyetini seçmesi durumunda şu işlemleri yapması gerekmektedir;

Yasal defterler adi ortaklık adına tasdik ettirilecektir.

Fatura ve Vergi Usul Kanunu’nda belirtilen bütün belgeler adi ortaklık adına bastırılacaktır.

Adi ortaklık adına bağlı bulunulun vergi dairesinde KDV ve Muhtasar Beyanname mükellefiyeti açtırılacaktır.

Dikkat edileceği üzere adi ortaklığın kurumlar vergisi mükellefiyetini seçmesi durumunda adi ortaklık adına Kurumlar Vergisi mükellefiyeti açılması zorunlu iken, adi ortak mükellefiyetinin seçilmesi durumunda, yıllık geliri beyan etmek için bir hesap açılmamaktadır. Bu durumda iş bittiği zaman her ortak hissesine düşen kâr veya zararı kendi beyannamesine koyarak beyan edecektir.

Bağlı bulunulan Sosyal Güvenlik Kurumu şubesinde adi ortaklık adına hesap açtırılacaktır.


ÖZELGELER

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü

Sayı : B.07.1.GİB.4.34.19.02-019.01.12-55 06/01/2012

Konu : İş ortaklıkları ve adi ortaklıklarda vergilendirme ve belge düzeni

İlgide kayıtlı özel talep formunuz ve ekinde yer alan belgelerin incelenmesi neticesinde, Şirketiniz ile ... San. ve Tic. Ltd. Şti.nin, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansına bağlı "..." işini ortak olarak üstlendiği belirtilerek; ortak olarak alınan bu iş ile ilgili yeni bir mükellefiyet tesis edilmesinin gerekli olup olmadığı eğer gerekli ise yapılacak işlemlerin neler olduğu, mükellefiyet tesis edilmesine gerektirecek bir durum bulunmaz ise bu işle ilgili alınan faturaların hangi şirket adına veya ne şekilde düzenlenmesinin gerektiği ayrıca, kar zarar hesabının hangi şirket üzerinden izleneceği ile stopaj vergilerinin hangi şirket üzerinden ödeneceği hususlarında Başkanlığımız görüşünün sorulduğu anlaşılmıştır.

Kurumlar vergisi mükellefleri arasında sayılan iş ortaklıkları, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 2'nci maddesinin yedinci fıkrasında; aynı maddenin diğer fıkralarında yazılı kurumların kendi aralarında veya şahıs ortaklıkları ya da gerçek kişilerle, belli bir işin birlikte yapılmasını ortaklaşa yüklenmek ve kazancını paylaşmak amacıyla kurdukları ortaklıklardan bu şekilde mükellefiyet tesis edilmesini talep edenler şeklinde tanımlanmıştır.

Adi ortaklıklar, Borçlar Kanunu'nun 520-541'inci maddelerinde düzenlenmiştir. Anılan Kanun'un 520'nci maddesinde adi ortaklık, iki veya daha fazla kişinin, bir sözleşmeye dayanarak, ortak bir amaca ulaşmak için emek ve mallarını birleştirmesi olarak tanımlanmıştır. Adi ortaklıkların tüzel kişiliği olmadığı gibi gelir veya kurumlar vergisi mükellefi olmaları da söz konusu değildir. Adi ortaklık olarak faaliyette bulunulması halinde, ortaklığa stopaj ve katma değer vergisi mükellefiyeti tesis ettirilmektedir. Adi ortaklıkların ortaya çıkan kâr veya zararı, adi ortaklığı oluşturan ortaklar tarafından hisseleri oranında kendi kazançlarına dahil edilerek vergilenmektedir.

1 Seri Numaralı Kurumlar Vergisi Genel Tebliği'nin " 2.5. İş ortaklıkları" ana başlığı altında yer alan;"2.5.1. Tanımı ve kapsamı", "2.5.2. Unsurları", "2.5.3. İşin bitiminde ortaya çıkan zararların durumu" alt başlıklı bölümlerinde konu ile ilgili olarak ayrıntılı açıklamalara yer verilmiştir.

Buna göre, Şirketiniz ile ... San. ve Tic. Ltd. Şti arasında İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansına bağlı "..." işinin üstlenilmesi nedeniyle kurulan ortaklık adına, bağlı bulunulan vergi dairesi müdürlüğünden kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis edilmesi talebinde bulunulmaması halinde, söz konusu ortaklık, adi ortaklık olarak nitelendirilecektir.

Diğer taraftan Şirketiniz ile ... San. ve Tic. Ltd. Şti arasında "..." işinin üstlenilmesi ile ilgili olarak, talep etmeniz ve aranılan şartlara haiz olmanız halinde sadece bu işle ilgili olarak kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis ettirilebilecektir.

İş ortaklıklarında, katma değer vergisi mükellefiyetinin ortaklardan ayrı olarak tesis ettirilmesi; defter tutma, belge düzenleme, muhafaza ve ibraz ile beyanname verme ve vergi ödeme gibi ödevlerin de ortaklardan ayrı olarak yerine getirilmesi, gerekmektedir. Ayrıca, iş ortaklıkları Gelir Vergisi 94'üncü madde kapsamındaki işlemleri nedeniyle 98'inci madde kapsamında muhtasar beyanname vermek ve bu işlemlerden doğan vergi borçlarını ödemekle de mükelleflerdir.

Öte yandan, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 229'uncu maddesinde "Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterilerinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır." olarak tanımlanmış olup, aynı Kanun'un 231'inci maddesinin (5) numaralı bendinde ise, "Fatura, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır." hükmüne yer verilmiştir.

Dolayısıyla, iş ortaklığı şeklinde mükellefiyet tesis ettirilmesi durumunda iş ortaklığı tarafından, yüklenilen işin adi ortaklık statüsünde ifa edilmesi durumunda ise adi ortaklık tarafından fatura düzenlenmesi gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Kaynak : http://dguder.org/Webkontrol/IcerikYonetimi/Dosyalar/is-ortakliklari-ve-adi-ortakliklarda-vergilendirme-ve-belge-duzeni-hk-s5n_ozelge_g718_8hrXhQQs.pdf (Erişim 29.06.2017. S: 22.48)

***





T.C.

GELİR İDARESİ   BAŞKANLIĞI

 İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef   Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü


Sayı

:

62030549-120[65-2015/498]-58275 13/05/2016

Konu

:

Adi ortaklık tarafından sürdürülen serbest meslek   faaliyeti ve ticari faaliyetin vergilendirilmesi ve belge düzeni.


İlgide kayıtlı özelge talep formunda; iki gerçek kişi birleşerek adi ortaklık kurduğunuz, tehlikeli madde ve güvenlik danışmanlığı faaliyetiyle uğraştığınız, aynı zamanda bu adi ortaklık üzerinden reklam ve organizasyon acentesi kurup ticaret yapacağınız belirtilerek, yapılacak faaliyetler nedeniyle serbest meslek kazancı olarak mı ticari kazanç olarak mı vergilendirileceğiniz, serbest meslek sayılması halinde serbest meslek makbuzunun ortaklık adına mı bastırılacağı, ortaklık adına serbest meslek makbuzu düzenlenmesi halinde yapılan tevkifatın nasıl mahsup edileceği hususunda bilgi talep edildiği anlaşılmakta olup konu hakkında Başkanlığımız görüşü aşağıda açıklanmıştır.

GELİR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 37 nci maddesinde; "Her türlü ticari ve sınai faaliyetten doğan kazançlar ticari kazançtır.

Kolektif ortaklıklarda ortakların, adi veya eshamlı komandit ortaklıklarda komandite ortakların ortaklık karından aldıkları paylar şahsi ticari kazanç hükmündedir. (66’ıncı madde hükmü mahfuzdur.)" hükmü ile ticari kazancın tarifi yapılmıştır.

Aynı Kanunun 65 inci maddesinde; "Her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançlar serbest meslek kazancıdır.

Serbest meslek faaliyeti; sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmıyan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılmasıdır.

Tahkim işleri dolayısiyle hakemlerin aldıkları ücretler ile kollektif, adi komandit ve adi şirketler tarafından yapılan serbest meslek faaliyeti neticesinde doğan kazançlar da, serbest meslek kazancıdır." hükmüne yer verilmiştir.

Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere bir faaliyetin serbest meslek faaliyeti olup olmadığı, faaliyetin; sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanması, bir işverene bağlı olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılması unsurlarını taşıyıp taşımadığına bağlı bulunmaktadır.

Anılan Kanunun 66 ncı maddesinde ise “Serbest meslek faaliyetini mutad meslek halinde ifa edenler, serbest meslek erbabıdır. Serbest meslek faaliyetinin yanında meslekten başka bir iş veya görev ile devamlı olarak uğraşılması bu vasfı değiştirmez.

Bu maddenin uygulanmasında:

3. Serbest meslek faaliyetinde bulunan kollektif ve adi şirketlerde ortaklar, adi komandit şirketlerde komanditeler;

Bu işler dolayısiyle serbest meslek erbabı sayılırlar.” hükmü yer almaktadır.

Buna göre, bir kimsenin serbest meslek erbabı olabilmesi için hem serbest meslek faaliyetinde bulunması hem de bu faaliyetini mutad meslek halinde yapması gerekmektedir.

Diğer taraftan, söz konusu maddede serbest meslek faaliyetinin yanında başka bir iş veya görev ile devamlı olarak uğraşılmasının bu vasfı değiştirmeyeceği belirtilmiştir.

Dolayısıyla serbest meslek erbabı olan bir kimsenin aynı zamanda ticari kazanç geliri elde etmesi onun serbest meslek erbabı olma niteliğini değiştirmemektedir.

Bu hüküm ve açıklamalara göre, serbest meslek faaliyetinde bulunan adi ortaklıklarda, ortaklar bu işleri dolayısıyla serbest meslek erbabı sayılmakta olup tehlikeli madde ve güvenlik danışmanlığı faaliyetinin adi ortaklık halinde sürdürülmesi durumunda elde edilecek kazanç serbest meslek kazancı olacaktır.

Diğer taraftan, adi ortaklık adına yapılan gelir vergisi tevkifatları adi ortaklığın ortakları tarafından hisseleri oranında gelir vergisinden mahsup edilebilecektir.

Ayrıca, adi ortaklık olarak yapılacak reklam ve organizasyon faaliyeti nedeniyle elde edilecek kazancın ticari kazanç olarak vergilendirilmesi gerekmektedir.

VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 229 uncu maddesinde; fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika olarak tanımlanmıştır. Kanunun 231 inci maddesinin 5 numaralı bendinde de; faturanın malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami 7 gün içinde düzenleneceği, bu süre içerisinde düzenlenmemiş olan faturaların hiç düzenlenmemiş sayılacağı, 232 nci maddesinde ise, birinci ve ikinci sınıf tüccarlarla, kazancı basit usulde tespit edilenler ve defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerin sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek, satın aldıkları emtia ve hizmetler için de fatura istemek ve almak zorunda oldukları hükme bağlanmıştır.

Aynı Kanunun ''Makbuz Mecburiyeti'' başlıklı 236 ncı maddesinde ise serbest meslek erbabının, mesleki faaliyetlerine ilişkin her türlü tahsilatı için iki nüsha serbest meslek makbuzu tanzim etmek ve bir nüshasını müşteriye vermek, müşterinin de bu makbuzu istemek ve almak mecburiyetinde olduğu hüküm altına alınmıştır.

Diğer taraftan, serbest meslek faaliyetinde bulunan adi ortaklıklarda, ortaklar bu işleri dolayısıyla serbest meslek erbabı sayılmaktadır. Bu nedenle, serbest meslek faaliyetinin adi ortaklık olarak sürdürülmesi halinde, mesleki faaliyetlerinize ilişkin her türlü tahsilat için, ortaklık adına anlaşmalı matbaalara bastıracağınız ya da notere tasdik ettireceğiniz serbest meslek makbuzunun tanzim edilmesi gerekmektedir.

Öte yandan ticari kazanç kapsamında yapılan reklam ve organizasyon faaliyetleri nedeniyle, adi ortaklık adına fatura bastırılması ve bu faaliyetler kapsamında yapılan mal teslimleri ve/veya hizmet ifaları için teslim ve/veya ifa tarihinden itibaren 7 günlük süre içerisinde fatura düzenlenmesi gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Kaynak : http://www.gib.gov.tr/node/111481/pdf (Erişim : 29.06.2017 S: 22.50)

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
İnovasyon 16 Ekim 2019
İşletme sermayesi 16 Temmuz 2019