İşletmelere mali destek mi, yük artışı mı? İki ülke, iki farklı yaklaşım

Yaşanan fiziki, siyasi ve ekonomik savaşlar, artan enerji fiyatları, yükselen gümrük tarifeleri, sık deği­şen kurallar ve artan hukuki belirsiz­likler, işletmeleri ve çalışanlarını kü­resel ölçekte baskı altına alıyor. Tari­hin çalkantılı dönemlerinden birine tanıklık ediyoruz.

Dünya ihracatında üçüncü sırada yer alan Almanya dev bir ekonomik güç. İlk iki sıradaki Çin ve ABD’nin, gerek coğrafi gerek nüfus büyüklü­ğü Almanya’nın katbekat ötesinde ol­duğuna işaret etmek gerek. Yabancı ve yerli kuruluşların (IMF-OECD-Desta­tis-TÜİK) 2025 tahminlerine göre; Al­manya’da GSYİH büyüklüğü 4,74 tril­yon USD, kişi başında düşen gelir 55.911 USD, toplam vergi geliri 1 trilyon USD olacak ve bunun 100 milyar USD’si ku­rumlar vergisinden elde edilecektir. 2023 verilerine göre Almanya’nınkin­den nüfusu yaklaşık 2 milyon, yüzölçü­mü ise iki kattan daha fazla olan Türkiye için 2025 yılı tahminleri ise, GSYİH’nın 1,44 trilyon USD, kişi başında düşen ge­lirin 16.710 USD, toplam vergi gelirinin 411 milyar USD olması ve bunun 49 mil­yar USD’sinin kurumlar vergisinden elde edileceği beklenmektedir.

Bu iki devletin işletmelere yaklaşımı, birbirine dikkat çekici ölçüde zıt!

Almanya’da işletmelere teşvik artırımı

Almanya’da işletmeleri desteklemek üzere 11 Temmuz 2025 tarihinde kabul edilen bir yasa ile bir yatırım teşvik prog­ramı yürürlüğe konuldu. Amaç, ekono­mik büyümeyi canlandıracak yatırımla­rı teşvik ederek, sürdürülebilir, büyüme destekli bir ortam sağlamak, uzun vade­li planlama güvenliği içinde şirketlerin vergi yükünü azaltmak.

Yasa kapsamında yer alan önlemler şu şekilde:

1-Taşınabilir maddi duran varlıklar için degressif amortismanın -Temmuz 2025’ten 2027 sonuna kadar- yeniden yürürlüğe konulması ve artırılması,

2-2028-2032 yılları arasında kurumlar vergisi oranının -%15’den kademeli olarak %10’a- azaltılması,

3-Dağıtılmayan kara uygulanan stopa­jın, üç aşamada %28,25’den -2032 yı­lıyla birlikte- %25’e indirilmesi,

4-Temiz enerjiyi teşvik amacıyla, Tem­muz 2025–Aralık 2027 arasında alı­nan yeni elektrikli araçlar için yüksek oranda (ilk yıl:%75, 2.yıl:%10, 3.-4. Yıl: %5’er, 5.yıl: %3-2) amortisman hakkı sağ­lanması,

5-CO salınımı olmayan elektrikli şirket arabalarının değerlendirilmesindeki brüt liste fiyatı sınırının 70.000 EUR’dan 100.000 EUR’a çıkarılması,

6-Araştırma teşvik yasasının kapsamı­nın genişletilmesi; bu bağlamda;

-Teşvik kapsamındaki azami gider sı­nırının 10 milyon €’dan 12 milyon €’ya,

-Serbest meslek erbapları için saatlik azami yararlanabilir giderin ise 70 €’dan 100 €’ya yükseltilmesi ve,

-Araştırma projelerinde kullanılan genel giderler için sabit %20’lik bir götü­rü uygulaması.

Bu teşviklerle, 2025–2029 vergi yıl­larında toplam yaklaşık 46 milyar €’luk vergi geliri kaybı öngörülmektedir.

Türkiye’de işletmelere teşvik azaltımı

Türkiye’de Plan ve Bütçe Komisyo­nu’ndan geçen yasa teklifinin, kısa za­manda yasalaşması bekleniyor. Teklifin genel gerekçesinde yasanın amacının, “kayıt dışılıkla mücadele, vergi adaleti­ni güçlendirme, indirim ve istisnaların sınırlandırma, dolaysız vergilerin vergi gelirleri içindeki payını artırma, ihtilaf­ların önlenmesi ve hukuki belirliliğin ar­tırılması” olduğu belirtilmekte.

Teklifteki şu düzenlemeler dikkat çekici:

1-Yatırım teşvik belgeli yatırımlar için uygulanan indirimli kurumlar vergi­si imkanının, indirim hakkının kullanı­labileceği ilk dönemi de içerecek şekil­de en fazla on hesap dönemi ile sınır­landırılması, indirim oranının %60 olarak belirlenmesi ve kazanç bulun­masına rağmen yararlanılmayan kat­kı tutarının sonraki dönemlere akta­rılmasının yasaklanması (halihazır­da süre ve aktarım sınırı yok, yatırım türüne göre daha yüksek indirim ora­nı var),

2-Cumhurbaşkanına verilen kap­samlı yetkilerle, teşvik sistemi­nin Cumhurbaşkanı kararnameleriy­le şekillendirilebilmesi (Cumhurbaş­kanı; teşvik edilecek yatırım konularını, bu yatırımlara ilişkin asgari büyüklük­leri, %50’yi aşmayacak şekilde yatırım katkı oranını, indirimli KV’nin kullanım zaman ve sınırlarını belirleyebilecek, in­dirimli KV uygulanacak süre ve oranını artırabilecek, ayrıca teşvik kapsamında kabul edilecek harcama kalemlerini sı­nırlayabilecek),

35746 sayılı Ar-Ge Kanunu kapsamın­da Ar-Ge, tasarım ve destek persone­linin ücretleriyle ilgili olarak gelir vergi­si istisnasının, yalnızca brüt asgari üc­retin 40 katına kadar olan ücret kısmı için geçerli olması (halihazırda üst sınır yok),

46550 sayılı Araştırma Altyapılarının Desteklenmesine Dair Kanun kap­samında Ar-Ge ve destek personelinin ücretlerine ilişkin gelir vergisi istisna­sının, brüt asgari ücretin 40 katını aş­mayacak şekilde sınırlandırılması (hali­hazırda üst sınır yok).

İki farklı yol

Vergisel teşvikler, yatırım davranış­larını yönlendiren stratejik bir araçtır. Almanya, özel sektör yatırımlarını ar­tırmak, planlama güvenliği sağlamak ve yeşil dönüşümü hızlandırmak amacıy­la vergi yükünü hafifleten bir yol izler­ken; Türkiye, vergi teşviklerini sınırlan­dıran bir yaklaşımı benimseyerek, işlet­meler üzerindeki mali yükü artırıyor.

Türkiye’nin bu seçiminde, vergi geli­ri ihtiyacının rolü büyük. Ancak, Türki­ye’nin geleceğini etkileyecek böyle bir tercih yerine, bütçe açığında ana etken olan verimsiz (/israf nitleiğindeki) kamu harcamalarının azaltılması daha doğru bir karar olurdu. Kamu harcamalarında şeffaflık, ekonomik zorluklardan çıkışın en önemli gündem maddesi olmalıdır.

Yazara Ait Diğer Yazılar