“Kapıların güvenle açılması lazım… Yoksa dert”

Emre ALKİN
Emre ALKİN PAYLAŞMASAK OLMAZDI emre.alkin@dunya.com

Bugünkü konuğum Yasin Oğuzhan. Tam 7 yıl asansör sektöründe yaşadığı deneyimlerden sonra “önce güvenlik” demiş Yasin Bey. İş kazalarını ve güvenlikle ilgili yapılan hataları dikkatle izlemiş. Disiplinli bir ailede büyümüş. Hep çalışmış. “Eşime müteşekkirim” diyor. Şimdi ise Assa Abloy’da genel müdür olarak kariyerine devam ediyor. Havaalanlarından fabrikalara kadar birçok kapıdan geçerken haberiniz olsun. O kapıların önemli kısmı Yasin Bey ve ekibinin emeğiyle orada duruyor. Paylaşmasak olmazdı.

Sizin işiniz güvenlik ile alakalı aynı zamanda. Dünyada güvenlik paradigması ne durumda? Nereden nereye geldik? 

Haklısınız. “Kapı” aslında dış dünya ile aramıza koyduğumuz ihtiyaç halinde kaldırabildiğimiz bir güvenlik duvarı. Dünyada ve Türkiye’de de bu durum giderek önemini artırıyor. Sadece dış tehditler değil tesislerdeki kullanıcıların güvenliği de çok önemli. Mesela adliye veya hastanelerde yaşanan, toplum olarak çok üzüldüğümüz talihsiz olaylar kapılarında kullandıkları güvelik tedbirlerinin artmasında çok önemli rol oynadı. Eskiden kaç hastanede veya adliye kartlı geçiş sistemlerini görebilirdiniz? Şimdi bunun önemi giderek artıyor. Ancak güvenliğin dışında da çok ciddi başka trendler şu sıralar önemini giderek arttırıyor. Bunlar de enerji verimliliği ve dijitalleşme. Sadece elektronik aletler değil evlerimizdeki kapılarda da dijitalleşme giderek yükselişini sürdürüyor. Artık cep telefonunuzdan bile evinizin kapı kilidini bir uygulama ile açabiliyorsunuz. 

“Yaşadığım deneyimler beni şu an yaptığım işe yönlendirdi”

Madem konuya girdik, okuyucuların anlaması için tam olarak ne yaptığınızı kısaca anlatır mısınız?

Assa Abloy dünyada kapı ve kapı açma çözümlerinde önde gelen İsveç firmasıdır. Endüstriyel kapılar, kayar veya döner kapılar, kapı kapatıcısı veya kapı kilitlerine kadar yaklaşık 250’nin üzerinde markamız bulunuyor. Dünyada yılda ortalama 12 firma satın alarak hem içten hem de dıştan büyümeye devam ediyoruz. Ülkemizde henüz endüstriyel kapının ne olduğu ve nerelerde kullanılacağı tam bilinmiyorken belki de ilk endüstriyel kapıyı Adana’da montajladık. Akabinde ülkemizde çok iyi bilinen lüks otomotiv markasının tesislerinde tercih edildik. Hala bu müşterimizin tüm tesislerinde biz varız. Aslında gıda, temizlik, ilaç, otomotiv fabrikalarından başlayarak sıklıkla kullandığınız havalimanlarında dahi ürünlerimizi kullanıyorsunuz. Gururla söylüyorum bunu.

Yaptığınız işi seçmenizde yaşadıklarınız mı etkili oldu yoksa çocukluktan gelen bir motivasyon mu?

Açıkçası yaşadıklarım diyebilirim. İş güvenliği riskinin çok daha yüksek olduğu Asansör sektöründe 7 yıl çalıştım. Benim sorumluluk bölgemde veya şirketimde olmadığı halde yaşanan ölümcül iş kazaları beni fazlasıyla etkiledi. İçten içe canımı sıkan bu durum beklemediğim bir zamanda Assa Abloy’dan aldığım teklifi kabul etmeme neden oldu. Ofiste dahi çalışsanız olabilecek iş kazası olasılığı tabii ki şimdiki işimde de mevcut. Ancak ihtimal çok daha az. Tüm hizmet verdiğimiz firmalar da bu konuda çok hassas. Üzerine bizim hassasiyetimiz ve deneyimli teknisyenlerimiz eklenince eskiye göre daha rahat olduğumu söyleyebilirim. Montaj ve servis hizmeti veren tüm okuyucularınızın benimle aynı fikirde olduğundan eminim.  

Anne ve babanızın, ailenizin hayattaki seçimlerinize etkisi oldu mu? Nasıl bir ailede büyüdünüz?

Evet oldu. Annem ev hanımı. Beş kardeş olmamıza rağmen hepimize yetecek kadar disiplinli ve titiz bir yapısı vardı. Yani evde veya okulda farklı yetişme seçeneğim zaten yoktu. Kabataş Erkek Lisesi’ne beni yatılı öğrenci olarak gönderdi. Annem ve okulun disiplini giyotin gibi ensemde iken başka yola gidecek şansım zaten yoktu. Babam ise çok küçük yaşta kendi beş kardeşinin sorumluğunu taşıyan esnaftı. Babamdan gördüklerim ve onun yaşadıkları seçimlerimi fazlasıyla etkiledi. Belki de onun yaşadıklarını ben tecrübe olarak kendime aktarmaya çalıştığımı söyleyebilirim. İş hayatında ailemden uzakta beklemediğim birçok aksilik ile karşılaştım. Hep aklıma eşimin, anne ve babamın yaşadığı zorluklar geldi. Tekrar kendimi motive ettim. Eşim hep anlayışla tüm kararlarımı destekledi. Sonuç olarak bu gün ulaştığım her ne varsa eşim, annem ve babamın çok ciddi etkisi olduğunu söyleyebilirim.     

Bu işi yapmaya ne zaman karar verdiniz? 

Girişimci ve esnaf bir ruha sahip olduğumu düşünüyorum. Her ne kadar kurumsal ve dünya devi bir firmayı yönetiyor olsanız dahi bir esnaf ya da KOBİ gibi müşteriye yakın olmanız gerektiğini düşünüyorum. Şimdiki işim ve firmamın da stratejisi tamamen buna göre. Karakterimle tamamen örtüşüyor.

“Eğitim, tecrübe ve ilişkiler bir arada olursa, başarı geliyor”

Sosyal medya yaptığınız işte ne kadar etkili?

Bireysel tüketicilerden ziyade iş dünyasına hitap eden ürünlerimiz olduğu için sosyal medyanın etkisinin kısmen az olduğunu söyleyebilirim. Türkiye’de faaliyet gösteren kardeş firmalarımızda sosyal medya çok daha fazla önem arz ediyor. 

Başka hangi mesleği tercih ederdiniz ya da ne yapmak istediniz?

Mesleki eğitimler veren bir kurumda eğitmenlik yapmayı çok isterdim. Belli bir süre sonra kariyerime böyle devam etmeyi planlıyorum. Satış, servis veya montaj gibi çeşitli alanlarda bizzat yaşayarak tecrübe kazandım ve kazanmaya devam ediyorum. Zamanı geldiğinde tüm bu konularda tecrübelerimi anlatmak beni çok mutlu eder.

Bu işte eğitimin, ilişkilerin ve tecrübenin payı size göre yüzde kaçtır? Özellikle sizin mesleğinizde.

Eğitimin payı çok yüksek. Biz makine, inşaat veya elektrik mühendislerinden oluşan ya da çok uzun süredir bu işle iştigal eden arkadaşlar ile çalışıyoruz. Neyi, kime ve neden teklif etiğimizi iyi bildiğimizi ve müşterimizi iyi anladığımızı düşünüyorum. Tecrübe tabii ki çok çok önemli. İlişki de mutlaka kapıları açar veya sizi öne geçirebilir. 

“Bu işte ekmek var, hem de fazlasıyla”

Bu işte ekmek var mı? Varsa gençler ve girişimciler nereden başlamalı?

Evet var. Kapısız bir hayat olmadığına göre hiç bitmeyecek bir işimiz olduğuna inanıyorum. Hala sürgülü demir kapıların veya otomatik olmayan kapıların olduğunu düşünürsek pazarın büyümeye açık olduğunu söyleyebilirim. Ürünün kullanım ömrü ve sıklığını da düşünürseniz “bu işte ekmek var” diyebilirim.

Hiç unutamadığınız bir anı var mı? Sizi çok güldüren ya da şaşırtan, belki de kızdıran?

Bir keresinde bir müşterimiz ile neredeyse hiç konuşmadan pazarlık etmiştik. Yaklaşık 2 saatte 30 dakika ya konuştuk ya da konuşmadık. Ya da bana öyle geldi. Çok komik ve ilginç bir pazarlık idi. Sonunda da hayırlı olsun diyerek anlaşmıştık. Hala düşündükçe o halimizi bana komik geliyor. Düşünün koca koca adamlar karşılıklı konuşmadan susuyorlar. Ama ortada bir iş var.

Çocuklarınız bu işi yapsın ister misiniz?

Tabii ki isterim fakat kızlarımın başka hayalleri var. Büyüyene kadar değişmez ise biri iç mimar diğeri de doktor olma peşinde. Ama ne doktoru olacağı her ay değişiyor. Mutlu olacakları bir iş olduktan sonra hayırlısı diyorum.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar