Kıdem tazminatı karşılığı ayrılmasının şirketlere faydaları

Rüknettin KUMKALE
Rüknettin KUMKALE rkumkale.ymm@gmail.com

Muhasebe sadece ayın belli günlerinde ve yıl sonları itibariyle beyannamelerin Vergi dairelerine verilmesi için yaratılmış bir düzen değildir. 

Muhasebe bilimsel olarak “İşletmede bir dönem içerisindeki mali hareketlere ilişkin bilgilerin ilgili defterlere kayıt edilmesi ve yıl sonunda işletmenin kâra girip girmediğini kontrol etmek, işletme sahibine ve ilgili kişilerin yararına bilgi sunan çalışmalardır.” Şeklinde tanımlanmaktadır. 

Bu tanımdaki “işletme sahibine ve ilgili kişilerin yararına bilgi sunan çalışmalardır” ifadesine dikkat çekmek istiyorum. Muhasebeden çıkan bilanço, gelir tablosu ve diğer mali raporlar sonucunda işletme sahibi şirketinin nasıl bir mali durumda olduğu hakkında bilgi edinebilme olanağına sahip olabilmektedir. Bu tablolar ile şirketler kredi başvurularını yapmakta, hisse satışlarında kullanmakta, şirketlerini devir etmek istedikleri takdirde gene bu mali tablolara ihtiyaç duymaktadırlar. 

O halde, muhasebeden çıkacak bütün mali raporların o şirketin bütün durumunu tam olarak yansıtabilir halde olmaları çok önem taşımaktadır. 

Bu açıdan, Kıdem Tazminatı karşılığı ayrılması hususuna dikkat çekmek gerekmektedir. 

Bilanço ilkeleri içindeki "b. Yabancı Kaynaklara İlişkin İlkeler" bendinin 3. fıkrası şu bilanço ilkesini açıklamaktadır. "Tutarları kesinlikle saptanamayanları veya durumları tartışmalı olanları da içermek üzere, işletmenin bilinen ve tutarları uygun olarak tahmin edilebilen bütün yabancı kaynakları kayıt ve tespit edilmeli ve bilançoda gösterilmelidir."

Muhasebe Sistemi Uygulama Tebliğinde açıklanan Muhasebenin Temel Kavramları içinde yer alan ihtiyatlılık kavramına göre "Bu kavram, muhasebe olaylarında temkinli davranılması ve işletmenin karşılaşabileceği risklerin göz önüne alınması gereğini ifade eder. Bu kavramın sonucu olarak, işletmeler, muhtemel giderleri ve zararları için karşılık ayırırlar, muhtemel gelir ve kârlar için ise gerçekleşme dönemlerine kadar herhangi bir muhasebe işlemi yapmazlar. Ancak bu kavram gizli yedekler veya gereğinden fazla karşılıklar ayrılmasına gerekçe oluşturamaz"

Yukarıda sözü edilen bilanço ilkesi ile muhasebenin ihtiyatlık kavramına göre işletmeler, bilanço gününde işletmelerini sanki kapatacaklarmış gibi düşünüp böyle bir durum halinde ödemeleri gerekecek kıdem tazminatını hesaplayarak bunun için karşılık ayırabilirler.

Kıdem Tazminatı Karşılığı için muhasebe hesap planında iki adet hesap bulunmaktadır. 372. Kıdem Tazminatı Karşılığı Hesabında bir yıllık dönem içinde ödenmesi muhtemel kıdem tazminatları için ayrılan karşılıklar izlenir. 472. Kıdem Tazminatı Karşılığı Hesabında ise bir yıllık dönemden uzun bir zaman içinde ödenmesi muhtemel kıdem tazminatları için ayrılan karşılıklar izlenir.

Sermaye Piyasası Yasası mevzuatına göre denetime tabi bulunan ortaklıklar kıdem tazminatı karşılığını hesaplamak ve ayırmak zorundadırlar.

Kıdem Tazminatı Karşılığı ileriye dönük bir hesaplama ve muhtemel bir gider ile ilgili olduğu için vergi yasalarımızca gider olarak kabul edilmemektedir. Bu sebeple ayrılan Kıdem Tazminatı Karşılıkları Kanunen Kabul Edilmeyen Gider olarak vergi matrahının hesabında ticari kazanca eklenmek zorundadır.

Kıdem tazminatı karşılığının ayrılması ve bunların hesaplarda gösterilmesi durumunda, çıkacak olan bilanço şirketin o tarih itibariyle durumunu net olarak yansıtacaktır.  
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
İnovasyon 16 Ekim 2019
İşletme sermayesi 16 Temmuz 2019