Kriz ve emekliler

Ömer Faruk ÇOLAK
Ömer Faruk ÇOLAK EKONOMİ ATLASI dunyaweb@dunya.com

Avrupa Birliği ve ABD'de yaşanan kriz tartışmaları kamu harcamalarını yeniden gündeme taşıdı. Özellikle Yunanistan'da kamu harcamaları içinde sosyal güvenlik harcamalarının borçların artmasında önemli etken olduğu genel kabul gördü.

Daha önce de bir yazımda Almanya Başbakanı Merkel'in çok tatil yapanlar Euro Bölgesi'nden ayrılsın sözünü kullanmıştım. Merkel gibi düşünenler Portekiz, İrlanda, İtalya, Yunanistan ve İspanya'yı (PIIGS) yüksek emekli maaşları ve düşük işgücü verimliliği ile suçlamaktalar. Bundan dolayı bu ülkelere yapılacak yardımları kamu harcamalarını kısma, özelde de sosyal güvenlik harcamalarının düşürülmesi koşuluna bağladılar.

Bu söylem bizler için yabancı değil. Çünkü ülkemizde yapılan reformlara rağmen, hâlâ sosyal güvenlik harcamalarının bütçe açığı üzerinde önemli bir olumsuz katkısı var. Ancak tek başına emeklilerin krizin nedeni olarak göstermek doğru mu? Bu soruya hemen yanıt vermek yerine gelişmiş ve yükselen ekonomilerde durum ne buna bakalım.

Fazla nüfus başa bela. Bunun derdini Çin, Hindistan, Pakistan, Bangladeş gibi ülkeler çekiyor. Ancak yaşlı nüfus da başa bela. Yüksek sağlık harcamaları ve emekli maaşları kamu bütçesini zorlayan kalemler. Ancak sosyal güvenlik sistemini popülist politikalardan uzak tutan ülkelerde bu sorunu aşmış durumdalar.

Henüz bu aşamaya gelmemiş ülkelerde sosyal güvenlik harcamalar tıpkı Yunanistan'daki gibi krizlerin nedenleri arasına girebiliyor. Bu konuda geçtiğimiz ay IMF'in "Finance and Development" adlı dergisinde Philippe Karam, Dirk Muir, Joana Pereira, and Anita Tuladhar tarafından yayımlanan makalede ülkelere yaşlılığın maliyeti ele alındı.(Finance & Development, June 2011,Volume 48, Number 2).

Makale aslında emeklilik yaşının yüksek olması, maaşların düşük düzeyde tutulması gibi IMF'in klasik söylemlerini tekrarlıyor. Ancak bize bazı veriler de sunuyor. Bu verilerden yola çıkarak birkaç saptama yapalım:

· Yüksek emekli maaşları olan her ülke krize girmiyor. Örneğin Finlandiya, Norveç, Hollanda krizde değil. Bu ülkelerde emekli maaşlarının GSYİH'ye oranı yüzde 3'ler düzeyinde. Buna karşın oranın yüzde 1'in altında olan İtalya borç krizinde.

· Yükselen ekonomiler içinde emeklilere en çok kaynak ayıran ikinci ülke yüzde 4 ile Türkiye. Daha sonra Rusya ve Meksika geliyor. Bu iki ülke de borç krizinde değil.

Yaşlanmanın Maliyeti: Emekli maaşı harcamalarının GSYİH içinde payı

Bu verilere bakarsak sosyal güvenlik harcamaları ya da burada öne çıkarttığımız emekli maaşları tek başına krizin nedeni olamaz. Bu harcamaların sorun olması harcamaların finansman kaynakları ile ilişkilidir. Eğer harcamalar aktuarya dengesini bozan bir şekilde, borçlanma ile yapılıyorsa bütçe için sorun oluyor.

Borç krizinde olan ülkelerin bir kısmında bu denge bozuk. Türkiye'de de 1990'lı yılların başında bu denge bozuldu ve sosyal güvenlik sistemi bütçe içerisinde ciddi bir yük oldu. Daha sonra yaptığımız reformlarla bu yük azaldı ise de, kayıt dışı istihdamın yüksek olması, yeşil kart uygulamaları gibi nedenlerle istenilen denge henüz sağlanabilmiş değil.

Buna rağmen bir ay önce yapılan genel seçimlerde ekonomiye ilişkin tartışmaların, sosyal güvenlik harcamaları ve transfer harcamaları üzerinden yapılması, siyasi partilerimizin ekonomi ile yaptıkları saptamalarının henüz yeterince rafine olmadığını gösterdi. Seçim sürecinde Nisan 2011 itibari ile işgücüne katılım oranı yüzde 49.9, kadınların işgücüne katılım oranı yüzde 28.9 olan ülkemizde, çalışmayan evde oturan kadını sosyal güvenceye kavuşturma savı ile maaş bağlama sözü bile verildi. Programına bunu koyan parti bu ülkede işgücüne katılım oranının ve işgücü verimliliğinin düşük olduğunu göz ardı etti.

PIIGS ülkelerindeki kriz, kamu harcamalarının nazik bir konu olduğunu bir kere daha gösterdi. Türkiye'de iktidarda ve muhalefette olan siyasi partiler de, bu konuda daha dikkatli olursa, gerçekçi programlar ve politikalar ortaya çıkar.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Çin böyle gider mi? 04 Ekim 2019
Yeni parasal ralli 27 Eylül 2019
Trump etkisi 13 Eylül 2019
Kapıyı çalan kimdir? 06 Eylül 2019
Talep mi borç sorunu mu? 30 Ağustos 2019