Kur müdahalesi ikiz açık ve finansal istikrar

A. Levent ALKAN
A. Levent ALKAN aleventalkan@gmail.com

Erken seçim ve erken seçim ekonomisi... 80 sonrası tecrübelerimizle örtüşüyor; sıkıntının ödülü tecrübelerimiz. İşte ilk adım:

Merkez Bankası (Merkez) kura müdahale etti. Merkez, rezerv opsiyon katsayılarını (ROK) değiştirdi. Dolar/TL 4.2280’e kadar geriledi (saat: 12:22), ardından Dolar/TL 4.2685 kadar yükseldi (saat: 14:58).

Bu ROM karmaşık bir mekanizma; “zorunluluk içinde seçenek”.

2011 yılı sonunda uygulamaya giren bu mekanizma, her şeyden önce bir seçenektir. Bankalar isterse kullanır, istemezse kullanmazlar. Konuyu karmaşıklaştıran nokta da işte tam buradadır.

Zorunluluk içinde seçenek de ne demek?

Bankalar, topladıkları mevduat kadar Merkez'de karşılık ayırmak zorundadırlar. Güncel mevzuatlar çerçevesinde 50 milyar TL mevduat Merkez güvencesindedir. Bu, çok iyi bildiğimiz “mevduat sigortası” dır. Merkez, hem mevduatların hem de toplam finans sisteminin istikrarı için bunu kendinde bir rezerv olarak tutar. 2011-2014 arasında tüm sistemin karşılık rezervleri 53 milyar dolar (Haz.2014) kadardır. Bunun 38 milyar doları döviz, 15 milyar doları da altından ibarettir.

Rezerv opsiyon mekanizması (ROM) nasıl işler?

Yatırımcı birikimlerine yön vermek için bankalara başvurur. Banka; TL, döviz ya da altın mevduat olarak bu birikimlerini kendinde toplar. Bu, bankaların vereceği krediler için fon kaynağı olur. Şimdi sıra, mevduatın küçük bir yüzdesini Merkez’de zorunluluk şeklinde ayırmaya gelir. Çünkü bu sigorta, finansal sistemin istikrarı için bir zorunludur.

Merkez istediği kadar TL basar. Bunun maliyetini de enflasyon, kamu maliyetinde bozulma şeklinde öder. Toplum olarak belki de tüm küresel ekonomi olarak öderiz. Halen dünya ticaretinin ve finansal piyasalarının üçte ikisini elinde tutan dolardan yola çıkalım. Dolar basma yetkisi dünya da sadece FED’in elindedir. Merkez dolar basamaz. Elbette euroda basamaz. ROM uygulamasından önce, bankalar topladıkları dolar, euro, yen, altın karşılığında Merkez’de aynı cinsten karşılık ayırırlardı. Bu bir zorunluluktu. ROM; topladıkların yabancı paralar olsa da, TL olarak da tutabilirsin dedi. Merkez, birim TL zorunlu karşılık tutarına karşılık gelen dolar, euro, yen, altın için rezerv opsiyon katsayısı (ROK) belirledi. ROK oranını artırıp azaltarak finansal istikrara destek olmayı amaçladı. Mesela ROK 2 olduğunda; 1 TL zorunluluk, 2 TL dolar, euro, yen altın değerinde karşılık bulacaktır. Merkez katsayıyı artırdıkça kendinde daha fazla rezerv topladı. Katsayıyı düşürdükçe de kendinde daha az rezerv tutarak bankalara bu topladığı rezervleri geri iade etti.

Peki dün Merkez ne yaptı?

Zorunlu karşılıklarda ROM kapsamındaki değişikliklerle şunları yaptı:

1. Eskiden bankalarda dolar, euro, yen altın şeklinde toplanan mevduatlar %55 kadarıyla görece yüksek bir ROK çarpanıyla karşılık bulan TL rezerv karşılık imkanı elde etmektedir. Şimdi %45’lik kısmıyla görece daha düşük ROK çarpanıyla Merkez, 53 milyar USD rezervine ivme kazandırmaktadır.

2. Söz konusu değişiklik ile yaklaşık 6.4 milyar TL likiditenin piyasadan çekilmesi ve yine yaklaşık 2.2 milyar dolar tutarında döviz, bankaların kullanımına geçebilmiştir.

3. Merkez piyasaya iyi günlerde topladığı dövizleri kullanması için sunmaktadır. Yabancı para gevşek para politikası uygulanmaktadır. Piyasanın döviz kemerini birkaç kademe gevşetmektedir. 2.2 milyar dolar dövizi bankaların kullanımına açmaktadır. Merkez, finansal piyasaların kemerini %55 kadar sıkarken, şimdi %45 sıkmaktadır. Bunun karşılığında da piyasadan 6.4 milyar TL çekmektedir.

4. Merkez’in ROM müdahalesi, finans sisteminin beklentileriyle örtüşmemiştir.

Finans yazını ne diyor?

“Reserve options mechanism: Does it work as an automatic stabilizer?” çalışmalarında O. Aslaner, U. Çıplak, H. Kara ve D. Küçüksaraç dörtlüsü, “ROM’un amacı sermaye akımı oynaklıklarının zararlarını hafifletmek olsa da her zaman çalışmaz” demektedirler. Ayrıca, bankalar ROM kullanırken TL fonlama maliyeti olarak gecelik piyasada oluşan faizler ile TCMB ortalama fonlama faizini dikkate almaktadırlar. Diğer bir anlatımla, döviz likidite kıstası bankaların ROM kullanımına bir açıklama getirememektedir. Fon çıkışlarına karşılık kısa vadeli faizlerin verdiği sistematik tepkiler, ROM’un otomatik dengeleyici etkisini sınırlar.

Diğer bir mesele de ikiz açıklarımızdır. Bizi bir timsah ağzı kıskacıyla köşeye sıkıştırabilmektedir. Genelde kriz varsa ekonomik büyüme durmuş, cari daralmış ancak ikiz açık genellikle verilmemiştir. Bu kez en büyük kırılganlık, ikiz açık veriyor olmamızın ekseninde gelişiyor. 2006-2018 döneminde 2008 krizinden geçerken cari açık daralıp bütçe açığı artıyordu. 2011-2016 dönemi sağlıklı bütçe sürdürülebilir büyüme temposundaydı. 2016 ve sonrasında finansal sistem adım adım köşeye çıkışırken, 2018 yılından itibaren buna küresel ekonomiler de eşlik etmektedir.

İkiz açıklar sistemi nasıl sıkıştırıyor?

Ocak-Mart bütçe açığı toplamı 19.7 milyar TL. Grafikte koyu çizgili bütçe açığı, 2016 sonundan itibaren hızla artmış, yıllık 70 milyar TL’ye demirlemiştir. Bir yanda yaratılamayan paralarla verilen teşvikler; diğer yanda, daralan finansman koşullarıyla artan cari açıklar vardır. Ekonomik büyüklükler açısından ilk etki, genel fiyatlar düzeyinde artışlar şeklinde olmaktadır. Enflasyondaki bu artışın iki de tedarikçisi bulunmaktadır; döviz kurlarındaki artışlar ve ham petrol fiyatlarında yükselişler.

İnsiyatif, doğruyu söylemeden yapabilmek olduğuna göre; az laf çok iş yapmak zamanıdır. O zaman, doğrunun tanımı da çok önemlidir. Yeter ki her şeye kızmayalım. Japonların şu atasözü çok güzel: “Kızgın adam hayatta girdiği tüm savaşlardan yenik ayrılır”. Öte yandan kendimizi de herkese uydurmak için yontmayalım. Unutmayalım, yontula yontula tükenip gitmek de var bu işin içinde. Küresel siyaset, ekonomik rekabet çok acımasız.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar