Marifet HODL’da mı, 'trade’de mi?

Kazanırken güzel ama ne kadar acı veren bir de­neyim olabiliyor bu yatırım dünyası! Geçen Kasım’da al­dığın bir miktar Bitcoin, yıl içinde öyle arttı ki, tüm za­manların en yüksek değerine (~126K – 6 Ekim) ulaştı ve sa­dece 4 gün sonra düşüşe geçe­rek bu kasım ayında geçen se­ne aldığın fiyatla neredeyse aynı noktaya geldi. Peki yatı­rım bunun neresinde? Mari­feti bu mu, 1 yıl boyunca heye­canlandık, hayal kurduk, ama başladığın noktadasın yine. Geçen zamana mı yoksa kaza­nabilecekken kaybettiklerine mi üzüleceksin?

Bu konuyu geçtiğimiz hafta LinkedIn’de ele aldım; 18 Ka­sım 2024’ten 18 Kasım 2025’e kadar olan fiyat hareketine bakınca Bitcoin bu dönemde hem sert yükselmiş, hem de ara ara ciddi düzeltmeler ya­şamış. 90.500 dolar, ardından Ocak 2025’te 109.071 dolarla yılın ilk zirvesi, Nisan 2025’te 76.000 dolara geriledi, ardın­dan 6 Ekim’de bu kez 126.200 dolarla yeni bir ATH yaptı. 18 Ka­sım’da ise fiyat ye­niden 91.000 do­lar civarında ka­pandı.

Şimdi düşüne­lim… Bu fiyat ha­reketlerini bu­günden geriye doğru bildiğimiz bir evrende, ya­ni mükemmel zamanlama evreninde, doğru noktada sa­tıp doğru noktada alıyoruz, ne olurdu? Yukarıda belirtti­ğim yüksek fiyatlarda satıp, dip fiyatlarda alsaydık 18 Ka­sım 2024’te 1 BTC’yi tam 1 yıl soınra yaklaşık 1,99 BTC ala­biliyoruz. Tek kelimeyle mü­kemmel. Peki bu sonuç ne de­mek? Kağıt üzerinde harika. Gerçek hayatta ise neredeyse imkânsız.

Asıl soru şu: Marifet HODL’da mı, yoksa trade’de mi?

Teoride elbette aktif trade, yani al-sat yapmak, HODL’dan daha iyi sonuç verebilir. Yuka­rıdaki senaryoda bunu gördük. Ama o senaryo geçmişi bile­rek yazıldı. Geleceği kim bi­liyor? Kim dip noktayı anın­da ayırt edebiliyor? Kim zirve geldiğinde “tam burası zirve” diyebiliyor? Elon Musk bile bazen tutturamıyor.

İşin pratik tarafı çok daha farklı. Aktif trade demek daha fazla stres, daha fazla hata, da­ha fazla komisyon ve en önem­lisi daha fazla duygusal karar demek. Fiyat yükselirken “da­ha da yükselir mi?” paniği, dü­şerken “acaba daha da düşer mi?” korkusu… Buna karşılık HODL stratejisi, yani uzun va­deli tutma yöntemi, çoğu za­man basitliğiyle kazanıyor. Duygu yok, acele yok, hata ris­ki daha az. Zaman zaman yeni­den dengeleme (rebalance) ya­pan, portföyünü belirli oran­larda yöneten yatırımcılar uzun vadede aktif trader’ların önemli bir bölümünü geçiyor.

Asıl marifet nerede?

Birincisi risk yönetimin­de. Portföyünde ne kadar BTC tutacağını, ne kadarını nakit­te veya başka varlıklarda tuta­cağını bilmek işin temel taşı. Kaldıraçtan uzak durmak, liki­dasyon riskini sıfıra yakın tut­mak da öyle.

İkincisi stratejiye sadakat. Bugün nasıl hissettiğine gö­re değil, önceden belirlediğin plana göre hareket etmek. Yüz­de bazlı alım-satım kuralları, zaman bazlı DCA (Dollar-cost averaging - fiyatı tahmin et­meye çalışmadan belirli ara­lıklarla sabit miktarda yatırım yaparak maliyeti zaman içinde ortalamaya düşürme yöntemi) gibi yöntemler bu yüzden var.

Üçüncüsü ise zaman ufku.

Yoğun çalışan biriysen tüm gün ekran takip etmek hem verimsiz hem de yıpratıcı. Bir noktada, zamanını trade’e har­camak yerine üretmeye, geliş­tirmeye, hayatını yaşamaya ayırmak çok daha yüksek bir beklenen yaşam getirisi sağ­lıyor.

Özetle; evet, mükemmel trade ile 1 BTC’yi 1 yılda 2 BTC yapabilirdin. Ama gerçek dünyada kimse mükemmel de­ğil. Bu yazı bir yatırım tavsiye­si değil. Sadece matematik­sel bir tespit. Ve biraz da haya­le dayanan bir senaryo. Çünkü dipi bilmek, zirveyi öngör­mek, tam zamanı bu diyebil­mek göründüğü kadar kolay değil. Zaten kolay olsaydı her­kes yatırım milyoneri olurdu.

Gerçek marifet, doğru stra­tejiyle, doğru risk yöneti­miyle ve doğru psikolojiyle uzun yolda sabır gösterebil­mekte. Belki de asıl kazanan­lar, fiyatı sürekli tahmin etme­ye çalışanlar değil; zamanın akışına ve kendi planına gü­venenlerdir.

Yazara Ait Diğer Yazılar