Ölüm aylığının iptalinde mülkiyet hakkının ihlali ile ilgili AYM kararı

Rüknettin KUMKALE
Rüknettin KUMKALE rkumkale.ymm@gmail.com

17.01.2019 tarih ve 30658 sayılı Resmi Gazete’de 2015/18918 başvuru numaralı ve 28.11.2018 karar tarihli Anayasa Mahkemesi kararı yayımlanmıştır.

Başvurunun konusu:

Söz konusu karar, başvurucunun sosyal güvenlik aylığının ödenmeye başlandığı tarihten itibaren geçerli olacak şekilde iptal edilmesi ve başvurucun geriye dönük olarak borçlandırılması nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

Başvurucunun İddiaları:

Başvurucu, sigortalı olan eşinin vefatından sonra eşinin askerlik dönemine ilişkin sürenin primini yatırması neticesinde kendisine 1997 yılında ölüm aylığı bağlandığını, ancak 2013 yılında yani on altı yıl sonra kurumun eşinin askerlik dönemi ile diğer sigortalılık döneminin çakışmasını gerekçe göstererek ölüm aylığını iptal etmesi ve geriye dönük olarak borçlandırması nedeniyle mağdur olduğunu belirtmiştir. Başvurucuya göre, Kurum gerek müteveffa İ.Ç. ye gerekse tarafına inceleme, denetleme ve doğru bilgileri iletme görevini yerine getirmemiştir. Başvurucu; Kurumca kendisine ölüm sigortasından yararlanacağı yönünde ümit verildiğini, askerlik borçlanması tutarının herhangi bir ihtilaf söz konusu olmadan kendisinden tahsil edildiğini ve bu şekilde yatırdığı tutarların Kurum hesaplarında nemalandırıldığını, ifade etmiştir. Başvurucu Kuruma müracaat sürecinde Kurumu yanıltacak herhangi bir bilgi ya da belge ibraz etmediğini belirterek Kurumun tamamen kendi hatalı işlemi ile ölüm aylığı tahsisi işleminden yaklaşık on altı yıl sonra ölüm aylığının iptali ile hakkında geçmişe dönük borç tahakkuk ettirilmesinin objektif iyi niyet kurallarına aykırı olduğunu belirtmiştir. Başvurucu ayrıca, hizmet çakışması sebebiyle iptal edilen günlerin isteğe bağlı sigortalılık süresi olarak kabul edilmesi imkanı varken bu imkanın da kendisinden esirgendiğinden yakınmıştır. Başvurucu, sonuç olarak bu gerekçelerle sosyal güvenlik hakkının ve hukuk devleti ilkesinin ihlal edildiğini iddia etmiştir.

Olayın Açıklanması :

Olayda Başvurucu, ölen eşi İ.Ç’nin sigortalı hizmetleri nedeniyle ölüm aylığı bağlanması amacıyla eşinin askerlikte geçen hizmet sürelerinin borçlanması için 03.04.1997 tarihinde SGK’ya müracaat etmiştir. Başvurucunun anılan talebi Kurumca kabul edilip 04.06.1985 – 01.05.1986 tarihleri arasındaki 327 gün askerlik borçlanması gözetilerek 01.05.1997 tarihinde ölüm aylığı bağlanmıştır. Başvurucu bu şekilde eşinin hizmet süresini 1080 güne tamamlayacak kadar askerlik borçlanması yaparak prim ödemiş ve kendisine 1080 gün üzerinden ölüm aylığı tahsis edilmiştir. SGK tarafından 2013 yılında İ.Ç.’nin dosyası üzerinde yapılmış olan incelemede 01.05.1986 ile 04.12.1986 tarihleri arasında askerlik hizmetiyle Bağ-Kur hizmetinin çakıştığının tespit edilmesi ve çakışan süre çıkarıldığında kalan toplam hizmet süresinin 1056 güne düşmesi nedeniyle başvurucunun ölüm aylığı iptal edilmiş ve başvurucu geriye yönelik olarak borçlandırılmıştır.

Anayasa Mahkemesi’nin Açıklamaları

Bu bağlamda ilk olarak ölüm aylığının bağlanması yönündeki işlemin tamamen idarenin tasarrufu ve gözetimi altında gerekleştirildiğine dikkat çekmek gerekir. Somut olayda Başvurucunun talebi üzerine ölüm aylığı koşularının gerçekleşip gerçekleşmediğini değerlendiren idarenin bildirimi üzerine Başvurucu tarafından eşinin askerlikte geçen hizmet süreleri üzerinden borçlandırma işlemi gerçekleştirilmiştir. Dolayısıyla idarenin Başvurucuya ölüm aylığı bağlanması için gerekli olan asgari koşulları taşıyıp taşımadığı hususunu dikkat ve titizlikle araştırarak aylık bağlanması için gerekli şartlardan olan hizmet süresinin 1080 günün altında olup olmadığını tespit ederek talebi değerlendirmesi gerekir. Ancak olayda bu olağan beklentinin yerine getirilmesini teminen Kurumca yerine getirilmesi gereken inceleme, denetim ve hak sahiplerine doğru bilgiyi verilmesi yükümlülüğü yerine getirilmemiş ve şartların yerine getirildiğinden bahisle Başvurucudan askerlik borçlanması tutarının tahsili yoluna gidilmiştir.

İdare, söz konusu denetim ve inceleme görevini yerine getirmediği gibi Başvurucuya izafe edilemeyen kendi kusuru sonucu oluşan işlemdeki hata unsurunu on altı yıl sonra fark ederek anılan işlemin iptali yoluna gitmiştir. Dolayısıyla olayda Başvurucunun idareyi yanıltmaya yönelik hileli bir işleminin bulunmadığı ve Başvurucunun bir kusurunun da olmadığı açıktır. Buna göre Başvurucuya ölüm aylığını alma koşullarını taşıdığı inancı verilerek askerlik borçlanmasının yaptırılması ve sonucunda süre şartının tam olarak yerine getirilmediğinden bahisle bağlanan ölüm aylığının iptalinde kusurun bütünüyle idareye ait olduğu anlaşılmaktadır.

Diğer taraftan Başvurucuya ödenen ölüm aylığının yersiz olduğunun tespit edilmesinde geçen yaklaşık on altı yıllık süre oldukça uzundur. Bu süre boyunca hatalı işlemin varlığının tespit edilebilmesini temin edecek ve Başvurucuya ödemeye devam edilen ölüm aylığının kesilmesi sonucunu doğuracak gerek Kurum içi gerekse Kurum dışı bir denetim faaliyetinin ya hiç, ya da yeterli düzeyde gerçekleştirilmediği anlaşılmaktadır.

(…)

Sonuç olarak, idarenin hatalı işlemlerinden kaynaklanan müdahalelerin sonuçlarını gidermek kamu makamlarının yükümlülüğündedir. İdarenin hatalı işlemlerinden doğan yükün bütünüyle kişiler üzerinde bırakılması mülkiyet hakkına yapılan müdahaleyi ölçüsüz kılar.

(…)

Bütün bu hususlar dikkate alındığında Başvurucunun, idarenin kusurundan dolayı ölüm aylığından yoksun bırakılmasının somut olayın özel koşulları altında Başvurucuya şahsi olarak aşırı bir külfet yüklediği, bu sebeple müdahalenin içerdiği kamu yararı amacı ile Başvurucunun mülkiyet hakkının korunması arasındaki adli dengenin Başvurucu aleyhine bozulduğu sonucuna ulaşılmaktadır.

Açıklanan gerekçelere Anayasa’nın 35. Maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

Anayasa Mahkemesi’nin kararı:

-Mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğunu oy birliğiyle,
-Anayasa’nın 35 . Maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine, Oy çokluğuyla,
-Mülkiyet hakkının ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere kararın …… Mahkemesine gönderilmesine,
Karar verilmiştir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
İnovasyon 16 Ekim 2019
İşletme sermayesi 16 Temmuz 2019