Şubat TÜFE kur ve Merkez’in fonlama maliyeti

A. Levent ALKAN
A. Levent ALKAN aleventalkan@gmail.com

Enflasyon şubatta çift haneli yüzünü gösterdi. Kurların yüksek seviyeleri enflasyonda düşüşü zorlaştırıyor. En kritik artışlar; ulaştırma, sağlık ve konut sektörlerinden geliyor. TL’nin zayıfl ama hikayesi bu üç sektörün girdi maliyetlerini artırıyor. Türkiye ekonomisinde öne çıkan güçlü dolarizasyon, kur kaynaklı maliyet artışlarını gizleyemiyor. ÜFE şubatta %1.26, yıllık bazda %15.36 ile %0.81 ve %10.13 TÜFE’den daha hızlı artışıyla “maliyet enflasyon”a işaret ediyor. Maliyetlerdeki bu artış, gecikmeli bir zaman farkıyla TÜFE’ye de yansıtılıyor. “Değişmeyen, değişimin kendisi”. TÜİK’de 2003 yılından bu yana TÜFE’nin alt sektörlerindeki ağırlıkları düzenli olarak değiştiriliyor. 2015, 2016 ve 2017 yıllarındaki sektörel ağırlıklar, değişik TÜFE sonuçları ortaya çıkaracaktır. Buna göre 2017 Şubat’ında %0.81 olarak sonuçlanan TÜFE enflasyonunu, bir an için sektörel ağırlıklarının ulaştıracağı düzey, 2015 ve 2016 yıllarında farklı farklı sonuçlara işaret edecektir. Eski ağırlıklarla, 2017’de %081 olan Şubat sonuçları, 2015 yılında %0.80, 2016’da %0.77 şeklinde gerçekleşecektir. İçerdeki tek seferlik fiyat ayarlamaları ve yüksek maliyetleri dolarizasyonun yüksek olduğu tüm sektörlerde belirgin ayrışıyor. Öyleyse sıralayalım:

1) Üretimin her aşamasında yüksek kalmış bir dışa bağımlılık.

2) Düşen Rus uçağının ardından turizm sektöründe gezici turistlerin talepleri belirleyici olmuş; ağırlıkların gıda, konut gibi sektörde düşüp, alkollü içecekler, lokanta ve otel hizmetleri gibilerinde de artmasına neden olmuştur. Yıllık hanehalkı, turist ve kurumsal nüfusun taleplerindeki sert değişimler, TÜFE üzerinde de benzer etkilerle ortaya çıkmıştır.

3) Çin ve ABD gibi ülkelerde hareketlenen enflasyon ve enflasyon bekleyişleri, böylesi güçlü ihraç edebilme kapasitesi bulunan ülkeler sayesinde “küresel bulaşıcılık” derinden hissedilmiştir.

Sonuç olarak yükselen enflasyon Merkez Bankası’nın fonlama maliyetlerinde yeni bir kademeye artış anlamına geliyor. Tüm bu değişimler Hazine’nin borçlanma maliyetine de yansımakta gecikmiyor. Nitekim piyasa faizi %11.30 olmasına rağmen, ihalede satışlar %11.45’den gerçekleşme zorunda kalıyor. Bu yıl küresel rüzgar da aleyhimize esmeye başladı: 55 dolar düzeyine oturan hampetrol fiyatları, dış siyasetin artan bölgesel gerginliklerle bozulan havası ve Çin’de, ABD’de yükselen enflasyon. Öyle ya da böyle, yıllardır uyuyan enflasyon yılanının kuyruğuna bastık. Bu kez öncül davranalım ve yılanın başını küçükken ezelim.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar