SYRIZA

Gündüz FINDIKÇIOĞLU
Gündüz FINDIKÇIOĞLU GLOKAL BAKIŞ debrovian@gmail.com

SYRIZA kazandı. 149 milletvekilliğine kazandı demek gerekir. Muhtemelen koalisyona gerek olmadan güven oyu alacak. Böylece ilgi çekmesi gereken bir süreç başlayacak.

Öncelikle “piyasa” yorumlarını neredeyse tümden reddettiğimi yazayım. Ne “ekonomik” bakabiliyorlar, ne “ekonomi politik” bakabiliyorlar. Finans piyasaları açısından kısa vadeli bakışlar genelde doğru ve zaten burada doğrultu olarak yanılmak zor. Euronun dolara karşı aşırı hızlı değer yitirmesinde, yani son haftalara kadar hemen gerçekleşmeyecekmiş gibi görünen 1.15’in altına inmesinde, Yunanistan seçimlerinin bir miktar etkisi olabilir. Ama daha çok bahane tarzında bir etki.

SYRIZA radikal sol bir parti değil. Bir görüşe göre sosyalist bile değil; fakat içinde sınıf savaşından bahseden insanlar var. Eski “iç komünist partiden” (Eurokomünist) gelenler, PASOK’dan gelenler, globalizme karşı 1990’ların sonundaki akımdan gelenler vb ile bir “cephe” görüntüsünde. Fakat çok başarılı bir iletişimi var ve lideri de genç. Üstelik bu lider daha 30’lu yaşlarının başındayken Atina Belediye Başkanlığı seçiminde yüzde 10’u geçebilmiş birisi. SYRIZA eurodan çıkmayacağını zaten açıklamıştı: AB’den çıkmaksa söz konusu bile değil. Zaten Yunanlıları biraz tanıyanlar AB’den çıkmak diye bir gündemin olamayacağını bilirler. 1981’de girdiler, üyelikten yıllarca büyük fayda sağladılar ve çoğunluğu AB üyesi bir ülkenin vatandaşı olmaktan ayrıca gurur duyuyor. 

Müzakere yapılacaktır fakat bu konuda da aslında çok şey yapıldı. 2010’da ilk defa patlayan Yunan dış borcu ve euro alanından çıkma olasılığı hikayesi geride kaldı. Borç zamana yayıldı ve maliyeti fazla yüksek değil artık. Hatta fazla yüksek değil yetmez, 2011 sonrası hızla düştü ve efektif faizi Hollanda’dan sadece biraz yüksek. Konu ne o zaman? Konu ilk bakışta yüksek olan ve yüzde 175’e tırmanan kamu borcu/GSYH oranının nasıl düşürüleceğinde yatıyor. Faiz dışı fazla vererek düşürme ısrarı –“kemer sıkma”- Almanya’nın ısrarı olarak algılanıyor ve Yunanistan’da hiç de hoş karşılanmıyor. Diğer yol, zaten borç sürdürülebilirliği sorunu sorun olmaktan çıkmış gibi göründüğü için, nominal GSYH artış hızına yüklenmekten geçiyor. Yani mümkünse reel büyüme hızını artırmak ve aynı zamanda biraz enflasyon yaratmak. Ama bu zaten AB’nin tümü için arzulanan şey. 
Yani mutlaka çok da fazla “heterodoks” olmadan Yunanistan’ın daha fazla kemer sıkmasının faydalı olmayacağına dair bir argüman üretmek mümkün. Sorun kısa vadede ve şu: SYRIZA finans piyasalarındaki aktörlerin çıkarlarına mümkün mertebe az dokunacak bir yol haritası çıkarabilecek mi?

Öte yandan işin “ekonomi politiği” de var ve daha kapsamlı bir konu. İlk “satın alınan” görüş şu: Brüksel ve Frankfurt, ve Yunan bankacıları ve Yunanistan riski taşıyanlar, SYRIZA’ya diz çöktürür ve PASOK hikayesi tekrar eder. SYRIZA zaten parçalı bölüklü manzara çizdiği için yeni kazandığı sadık olmayan seçmenler vaatlerini tutamayarak PASOK veya Yeni Demokrasi’den farklı bir politika izleyemeyecek hale getirilip eli kolu bağlanacak SYRIZA’dan uzaklaşır. Mümkündür. 
Fakat bir de şu var: AB’nin bütününde siyasi alternatifler birer birer yıpranıyor. Irkçı sağa hızla kayma henüz yaşanmadı ama işaretleri yok değil. SYRIZA gibi “optimal” ve Portekiz, İtalya, İspanya için de yol haritası oluşturabilecek “ılımlı ve uyumlu solu” hemen ortadan kaldırmak hiç de akıllıca olmayabilir. 
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Risk ve yavaşlama 01 Ekim 2019
Fed, resesyon, Türkiye 24 Eylül 2019
Coğrafya ve imparatorluk 17 Eylül 2019
Fed ve dolarizasyon 25 Haziran 2019